Fotoğraf: Manolis Glezos | Fotoğraf: DTRocks/Wikimedia Commons
Bir efsaneyi, anti-faşist Avrupa direnişinin en önemli isimlerinden Manolis Glezos’u kaybettik.
SYRIZA lideri Aleksi Çipraz, Glezos’u kaybetmenin derin üzüntüsüyle, “Kendini halka adamayı bilen örnek bir savaşçı olarak sonsuza kadar yaşayacak” dedi.
"Sol, bugün hepimiz kendimizi yetim hissediyoruz; onunla birlikte yürüdüğümüz için de çok şanslıyız."
Başbakan Mitçotakis de Yunanistan’da bayrakların yarıya indirileceğini "özgürlüğün sembolünü kaybettik" diyerek duyurdu; "teslim olmayan bir kuşaktandı, politik fanatizmin esiri olmadı".
Ben de Glezos’un kaybına çok üzüldüm, Atina’daki arkadaşlarla konuştuk. Herkes çok üzgün. Korona günlerinde cenazesine katılmamız imkansız görünüyor. Muhtemelen Yunanistan’daki yoldaşlarımız önümüzdeki yakın gelecekte gelmesini dilediğimiz koronasız günlerde Glezos’u hep birlikte anmamızın yolunu bulacaklardır.
Atina'daki Avrupa Sol Partisi toplantılarında Glezos’u iki kez görme şansım oldu. Dolayısıyla ben de kendimi çok şanslı hissediyorum, Çipras kadar olmasa da.
Birinde Mikis Teodorakis’le birlikte toplantının konuşmacılarıydılar. Çok heybetliydiler. Avrupa’nın dört bir yanından gelen sol parti temsilcileri olarak bizler için geçmişimizin iki büyük devini görmek çok güzeldi.
Akropol
Apostolos Santos ile 30 Mayıs 1941’de gece yarısı Alman işgali altındaki Yunanistan’da Akropolis’e tırmanıp gamalı haçlı Nazi bayrağını indirmişlerdi. Eylemleri sadece Yunanistan için değil, tüm Avrupa direnişinin başlangıcı kabul edilir.
O sırada her ikisi de 18-19 yaşlarında üniversite öğrencisiydi. Santos hukuk okuyordu, sonradan okulunu bitirdi. Glezos iktisat öğrencisiydi, devamını getirmedi.
Yoldaşı Santos'u on yıl önce kaybettik.
Glezos demek sürekli mücadele demekti. Küçük bir köyde doğdu, 13-14 yaşlarında ailesiyle birlikte Atina'ya geldi.
İki genç eylemden sonra direnişe katıldılar. Glezos birkaç kez hapse girip çıktı. Atina Belediyesi ve Kızılhaç'ta çalışırken direnişçilerle birlikteydi. Şehirde durum zorlaşınca Santos ile birlikte ülkelerinin Alman işgalinden kurtuluşuna kadar ELAS (Yunanistan Halk Kurtuluş Ordusu) gerillası olarak savaştılar. Savaş boyunca direnişi başlatan bu iki gencin adını Almanlar öğrenemediler.
1945
Glezos’in 1945’ten sonraki yaşamı uzun yıllar çok ağır şartlar altında geçti.
Alman işgali bitip Yunanistan tekrar bağımsızlığına kavuştuktan sonraki 1945-1975 arası 30 yılda işbaşına gelen bütün hükümetler, Albaylar Cuntası da dahil onu cezalandırmanın bir yolunu buldu.
12 yılı hapiste, dört yılı Yunanistan adalarında sürgünde geçti. Üç kez ölüm cezasına çarptırıldı. Uluslarası dayanışma onu bu üç ölümden kurtardı.
1975
1975 sonrası 45 yıl hayli ilginçti. Komünist olmakla birlikte iki kez PASOK listesinden milletvekili oldu. İki dönem Avrupa Parlamentosu’nda Yunanistan’ı temsil etti. Bu seçimlerden birinde Yunanistan’dan en yüksek oyu (430 bin) aldı. Ayrıca SYNASPİSMOS ve SYRIZA’dan birer kez milletvekili seçildi.
Genellikle milletvekilliğinden dönemlerini tamamlayamayarak parti yöneticileriyle kavga edip ayrıldı. Hep kızgındı. En son SYRIZA hükümetini Uluslararası Para Fonu’na teslim olmakla suçlayarak Bağımsız Sol Birlik’te yer aldı.
Glezos 2015’te Radikal Sol Koalisyon Partisi (SYRIZA) Avrupa milletvekili olarak kaleme aldığı "Geç olmadan" başlıklı mektubunda, "bu yanılsamaya iştirak ettiğim için Yunanistan halkından özür diliyorum" diyor ve tüm SYRIZA üyelerini çok geç olmadan hükümete tepki vermeye çağırıyordu.
“Elbette Yunanistan halkının 25 Ocak 2015 seçimlerindeki oyunu da değiştiremezsin. Halk, SYRIZA'nın vaatlerine oy verdi. 'Sadece Alman ve diğer AB kreditör oligarşinin değil Yunan oligarşisinin de stratejisi olan kemer sıkma önlemlerini iptal ediyoruz. Seçimlerin ertesi günü bir kanunla Memorandum, Troyka ve tüm kemer sıkma kanunlarını iptal ediyoruz.' şeklinde açıklamalar yaptık. Aradan bir ay geçti ve bu açıklamalarımız hala gerçekleşmedi. Yazık."
İcatçı
Çok okuyan, yazan biriydi; çok sayıda kitabı var. Hayata dair ilgileri siyasetin dışına da taşıyordu.
Glezos selleri önlemek, erozyonla mücadele etmek ve yeraltı suyunu korumak için bir sistem icat etti.
Patras Üniversitesi (1996/ Jeoloji Bölümü), Selanik Aristo Üniversitesi (İnşaat Mühendisliği Bölümü/2001), Atina Ulusal Teknik Üniversitesi (Maden ve Metalürji Mühendisliği Okulu/2003) ve Atina Ulusal ve Kapodistrian Üniversitesi (Felsefe Okulu/2008) Glezos'a fahri doktor unvanı verdiler, ödüllendirdiler.
Şekerleme
Glezos karısı Tzortzia ile birlikte Atina'da kitaplarla dolu küçük bir evde yaşadı. Öğleden sonra şekerlemelerine büyük bir inançla bağlıydı. Guardian’da yer alan ölüm haberinde bu öğleden sonra kestirmeleri Glezos’un ağzından aktarılıyor.
“ Sürgün ve hapishane mirası. Bu şekilde bir gün içinde iki günüm oluyor. Sabah 7'de başlıyorum, 15.00'te duruyorum, uyuyorum, 17.00'de tekrar hayata başlıyorum ve gece yarısına kadar devam ediyorum. “(TM/APA)