Edebiyatın içindeki eril tahakkümün kırılması üzerine derin bir sohbetteyiz. Bir tarafta edebiyat öğretmeni – yazar Melike Koçak hemen yanı başında ise yazar Hatice Meryem var. Meryem'in "Bir kadını nereden öldürmeye başlamalı?" kitabı gündem konusu.
Aras Yayıncılık’ın etkinlik alanı Yesayan Salonu’ndayız.
Sohbet o kadar derinlikli ilerliyor, kimse bölmek istemiyor.
TIKLAYIN - Melike Koçak'ın bianet yazılarını okuyun.
Koçak’ı dinliyoruz:
“Eril tahakkümü kırmak için kadınlar çok mücadele etti. Edebiyatta yeni bir kuşak daha geliyor. Erkek yazarlar çok konforlu bir alanda yazıyorlar aslında. Ne yazarsalar erkek olarak yazacakları için bir kabulle karışılacaklar. Editörlerin çoğu da erkek. Kadınlar yazdığında da erkekler değerlendiriyor. Edebiyatta verilen ödüller jüriler vs her yerde erkekler var. Bir belediye Gülten Akın paneli düzenliyor. Bu konuyu erkekler konuşuyor.
Bütün bu zor alan içerisinde bakıyoruz her taraf ıssız adam ve onların yazdıklarıyla dolu. Oysa edebiyatta feminist kadınlar var. Suat Derviş, Leyla Erbil, Adalet Ağaoğlu, Nilgün Marmara, Sevgi Sosyal, Tomris Uyar, Sevim Burak, Tezer Özlü..Hepsi ikincili arkada bırakılmak isteniyor.
O nedenle de bu kadar bela ile baş edilmeye çalışan bir alanda bu kitabın oldukça risk alarak yazılmış bir kitap olduğunu düşünüyorum.
"Ben bu kitabı ne için yazdım’ bölümü çok önemli. Oradaki çığlık diyebiliriz bir manifesto da diyebiliriz. Sadece kadın meselesi yok. Kimlik meselesi de var. Ben o metni bu kadar parçalanmışlığın içinde bir bütünleşme çağrısı olarak okudum. Yazar ‘bu kadar karanlığın içinde beraber yapabiliriz’ diyor gibi geldi. Sen ne düşünüyorsun?”
Hatice Meryem: Durmadan aileyi kötülüyoruz ya neden bunu yapıyoruz? Şunun için kötü oluyor katlanma diye bir şey giriyor aramızda. Belki sokakta görsek selam vermeyeceğiz; ama babamızla abimizle birada yaşama zorunluluğu bizi hasta ediyor.
Bitmeyen mesele var annemle mesela 40 yıldır bunu konuşmak istiyorum. Bunu bir türlü halledemiyoruz. Ben çok önemsiyorum anne ile yüzleşme meselesini.
“Hakikate gözümüzü kırpmadan bakabilmek..”
Melike Koçak: Ama erkeklerde bir anne ile yüzleşme yok.
Gündelik gerçeklikte kendine çizik atmak gibi kadınlar bunu yapıyor.
Hatice Meryem: Ben de öyle düşünüyorum. Kendim yaptığım gibi bunu başkalarından da bekliyorum. Hakikate gözümüzü kırpmadan bakabilmek önemli.
‘Yüzleşmezsek bir ömrü öyle kapatırız’
“Nette yazmışlar, ‘bu kitabı okuyup birini öldüreceğim’. Biri de yanıt vermiş ‘içinizde varsa öldürürsünüz’. Ben bir erkeğin psikolojisini anlatmaya çalıştığım şiddetin kökenlerini anlatmaya çalıştım.
Benim en çok alındığım şey hakikate bakma yüzleşme.. Bunu yapamazsak kendimizi kandırarak bir ömrü kapatırız. Öte tarafa da öyle gideriz. Sersem gibi gideriz öte tarafa.
Ben ayrılmış bir anne bana çocuğuyum. Sevginin durmadan yüceltilen tarafı; bunlara yabancı gibiydim. Ben bunu eşime âşık olduktan sonra çocuk doğurduktan sonra yaşamış olabilirim.
Karılık kocalık değil arkadaşlık ilişkisi kurmak; birlikte yan yana yürüyebilmek; birbirine katlanmak değil.
Bugün başbakan çıkıp “aile aile” deyince insanın siniri yerinden oynuyor. Eğer aile diyeceksiniz her ailede bir asalak oğlan var, biz onu şımartıyoruz. Her ailede kız çocukları psikolojik şiddete maruz kalıyor her kadın bir şekilde derecesi değişerek şiddete maruz kalıyor. Bunları çözmeden bu toplum normale dönemez.
“Kalemi- kamerayı başkaya kırmalıyız”
Melike Koçak: Feminist bir edebiyattan sinemadan söz etmek istiyorsak başkaya kalemi de kamerayı da kırmak gerekiyor. Bunun için mücadele eden insanlar var.
Türkiye’de bir feminist hareket var. Bunun dışında da edebiyatta gazetede eğitimde çeşit çeşit alanda başkanın sınırlarını zorlayan o konforlu alana kendisini teslim etmeyen isterse dışlansın çirkin ördek yavrusu ilan edilsin tüm bu bedelleri ödemeye hazır olan bir dolu kadın var.
Hatice Meryem: "Sinek Kadar Kocam Olsun Başımda Bulunsun" kitabındaki kadınlar yaşamak için taktikler geliştiriyordu. İstanbul Sözleşmesi diyoruz uygulamıyor. Yasa diyoruz uygulamıyor.
Dizide iki kardeş kavga ediyor. Birbirlerine hakaret seslenirken biri “havuç” diyor öbürü “feminist” diyor.
Feminizm neden kıymetli diğer bütün ideolojiler güç iktidar talep ederken feminizm sadece eşitlik talep ediyor. Bu işte bu erkekleri çok korkutuyor. (EMK)
* Bir Kadını Öldürmeye Nerden Başlamalı? Hatice Meryem, İletişim Yayınları