Dünya Yazarlar Birliği PEN'in ABD merkezi, "Barbara Goldsmith Yazma Özgürlüğü Ödülü"nü KCK İstanbul davasından Bakırköy Cezaevi’nde tutuklu bulunan çevirmen ve yazar Ayşe Berktay'a verdi. PEN Başkanı Peter Godwin,"Ayşe Berktay, Türkiye'de kadın hakları ve kültürel haklar bağlamında cesur, net ve tutkulu bir sestir ve kesinlikle hapiste olmamalıdır" dedi. Berktay'ın 30 Nisan’da New York'ta düzenlenen ödül törenine gönderdiği mesajını yayınlıyoruz. Törende mesajı PEN Türkiye Başkanı Tarık Günersel okudu.
Sevgili PEN üyeleri ve konuklar,
Aranızda olabilmeyi çok isterdim, ancak bu mümkün olmadığından size Bakırköy Cezaevi’nden selam ve sevgilerimi gönderiyorum.
Bu anlamlı ödül için teşekkürler ederim, benim için büyük bir onur. Bu ödülü ve PEN Başkanı Peter Godwin’in açıklamasını, Türkiye’deki özgürlük ve demokrasi mücadelesine önemli bir destek olarak görüyorum.
Burada binlerce arkadaşımla birlikteyim. Binlerce Kürt ve Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) üyesi siyasi görüşleri ve eylemleri nedeniyle hapiste. Hükümet yetkilileri her ne kadar onların yazdıkları, söyledikleri, düşünceleri, yasal siyasi eylemleri ya da BDP üyesi oldukları için değil “terör örgütü üyesi oldukları ya da örgütle bağlantılı oldukları” için hapiste olduğunu söylese de, bu doğru değil.
Evet, hakkımızda hazırlanan iddianamede bu yazıyor. Fakat ileri sürülen kanıtlar, yazdıklarımız, düşüncelerimiz ve yasal siyasi aktivitelerimizden başka bir şey değil. İddialarını destekleyen şeyler ise yaptığımız araştırmalar, okuduklarımız ve adalet, eşitlik, özgürlük ve demokrasi talebiyle yaptığımız tartışmalar.
Sadece Türkiye’de değil dünyanın birçok yerinde, “terörle mücadele kanunları” muğlak, kolayca şekil verilebilir ve keyfi uygulamalara çok rahat zemin hazırlar vaziyette.
Arkadaşım Arundhati Roy bir makalesinde, terörle mücadele kanunlarını, “muhalefet mikrobunu ortadan kaldırmak üzere geliştirilmiş geniş spektrumlu antibiyotiğe” benzetmişti, çok haklıydı.
Bu toplumlarda, bu sistemde, hapishaneler birçok farklı biçimde şekilleniyor. Biz burada duvarlarla çevriliyiz, bazı durumlarda ise duvarları etrafımıza kendimiz örüyoruz ya da bazen başkaları bizim çevremize duvar örüyor. İnanıyorum ki, biz bir kez başkalarının özgürlüğü için ayağa kalktığımızda, onların özgürlüğünün bizim özgürlüğümüz olduğunun farkındalığı ve ruhuna sahip olduğumuzda, duvarları da yıkacağız ve özgürlüğe ulaşacağız, ayrıca diğerlerinin özgürleşmesine de katkı sunmuş olacağız.
PEN Barbara Goldsmith Yazma Özgürlüğü Ödülü’nü bu ruhla kabul ediyorum ve bizim burada yalnız olmadığımızı hatırlattığınız için size çok teşekkür ediyorum. (AB/AS)