*Fotoğraf: AA - Çin'in koronavirüs nedeniyle 10 günde inşa ettiği 3 Şubat'ta açtığı hastane
Televizyonda akşam haberleri. Ülke ülke dolaşıyoruz. Covid-19 hala başrolde. Ölümlerin, eski hızında olmasa da devam ettiğini öğreniyoruz. Amerika açık ara önde gidiyor. Dünyanın bütün ülkelerinde iyileşen hasta sayısında artış var. Hastanelerin yoğun bakım servislerinde boş yatak sayısı umut verici oranda. Hastanelerde yatan covidli hasta sayısında düşüş var.
Yüreğimize su serpiyor bu haberler. Hastalanırsak, yatak yokluğu nedeniyle açıkta kalmayacağız. Özetlersek, eve kapanma uygulaması, bütün dünyada, virüsün yayılmasını büyük ölçüde yavaşlatıyor.
Haberlerde, hala, Covid-19 ön planda ama ölüm ve hastaneye kaldırılan hasta haberleri, yerini, yavaş yavaş, normale dönüş girişimlerine bırakıyor: “Virüs ile birlikte yaşamaya alışmalıyız !”
Okullar, ana okulları ve kreşlerden başlayarak açılıyor. Ortaokul ve lise öğrencileri biraz daha bekleyecekler okula dönüş için. Üniversitelerin açılması eylülden sonraya kaldı. Restaurantlar, kafe-barlar hariç diğer işyerleri ise çalışmaya başladı.
“Covid-19” haberleriyle dünya turuna devam ediyoruz. Afrika’da durum beklenenin aksine iyi. Facia öngörüleri, en azından şu an için boş çıktı. Neden acaba diye soruşturuluyor
Latin Amerika haberleri biraz geri planda kalıyor. Uzakdoğu’ya kayıyoruz. Singapur ve Hong-Kong’ta yeni Covid-19 vakaları var. “İkinci dalga mı geliyor” derken sıra Çin’e geldi : “Çin uzaya yeni bir uzay aracı gönderdi (5 mayıs Salı).”
Sürrealist bir tablo
Fransız Haber Ajansı’na göre, Çin uzaya gönderdiği yeni tip bir füze ile insanlı uzay yolculuğu projesinde önemli bir adım daha attı. İnsanlı yolculukları yapabilmek için geliştirilen bu füze denemesi başarılı oldu.
Yeni uzay aracı, sıcağa daha fazla dayanıklı, 3 yerine 6 astronot taşıyabilecek kapasiteye sahip ve kısmen yeniden kullanılabiliyor.
Böylece Çin’in Ulusal Uzay İstasyonu kurma ve Ay’a insan gönderme projesi yeni bir ivme kazandı. Çin bu yeni uzay aracı ile, Japonya ve Avrupa karşısında avantajlı duruma geçti. Çin uzay İstasyonu’nun 2022 yılında hizmete girmesi bekleniyor. Batının, Rusya’nın da katılımıyla sürdürdüğü, daha doğrusu artık devam etmekten vazgeçtiği Uluslararası Uzay İstasyonu projesi karşısında Çin rakipsiz hale geldi.
Covid-19 ve komplo teorileri
Aralık 2019'da, Vuhan’da bilinmeyen bir virüs ve koronavirüs salgını haberleri çıkmaya başladığında, ilk komplo teorileri “Amerikan’ın Çin’e karşı biyolojik savaş başlattığı” üzerine kurulmuştu. “ABD başkanı Trump, Çin’e karşı, ekonomik savaştan sonra, şimdi de biyolojik savaşı başlatmıştı”. Çin mazlum durumdaydı. Bu komplo teorisi kısa sürdü.
Çin, sakladığı korona virüs salgınını açıklamak zorunda kaldı. Olağanüstü önlemlerle salgını içte durdurdu. Ama olan olmuş, tüm dünyadan sakladığı salgın Çin’den dünyaya yayılmıştı.
Bu kez, virüsün, Çinliler tarafından, Vuhan kentinde bulunan P4* mikro-organizmaları araştırma laboratuvarında geliştirildiği ve buradan dünyaya yayıldığı söylentileri çıktı.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) başkanı Donald Trump, inatla, virüs “çin virüsü” adlandırmasını kullanmaya başladı. Yeni komplo teorisine göre, korona virüs insan yapımıydı. Komplo, Çinliler üretmişler, kaza sonucu veya bilinci olarak doğaya salmışlar iddiası üzerine kuruluydu.
Ama virüsün soy ağacının araştırılmasının verdiği sonuçlar bu söylentileri yalanladı. Virüs doğal dönüşüm sonucu oluşmuştu.
Daha sonra, özellikle Trump’un başını çektiği kampanya ile birlikte, virüsün aynı kentte bulunan düşük güvenlikli laboratuvardan kaza sonucu yayıldığı iddiaları ortaya atıldı. Bu iddianın üstüne İngiltere Başbakanı Boris Johnson hemen atladı ve Çin’i suçladı. Hatta Fransa Cumhurbaşkanı Macron bile bu iddialara utangaç bir destek verdi. Ama Merkel’in “yeterli kanıt yok” sözüyle bu tartışma da kapandı.
Çin’in virüs salgını konusunda kendi halkına ve tüm dünyaya karşı şeffaf davranmadığı, uzun süre salgını gizlediği açık. Bunun tüm dünya acısından ağır sonuçları oldu.
Çin’in ölü sayısıyla ilgili açıklamaları bile ciddiyetten tamamıyla uzaktı. Bir sabah kalktık, ölü sayısını tam tamına ikiye katlamışlar. Yanlışlık olmuş! Ona da katlayabilirlerdi, ikiye de bölebilirlerdi. Kim ne diyecek?
Bütün bunlar olurken, Komünist Parti’sinin durumu da dikkat çekici. Parti organlarında tam bir sessizlik hakim. Parti’nin tarihinde ilk kez bu kadar suskun olduğunu söyleyebiliriz. Bakalım, tarihsel olarak 5 Mart tarihinde yapılan ama salgın nedeniyle 22 Mayıs’a ertelenen Ulusal Halk Meclisi toplantısı ne getirecek. Toplantının gündeminde, uygulanacak ekonomiyi yeniden canlandırma politikaları var.
Virüs salgını karşısındaki tavrı nedeniyle dünyada, Çin’e karşı önemli bir güven krizinin oluşmasına neden oldu. Çin, bu güvensizliği kırmak için, devasa üretim kapasitesini devreye sokarak, diplomatik karşı atağa geçti.
ABD dahil, tüm dünyaya tıbbı malzeme, hatta bazı ülkelere sağlık elemanı gönderdi. 54 Afrika ülkesi bu yardımlardan yararlandı. Çin bunu öğle bir propaganda aracılığıyla yaptı ki, şubat ayında Avrupa Birliği’nden 50 tonu aşkın tıbbı malzeme yardımı aldığını bile unutturdu.
Çin bir yandan yardım ve propaganda kampanyasını sürdürürken, inatla, salgının kökeninin uluslararası bir komisyon tarafından araştırılmasına karşı çıktı. Bunu kendi iç işlerine müdahale olarak gördü.
Ama sonuçta, uluslararası tepkilerin giderek büyümesi karşısında geri adım atmak zorunda kaldı ve Dünya Sağlık Örgütü’nün patronluğunda, bir araştırma komisyonunun oluşturulmasını kabul etti. Soruşturma, salgın sonlandığında, uygun olan bir zamanda yapılacak. Bir Çin atasözüne göre “tavuğun dişleri çıkınca”.
Çin, büyük bir olasılıkla, olan bitenlerden, “sorumlu ama suçsuz” olarak çıkacak. ABD'nin yılda yetiştirdiği mühendis sayısının sekiz katını yetiştiren Çin’in, daha uzun süre “suçsuz” kalması şaşırtıcı olmayacak. Çin’in kendi iç dinamikleri harekete geçinceye kadar…(MSŞ(APA/DB)
* “Vuhan P4” laboratuvarı, Fransa-Çin işbirliği ile kuruldu. İlk görüşmeler “Çin’i yakıp kavuran SARS virüsü salgını sırasında, 2003 yılında başladı. 2017'de ise açılışı yapıldı. Şu anda yönetiminde Fransa etkisi çok sınırlı. Ocak 2020'de laboratuvarın başına general Chen Wei getirildi.