27-30 Mart'ta Tunus'ta Dünya Sosyal Forumu-DSF gerçekleşti. Tunus'un başkenti Tunus şehrinde El- Manar Üniversitesi kampüsünde yapılan DSF'ye dünyanın her tarafından binlerce aktivist katıldı. 6 büyük bölüme ayrılmış olan kampüste yüzlerce toplantı salonu kullanıldı. DSF örgütlenme komitesi 30 bin kişinin kayıt olduğunu açıkladı.
“Arap devrimleri”, “İklim değişikliği”, “Kadınların özgürlüğü”, “Barış hareketi”, “Sendikal örgütlenme” gibi başlıklar altında yaklaşık bin toplantı oldu. Her gün üç ayrı saat diliminde aynı anda 100'den fazla toplantı vardı. Hem DSF’nin yapıldığı alanda hem de şehir merkezinde tiyatrolar, konserler, sergiler ama en çok ta gösteriler gerçekleşti.
Tunus’ta yapılan DSF, benim katıldığım dördüncü DSF (diğerleri Mumbai, Caracas, Nairobi). Bu DSF içlerindeki en iyi örgütlenmiş olanıydı. Arapça, Fransızca ve İngilizce dillerinde çeviriler başarılı bir şekilde bazen ardıl, bazen simültane yapıldı. Yüzlerce Tunus'lu aktivist yardımcı olmak için olağanüstü çaba gösterdi.
İlk kez DSF toplantılarında ana çoğunluğu Araplar oluşturdu. Binlerce Arap aktivisti dünya deneyimlerini dinlediler, kendi deneyimlerini anlattılar. Tunus'taki devrim havası DSF'na da yansımıştı. Daha önce Caracas'ta Latin Amerika için hissettiklerimi burada yeniden yaşadım. Devrim değiştiriyor...
Her yerde kadın, erkek, yaşlı, genç binlerce Arap aktivisti bir şeyler anlatıyor, şarkılar söylüyor, dans ediyor, slogan atıyor. Her yerde en önde kadınlar var. Çeşit çeşit örtüleri ile başlarını bağlayanlar, saçı açık kadınlar omuz omuza yaşadıkları büyük deneyimi anlatıyorlar, taleplerini haykırıyorlar. Gün boyunca mahkûmların serbest bırakılması için, daha iyi iş koşulları için, demokrasinin genişletilmesi için onlarca gösteri oluyor.
Filistin, Arapların en önemli problemi olmaya devam ediyor. Filistin mücadelesi için büyük bir alan ayrılmış. Burada toplantılar, gösteriler, sergiler sürekli vardı. DSF'ye katılanların büyük çoğunluğunda Filistin bayrağı, tişörtü veya eşarbı vardı. Her konuşan, devrimlerin Filistin sorununu çözmede yardımcı olmasını umut ediyordu. İHH'nin Mavi Marmara toplantısı ilgi gördü, pek çok Tunuslu konu hakkında oldukça geniş bilgiye sahiptiler, dava devam edecek değil mi diye soruyorlardı.
Türkiye’ye ilişkin Kürtlerin durumu da bize en çok sorulan soruydu. Barış görüşmelerinin başlaması herkesi heyecanlandırmış. Hem DSF toplantılarında, hem de kent merkezinde, çarşıda, pek çok Tunuslu, Türkiye hakkında bilgi sahibi. Kardeş deyip duruyorlar.
DSF’nin son günü Sosyal Hareketler Meclisi yüzlerce insanın katıldığı harika bir gösteri oldu. “Ekmek, onur, özgürlük” sloganı en yaygın atılan slogan oldu. 30 Mart’ta “Filistin halkı ile dayanışma yürüyüşü” ile DSF sona erdi. Yürüyüşte en çok duyduğumuz slogan “Halk, Filistinlilere Özgürlük İstiyor” oldu.
Böylece bir DSF daha binlerce aktivisti biraraya getirme görevini yerine getirdi. Belli ki antikapitalist hareket hala devam ediyor. Binlerce aktiviste beraber mücadele etme coşkusunu aşılıyor.
Yakın bir zamanda devrimin gerçekleştiği bir ülkede düzenlenen Dünya Sosyal Forumu, devrimci coşkunun yaşandığı, başka bir dünyanın kurulması için kitlesel eylemlerin gücüne vurgunun yoğun yapıldığı, her zamankinden daha umutlu, daha kazanma isteğiyle doluydu. (YÖ/EKN)