İklimde dengesizliklere neden olan sera etkisinin son 50 yıldır düzenli olarak insan etkinliğinden kaynaklandığı, iklimde meydana gelen değişiklikliklerin de en çok az gelişmiş ülkeleri olumsuz etkileyeceği belirtiliyor.
Kıssadan hisse, yoksullar bu baş döndürücü ilerlemenin zenginlere sunduğu nimetlerden uzak kalırken , zararlarını fazlasıyla paylaşmak zorunda kalacak. Bu olumsuz gidişattan en fazla nasibini alan kesim, tropikal ülkeler olacak ve bunlar da yeni koşullara uyum sağlamada büyük ölçüde zorlanacak.
Niyetimiz, "felaket tellallığı" yapmak olmasa da bilim adamlarının açıklamalarıyla, dünyamızın şimdiye kadar geçirmiş olduğu ve bundan sonra da maruz kalacağı değişimler şöyle sıralanıyor:
* Geçen yüzyılın son 10 yılı dünyanın tanık olduğu en sıcak dönem oldu. Sıcaklık ortalama 0.6 derece yükseldi. Buna paralel olarak atmosferdeki karbon gazı oranı 1750 yılından beri yüzde 31, metanınki ise yüzde 151 oranlarında arttı. Sera etkisine yol açan bu iki gaz böylece bilindiği kadarıyla en azından 420 bin yılın en yüksek seviyesine ulaşmış oldu.
* Eldeki veriler doğrultusunda 2100 yılına kadar da sıcaklığın 1.4 ila 5.8 derece artması bekleniyor. Bu da okyanusların seviyesinin 9 ila 88 santim arasında yükselmesi anlamına geliyor. Suların yükselmesi ise, deniz seviyesinden daha alçakta olan ülkelerin sular altında kalacağını gösteriyor.
* İklim değişikliği Avrupa'nın kuzeyi ile güneyi arasında da farklılıklara yol açacak. Güney Avrupa'da yağmurların, topraktaki nemin ve suyun azalacağı belirtiliyor. Buna göre Alpler'deki buzulların yarısının bu yüzyılın sonuna kadar yok olacağı öngörülüyor. Uzmanlara göre, sıcaklığın gittikçe artması, geleneksel kayak merkezlerinin de yazgısını olumsuz etkileyerek kış turizmine ciddi bir darbe indirebilecek.
* Yeryüzünün tehlikeli boyutta ısındığının bir diğer kanıtı ise, 1960 yılından beri dünyadaki kar örtüsünün yüzde 20 oranında azalması ; ayrıca Kuzey Kutbu'ndaki buz katmanının da yüzde 40 inceldiğine dikkat çekiliyor.
Küçük ama önemli bir not da düşmek gerekiyor. Hesaplamalara göre, insanoğlunun yaşamını tehdit eden sera etkisiyle mücadele için gelişmiş ülkelerin 2010 yılına kadar gayrı safi yurtiçi hasılasının (GSYİH) sadece yüzde 0.2 ila 2'sini ayırmaları yeterli olacak. (NU)