Dünyanın en prestijli belgesel festivali olan Amsterdam'daki IDFA'nın orta metrajlı eserler klasmanında Türkiye'de çekilmiş dizileri ve etkilerini inceleyen Kismet adlı belgesel yarışıyor.
22 Kasm'da tarihi Tuschinski sinemasında ilk gösterimi yapılan belgesel Yunanistan-Kıbrıs ortak yapımı, yönetmeni ise Nina Maria Paschalidou.
ARTE ve Al Jazeera gibi televizyon kanallarının da katkıda bulunduğu 52 dakikalık yapım Gümüş, Binbir Gece, Fatmagül'ün Suçu Ne, Muhteşem Süleyman ve Hayat Devam Ediyor gibi dizilerin dış ülkelerdeki başarısının sebeplerini ortaya çıkarıyor.
Neden beğeniliyor?
Türkiye'de son yıllarda çekilmiş diziler Ortadoğu'da, Kuzey Afrika ülkelerinde, Balkanlarda ve Asya'da milyonlarca insan tarafından seviliyor. Kıvanç Tatlıtuğ veya Halit Ergenç gibi oyuncular, yakışıklı oldukları kadar sevecen tarafları da olan erkekleri canlandırdıklarından kadın seyircilerin gönlünde taht kurmuş durumda.
Katı dini kurallar ve maço kültürünün baskısı altında yaşayan toplumlarda bir erkeğin kadına şefkat gösterebilmesi hala zor rastlanan ve özlenen bir olgu olsa gerek. Her ne kadar diziler hem yurt içinde hem dışında gerçekleri yansıtmamakla suçlansa da gösterildikleri memleketlerde sosyal bir hareketlenmeye sebep olmuşa benziyor.
Özellikle kadınların haklarını sahip çıkması, mücadeleci bir tavır sergilemesi ve bir ütopi gibi görünen bağımsızlıkları için baş kaldırabilmesi dizilerin televizyon ekranlarına yansıdığı birçok ülkede somut sonuçlar doğurdu. Örneğin Arap dünyasında birçok kadın daha önce akıllarına bile getiremedikleri boşanma için mahkemeye başvurdu.
Belgeselde çocuk yaşta evlendirilen bir kadının uğramış olduğu felaketi ekranda seyredince değiştirilemez gibi görünen kaderine yön verme gücünü kendisinde bulduğunu da görüyoruz. Diziler hem Müslüman hem Hıristyan ülkelerde birçok tabunun yıkılmasını sağladı, ayrıca sayısız ebeveyn çocuklarına dizi karakterlerinin adını vermeyi seçti. Türkiye'ye yönelik dış turizm dizilerin çekildiği mekanları ziyarete yönelik olarak arttı, setler hayranların adeta birer hac merkezi haline geldi.
Belgesel
Yönetmenin Türkiye'de çekilmiş dizilerin en çok gösterildiği ve sevildiği memleketlerden Yunanistan'dan olması bir tesadüf değil. Bir zamanlar en büyük düşman olarak görülen "Türkler" hakkındaki önyargıların yıkılması, hatta iki ülke halkı arasındaki yakınlaşmanın derinleşmesinde dizilerin payı yüksek.
Siyasi kimliğiyle de tanınan gazeteci/yönetmen Paschalidou, Abu Dhabi, Kahire, Atina, Mostar ve Sofya'da sosyolojik araştırmaların özneleri haline gelmiş dizi hayranlarıyla çekimler yapmış, ayrıca İstanbul'da Bergüzar Korel, Songül Öden, Beren Saat, Meltem Miroğlu, Meryem Uzerli röportajlarıyla belgeselini zenginleştirmiş. Nina Maria büyük bir bütçeyle çekildiği ve masraftan kaçınılmadığı her halinden belli olan yapımda merhum Meral Okay'ın aralarında bulunduğu senaryo yazarlarıyla da konuşarak boyunduruk altında tutulan kadınlara cesaret veren rol modellerinin önemine dikkat çekmiş, helal olsun…