Diyarbakır’da tüm yollar sokağa çıkma yasağına çıkıyor artık. Kentin toplu taşıma araçları için kilit önemdeki noktaları kapatılmış durumda.
Toplu taşıma araçlarının yüzde 80-85’inin geçiş noktası olan Ofis Yeraltı Geçidi ve yüzde 50-60’ının geçiş noktası olan Bağlar Dörtyol trafiğe kapalı…
Toplu taşıma araçlarının sürekli gergin olan şoförleri, şoförleri sürekli değişen güzergâhları, kentin yaşadığı travmaya ayna tutuyor aslında; belirsizlik, korku, kaygı ve öfke ile bunların toplamından fırlayan bir soru: “Ne olacak?”
Şehir trafiğinin ana damarı kesik
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı otobüsler ve diğer toplu taşıma araçları, yirmi üç farklı güzergâh kullanıyor. Hepsini tek tek inceledim; birkaçı dışındakiler farklı cadde ve sokakları kullanmak zorunda kalıyor.
Gün içinde otobüse veya minibüse binen bir Diyarbakırlının şu diyaloglara girmemesi veya şahit olmaması mümkün değil nerdeyse:
- Kaptan Koşuyolu’na (veya Dörtyol’a) girmiyor musun?
- Yok, kapalı orası, mecburen Batıkent’ten Elazığ Caddesi’ne (veya Kantar’dan Kuruçeşme’ye) döneceğim.
- E indir beni burada o zaman.
Yapacak bir şey yok; yolun geri kalanı yürünecek…
Farklı güzergâhları kullanan araçların buluştukları ilk yer, Yenişehir ilçesine bağlı Ofis semti.
Yenişehir’i Ofis üzerinden Bağlar’a ve Bağlar üzerinden de Kayapınar’a bağlayan cadde ve geçitler dört gündür trafiğe kapalı. Ofis Yeraltı Geçidi’nin önünde bir zırhlı polis aracı var; giriş ‘yassah!’
Çoğu aracın Ofis’ten sonraki durağı Koşuyolu ve Koşuyolu da son günlerin çatışma alanı. Araçlar ya risk alıp Koşuyolu’ndan gidiyor ya da yolunu uzatıp (bu durumda 15 dakikalık yol trafik sıkışınca bir saat sürebiliyor) normalde çok sakin olan çevre yoluna giriyor ve orada trafiğe takılıyor.
Bağlar’ın kalbi trafiğe kapatıldı
Sur’a hala toplu taşıma araçları giremiyor. Diyarbakır’ın dört kapısı da kapalı: Mardinkapı, Urfakapı, Çiftkapı ve Tekkapı. Bu yüzden özellikle Balıkçılarbaşı Minibüs Kooperatifi’ne bağlı minibüs şoförlerinin bazıları Sur esnafı gibi ‘işsiz’, bazılarının da ‘işleri kırık’.
Biliyorsunuz, Diyarbakır’ın en büyük ilçesi Bağlar’ın en büyük mahallelerinden biri olan Kaynartepe Mahallesi’nde de sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Mahalleden dört gündür çatışma sesleri ve dumanlar yükseliyor; daha ilk günden can kaybı haberleri geldi.
Kaynartepe Mahallesi’ni sınırlayan caddeler; Yenişehir, Bağlar ve Kayapınar ilçeleri arasında çalışan toplu taşıma araçları için kilit önemdeki caddeler. Bu caddelerde sokağa çıkma yasağı olduğu için de, özellikle Şehitlik semtinden Göçmenler Caddesi’ni kullanıp Bağlar ilçesinin kalbi Dörtyol’a çıkan araçların işi çok zor. Toplu taşıma araçlarıyla işlerine giden vatandaşların işleri de kolay değil tabi; nerden bineceğinizi, nerede ineceğinizi, nereye ne zaman varacağınızı kestiremiyorsunuz. Bu kadarıyla da kalsa iyi tabi; bazen yolun bir kısmını yürümek zorunda kalıyorsunuz, hem de çatışmaların olduğu cadde ve sokaklardan…
"Oradan gelme, şuradan gel"
Yasaklı Kaynartepe mahallesinin krokisi.
Şoförler sürekli telefonla iletişim halinde:
- Emek Caddesi ve Dörtyol kapalı, Kuruçeşme’den dön.
Diğeri de hemen arkasındakini arıyor:
- Emek Caddesi ve Dörtyol kapalıymış, Kantar’dan direkt Kuruçeşme’ye sap. Şimdi 21* söyledi.
(* Birbirlerine plaklarının son kısmındaki sayıyla hitap ediyorlar.)
Böyle böyle yollarını bulup ilerliyorlar işte.
Ama bazıları bir anda başlayan çatışmaların ortasında kalabiliyor. Mesela bir anda aracın içi biber gazıyla doluyor, şoför o an panikleyip kapıyı açmasa insanlar boğulacak, birbirinin üzerine düşecek.
Tabi daha kötüsü de var; çünkü bazı araçlar yakılabiliyor.
Kaynartepe Mahallesi’nde çatışmaların başladığı 14 Mart’tan bu yana (sokağa çıkma yasağı kararı bir gün sonra ilan edildi) en az üç minibüs yakılmış; minibüste şoför yanındakine anlatırken duydum.
Şoför Diyarbakır ağzıyla anlatıyordu:
“Diyiler kepeng ve kontag kapatma eylemınde bazilari çalışmiş, o yuzden yaxilar! Walla ya üç ya da dört tene yaxmişlar şımdiye qeder. Tew diyiler bi tenesi erabasıni daha yêni almiş, ilk güniymiş.”
Araştırdım, doğru; en az üç minibüs yakılmış, fotoğrafları da sosyal medyada geziniyordu zaten.
Aynı soru, aynı cevap
Diyarbakır’da herkes birbirine aynı soruyu soruyor: “Ne olacak?”
Ve artık herkes birbirine şu cevabı veriyor: “Daha kötü olacak!”
“Daha kötü olacak!”
“Daha kötü olacak!”
.
.
.
Kentin üstünde dolaşan bir lanet bir uğultu gibi:
“Daha kötü olacak!” (BA/HK)