"Konuşmak yetmez, harekete geçmemiz lazım…yunuslarımızı öldürüyorlar…tüm yaban hayatını öldürüyorlar…gergedanları, gorilleri, köpekbalıklarını, yunusları öldürüyorlar…her şeyi öldürüyorlar…biz öldürüyoruz, gezegenimizi biz imha ediyoruz…" sözleri Richard Rasmussen'in ağzından öfkeyle dökülmekte.
Kendisi Brezilya'nın tehlikelerle dolu vahşi doğasında geçen macera belgesellerinin (Nat Geo Wild) popüler sunucusu olduğundan tavrındaki sansasyonelliğe ve hiddete şaşırmamak lazım, ne de olsa gezegen çevre alarmını çoktan vermiş durumda.
Fakat A River Below (Nehrin Gizledikleri) adlı belgeselde Amazon nehir yunuslarını (Inia geoffrensis) kurtarmaya yönelik kampanya yürütülürken, ünlü televizyoncunun adı bir skandala karışmış gibi görünüyor; amaç kısa bir süre öncesine kadar kimsenin farketmediği, Portekizce'de boto adıyla tanınan mevzubahis memelilere yönelik katliamı durdurmaktır, fakat tatlı dili sayesinde tuzağına düşürdüğü balıkçıları emellerine alet etmekle itham edilmesi gecikmez.
Sheffield Doc/Fest 2017'nin çevre ödülüne layık görülen, yönetmenliği Mark Grieco'ya ait sürükleyici belgesel, aktivizm ve ahlak konusunda seyirciye jimnastik yaptırırken medyanın kamuoyu yaratma konusundaki gücüne de bir kez daha dikkat çekiyor.
Yunus deyip geçme
Film, biri hamile olmak üzere, ağlara takılan iki yunusun balıkçılar tarafından mızrakla öldürüldüğü dehşet verici sahne ile başlıyor. İnsanın aklına Mert Gökalp'ın Lüfer belgeselinde bahsedilen, Türkiye'nin etrafındaki denizlerde yıllar boyunca serbestçe katledilen yunuslar geliyor…
Akabinde pembe Amazon yunusları konusundaki en yetkin eksper, Kolombiyalı Fernando Trujillo'yu sevimli memelilerle yakınlaşırken görüyoruz. Kendisi botoların korunması için yoğun faaliyet yürüten vakfın da başında. Yunusların olağanüstü güçlere sahip hayvanlar olduğunu düşünen köylüler Trujillo'ya da insanüstü anlamlar yüklemiş durumdalar.
Derken Rasmussen'in önayak olduğu kanlı yunus çekiminin görüntüleri seyirci yüzdesi gayet yüksek bir saatte televizyon haberlerine yansıyor, yarattığı tepki politikacıların bile seferber olmasına yol açacak kadar büyük!
Botoların çoğu, etobur piracatingaları (Pirakaçinga/Calophysus macropterus) beslemek üzere öldürülmektedir. Balık piyasasında yüksek para getiren piracatingaların avcılığı ani bir kararla devlet tarafından tamamıyla yasaklanır.
Geçimini mevzubahis balığın avcılığından sağlayan balıkçılar açlıkla karşı karşıyadır. Bazıları yakaladıkları balıkları Kolombiya'da satılmak üzere Brezilya'dan kaçırmaya başlarlar.
Üstelik okyanuslardaki balinaların bile azade olmadığı cıva zehirlenmesi Amazon nehrindeki tüm canlılar için de geçerlidir ve söz konusu balıkların yenmesinin insan sağlığı için gayet tehlikeli olduğu uzmanlarca ispatlanmıştır.
Çetinleşen mücadele
Amazon'daki hayvanları koruma faaliyeti yürüten çevreci AMPA örgütünün başkanı Jone Cesar Silva'yı yasağın mimarlarından sayan balıkçı kooperatifleri agresifleşir. Silva cehaletle suçlanır, ölüm tehditleri almaya başlar. Kolombiyalı pembe yunus uzmanı Trujillo bölgede kurşun geçirmez yelek ve korumayla dolaşmak durumunda kalır. Tüm coğrayada çok güçlü olan balık endüstrisinin tekerleklerine çomak sokulmuştur.
Geniş hayran kitlesine sahip Rasmussen'e en çok diş bileyenler ise film çekiminde kimlikleri afişe olan balıkçılardır. Onlar da çevredeki köylüler tarafından suçlu muamelesi görüp kelle koltukta yaşamlarına devam ettiklerini belirtirler. Üstelik yunusları avlayıp öldürmek için meşhur televizyon progamcısından para aldıklarını söyleyip Rasmussen'i de itham altında bırakırlar.
Sık sık gözleri yaşaran ünlü televizyon yıldızı iddiaların bazılarını tabii ki reddeder, yunusları kurtarma yönünde öylesine büyük bir zaferin bir bedeli olduğunu sözlerine eklemekten de geri durmaz.
Seviyeli belgesel
Dünya prömiyerini geçtiğimiz Nisan ayında Tribeca film festivalinde yapmış olan A River Below itici sayılabilecek kahramanı Rasmussen'e rağmen ilgiyle seyrediliyor.
Çevre ve yerel halkların geleneksel ihtiyaçlarına yönelik hassasiyeti dengede tutmaya çalışan yönetmen Grieco, gezegenin içinde bulunduğu çıkmazlardan birine, araştırmacı gazetecilik dilini de kullanarak parmak basıyor.
Ancak kitlelerin farkındalığı yüksek seviyeye ulaştığında önlem almaya girişen iktidarlardan birini daha afişe ederken, medyada skandal yaratmanın gücünü de ispat ediyor. Otoritesini empoze etmek üzere tepeden inme kararları yürürlüğe koyan yasakçı zihniyetin yepyeni zararlara sorumsuzca yol açabildiğini de bu vesileyle tekrar görüyoruz.
A River Below ayrıca, kitleleri uyuşturmak üzere kullanılan televizyon yayınlarında, heyecan dozu yüksek belgesellere de mesafeli yaklaşmamız gerektiğini hatırlatıyor. Manipülasyona yönelik ticari yapımlarla, her türlü farkındalığı artırmaya endeksli samimi eserleri birbirinden ayırmanın önemine dikkat çekildiği de kesin.
Kendini çevre davasına adamış gibi görünen Rasmussen de zaten, foyasının ortaya çıkmasına sebep olmuş filmin ekibine kızsa da çekimlerden iyi bir sonuç çıkmasını dilerken, A River Below'un misyonunu başarıyla tamamlamasını temenni ediyor.
Nesli tükenmek üzere olan botoları kurtarma teşebbüsleri dışında, Amazon nehrindeki balıklarda bulunan yüksek cıva miktarının devletlerce resmen kabul edilip gerekli tedbirlerin alınması da ümitle beklenen neticelerden. (MT/EA)