20 yıldır devam eden Erdoğan/AKP iktidarının siyasi travmalarına bakalım. Rahmetli Serol Teber’in ‘Didik Didik Freud' kitabından/ programından esinlenerek , ‘Didik Didik Erdoğan ve AKP’ analizi yapalım.
Erdoğan ve AKP’yi travmatize eden gelişmelere baktığımızda, 3 önemli yenilgi karşımıza çıkıyor. İnanın bu sayacağım travmalar içine darbe girişimi yok, çünkü onu enişteden öğrenip, önlemini alıyorsun ama sayacağım gelişmeler enişteden öğrenilmiyor, hayatın kendisi öğretiyor.
İlk travma: Gezi
Gezi, Erdoğan’ın ilk yenilgisidir, ilk travmasıdır, Gezi’de milyonlarca insan sokağa döküldü. Neden Gezi yenilgi? Çünkü toplum, “dayattığın ya da dayatmayı tasarladığın hayatı istemiyoruz” diyor. Yaklaşık dört ay sürüyor, onlarca şehirde gösteriler yapılıyor, milyonlarca insan sokağa çıkıyor.
Diyorlar ki; “hayatımızı, doğamızı, çevremizin dokusunu koruyoruz, senin değiştirmek istediklerini kabul etmiyoruz, dinle bizi, farkımızı anla, hayatımıza, giysimize, yaşam şeklimize karışma, senin dayattığın hayatı istemiyoruz!”
Gezi ne demek? Gezi sivil toplum demek. Erdoğan ve AKP; 2003-2011 arasında askeri vesayetten bunaldıkça, dayak yedikçe, Kürt oylarına, sivil güçlere, sivil topluma da sığınmıştır, demokratik sivil topluma sığınmıştır.
Erdoğan önceleri sık sık sığındığı sivil toplumla Gezi’de karşı karşıya kaldı, kendisinin borçlu olduğu sivil toplum karşısına dikilmişti. Büyük bir travmaydı. Gezi travmasının sembolizasyonu Osman Kavala ve Gezi Davasından hapiste olan Can Atalay, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman'dır.
2. Travma: 2015 Haziran seçimleri
İkinci travma 2015 Haziran seçimleridir, AKP’nin iktidar çoğunluğunu kaybettiği ilk seçimdir. Erdoğan’ın iktidar çoğunluğunu kaybetmesinin en önemli nedeni de, Demirtaş’lı HDP’nin başarısıdır.
AKP, Kürt oylarında önemli bir kayba uğramıştır. Erdoğan Kürt oylarını kaybetmeye başlamıştır. Yüzde 15’lere uzanan Türkiye partisi pozisyonuna gelen HDP başarısını / yenilgisini yaşamıştır, AKP’yi iktidara taşıyan , iktidarını sürdürmesini sağlayan, 2002, 2007, 2011 seçimlerinde başarılı olmasında Kürt oylarının çok önemli bir yeri vardır. Kürtler desteklemeseydi bu başarıyı sağlaması imkansız gibiydi. 2015 seçimlerinin kaybının en önemli sorumlusu da Demirtaş’tır. 2015 travmasının sembolizasyonu Demirtaş’tır.
3. Travma: 2019 İstanbul seçim hezimeti
2019 İstanbul seçimlerinin kaybı çok önemli bir travmadır, üstelik 2 kez yenildi, sonuçları itibarıyla çok önemli bir travmadır. İstanbul Erdoğan’ın, kendisinin, sahibi olduğunu hissettiği bir kent, 1994 belediye başkanlığından beri İstanbul onun. Yenilginin önemli iki unsurundan biri Kaftancıoğlu’dur. Üstelik de bir kadına yenilmiştir! CHP İstanbul İl örgütü başında bir kadın bulunmaktadır, Erdoğan’ın İstanbul İl başkanlığı yaptığını da hatırlatırım. İstanbul yenilgisi Erdoğan’da büyük bir travmaya yol açmıştır. 2019 travmasının sembolizasyonu da Kaftancıoğlu’dur.
Bugün 2 travmanın sembolleri hapiste, üçüncü travmayı da hapse tıkmak isteyen bir irade söz konusu. Bunlar korkulardır, çünkü bu isimler, 3 dinamik yapının sembolleridir. İlki, Gezi ile sivil toplum, ikincisi Kürt dünyası, üçüncüsü İstanbul , yani taht-ı saltanat! İstanbul yenilgisi, öyle böyle bir yenilgi değil, ülkenin yüzde 25’i, üstelik 2 kez yeniliyorsunuz. Erdoğan İstanbul’da Kaftancıoğlu'na yenildi...
Ayrıca, tüm bu yenilgi alanları ve yenilginin sembolleri otokrasiden çıkış içinde, otokrasi sonrası içinde çok önemli ve değerli. 3 büyük travmanın sembolleri, Erdoğan’ın yenilgilerinin sorumlusu olarak gördükleridir. Yargının yargı olmaktan çıktığı ülkemizde kendilerine reva görülen durumu yaşamaktadırlar. Canan Kaftancıoğlu’nun nötralize edilmesine bu bütünlük içinde yaklaşmak gerekir.
(AB/RT)
*16-05-2022 tarihli Açık Radyo Ali Bilge ile Ekonomi Politikten özetlenmiştir.