Çiftçilerin doğrudan gelir desteğinden faydalanmaları fatura engeline takıldı kaldı. İlimizde yaklaşık 12 bin 43 çiftçinin fatura yolsuzluğu veya belirsizliği nedeniyle halen doğrudan gelir desteği ödenmedi.
Geçen yıl doğrudan gelir desteği alan bazı çiftçilerin Tarım İl'e [Tarım İl Müdürülüğü] verdikleri faturaların şaibeli olması nedeniyle ödenen mali destek Maliye Bakanlığınca iadesi için e-haciz işlemiyle geri alınıyor.
Doğrudan gelir desteği ödenmiş çiftçilerin verdikleri faturaları inceleyen vergi denetçileri, bazı firmaların sorunlu olduğunu ve hatta fatura kesen firmaların bazılarının hayali olduğunu tespit etmesinin ardından doğrudan gelir ödemeleri durduruldu.
Daha önce şaibeli olan firma sayısı 40 iken, en son 240'a ulaştığı halen denetimin devam ettiği; bu sayının artması bekleniyor. Denetlenen bazı firmaların hayali olduğu saptanmıştır.
Firmaya KDV ödeyen çiftçi devlete ödeme yapmayan sanal firmalar yüzünden devlet çiftçinin yakasına yapışıyor. Çiftçi hem mağdur hem mağrur hem dolandırılmış hem dolandırmış pozisyonunda...
Denetimler devam ettiğinden dolayı ödemeler de yapılmıyor. Denetime takılan firmaların tespit edilmesiyle ödenmiş olan desteklemeler çiftçiden tekrar faiziyle tahsil ediliyor.
Bu süreç tüm yurtta çiftçileri mağdur ediyor. Fakat ilimizde çiftçilerin ektiği arazilerin büyüklüğü düşünülürse en fazla mağdur olan ilimizdeki çiftçilerdir.
Bu sorunlu sürecin ne zamana kadar devam edeceği konusunda net bilgi olmadığı gibi, bu yıl ki başvurularda nasıl bir yöntem uygulanacak halen belirsizliğini koruyor.
Devlet KDV'nin peşine düşerken olan çiftçiye oluyor. Doğrudan gelir desteği 1999 yılında ilk başladığında fatura istemeyen devlet KDV'nin peşine düşünce (kayıt içi yapayım) derken kayıt dışı fatura kestiren KDV'sini ödeyerek kestirdiği faturalardan dolayı zor durumda kalmıştır.
Bu sorunlu uygulama nasıl düzelir?
Öncelikle şu sorulara cevap aranmalıdır.
Çiftçi KDV'sini ödediği ürününe aldığı faturayı kesen şirketi nasıl belirleyecek? Nasıl denetleyecek?
Çiftçi ürünü İmam Keskin Buğday Pazarına satıyor. Buğday pazarı esnafı ve dernek başkanı diyor ki burada hiç kimse fatura kesemez verilen faturalar bize ait değil... Faturayı veren esnafa sorulunca "Benim faturam değil. Ben okuma yazma bilmem" işin içinden çıkmaya çalışıyor.
Çiftçi doğrudan gelir desteğinin dönüm başına belirlediği miktardan az üretim yapmasına rağmen, "hakkım" dediği desteği almak için olmayan ürününe fatura kestirmekle suç mu işliyor?
Çiftçi desteklemeden alacağı miktarı, son kuruşuna kadar kullanmak istemesini bir hak olarak görüyor.
Mazot, gübre, tohumluk gibi harcamalar sonunda elde edilen ürün özellikle hububatta getirinin çiftçiyi doyurmadığını göz önünde bulundurursak çiftçi böyle hareket etmekle haklı sayılmaz mı?
Çiftçi doğrudan gelir desteğiyle ayakta kalmaya çalışıyorsa ülkenin tarım politikalarının tekrar gözden geçirilmesi gerekmez mi?
Peki, bu durumda çiftçi ne yapacak? Şimdiye kadar vergi denetçilerinin denetlediği faturayı kesen bazı firmaların hayali olduğu saptandı. Bu durumda ortaya şöyle bir tablo çıkıyor.
Firmaya KDV ödeyen çifti devlete ödeme yapmayan sanal firmalar yüzünden devlet çiftçinin yakasına yapışıyor. Çiftçi hem mağdur hem mağrur hem dolandırılmış hem dolandırmış pozisyonunda...
Yine arada bu faturaları çiftçilere kesenler kazanıyorlar. Kaybeden devlet olmayan ürünü üzerinden politika yapıyor. Fatura edilen ürünlerle gerçekte var olan ürünlerin miktarı aynı olmadığından ciddi sorun yaşanıyor. Var görünen ama gerçekte olmayan hayali üretim miktarı ülkenin ekonomik gidişatını olumsuz etkiliyor.
DGD çiftçiye yönelik aracısız bir destekleme türüdür. Oysa mevcut durumda çiftçi planlı tarıma geçerken her yıl dosyasını hazırlarken uygulanan aşamalarla planlı bir şekilde aracılara kazandırıyor ( Fatura, toprak tahlili vs. ).
Çiftçi ise hem devleti dolandırmış hem de dolandırılmış durumunda olabiliyor.
Bu yıl çiftçi nasıl bir yol izleyecek? Bilen var mı? (GS/BA)