Devlet sırrı, yasa ile belirlenmek isteniyor. Bu doğru bir yaklaşımdır. Yıllardır tanımlanmamış ama her zaman için varlığı kabul edilerek bir çok uygulamaya neden olmuş "sır" kavramı nedir? Artık yasal düzenleme getirilmek isteniyor. Öncelikle bu tasarının veya yasa tasarısı taslağının tartışmaya açılmasıdır. Eğer bu tartışma yapılmazsa hazırlanan tasarı taslağının yasalaşmaması gerekir.
Adalet Bakanlığının web sitesinde yer alan Devlet Sırları Kanunu Tasarısının amacı birinci maddede açıklanmaktadır.
İki konuya açıklık getirilmek isteniyor. Devlet sırrı ve niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgi ve belgelerin tanımını yapmak. Sonra bunların hangi kurullarca, nasıl oluşturulacağı ve korunacağı açıklanmaktadır. Bu bilgi ve belgelerin yargı organlarına hangi durumlarda ve nasıl gönderileceği gösterilmiştir. Yükümlülüklerle yasal prosedür yani usuller düzenlenmiştir. Tasarı Devlet sırrı ve gizli kalması gereken bilgi ve belgelerle ilgisi bulunan bütün kamu kurum, kuruluş ve kurullarını, gerçek ve tüzel kişileri kapsamaktadır.
Tasarının 3 üncü madde başlığı "Devlet Sırrı"dır. 3 üncü maddeye göre "Devlet sırrı, yetkili bulunmayan kişilerce hakkında bilgi sahibi olunması hâlinde, Devletin güvenliği, millî varlığı, bütünlüğü, anayasal düzeni ve dış ilişkilerini tehlikeye düşürebilecek her türlü bilgi ve belgelerdir."
Maddenin ikinci fıkrasına göre de: "1.11.1983 tarih ve 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Millî İstihbarat Teşkilatı Kanununun 4 üncü maddesinde gösterilen görev ve faaliyetlerle ilgili olan bilgi ve belgeler birinci fıkra kapsamındadır."
Görüleceği gibi 3 üncü maddenin birinci fıkrasında iki ayrı tanım vardır. İlk tanım "Devlet sırrı'dr. İkincisi ise "niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgi ve belgeler" denilince ne anlaşılmalıdır?
Tasarıdaki madde gerekçesine göre; "Doğrudan doğruya Devletin güvenliği, milli varlığı, bütünlüğü, anayasal düzeni, iç ve dış menfaatleri gibi olmazsa olmaz kavramlarla ilgili olarak yetkili olmayan kişilerin bilgi sahibi olmaları halinde tehlike yaratabilecek bilgi ve belgeler "Devlet sırrı" olarak kabul edilmiştir. Devlet sırrı kavramı sayılan bu öncelikli koşulların varlığına bağlanmıştır.
Ancak "Devlet sırrı olmamakla birlikte yetkili makamlarca ya da özel kanunlarda veya yetkili olmayanlardan başkasının eline geçmesi halinde kişi, kurum ve kuruluşları zarara uğratabilecek bilgi ve belgeler ise 'niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgi ve belgeler' olarak tanımlanmıştır.
Tasarının üçüncü maddesine konulan "bilgi ve belgelerin" neler olduğu ise madde gerekçesinde sayılmıştır. "Bunlar, Devletin sahip olduğu her türlü veri ile yazılı, basılı veya çoğaltılmış dosya, evrak, kitap, dergi, broşür, etüt, mektup, program, talimat, kroki, plan, film, fotoğraf, teyp ve video kaseti, harita, bilgisayar hard diski, disketi ve kompakt disk gibi taşıyıcılar ve donanımlardır. Donanım kavramı ise, bilgi ve haberin gizliliği dışında bu gizliliği muhafaza etmeye yönelik önlemler ve sistemler manzumesini ifade etmek için kullanılmıştır."
Madde 3'ün ikinci fıkrasına göre "1.11.1983 tarih ve 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Millî İstihbarat Teşkilatı Kanununun dördüncü maddesinde gösterilen görev ve faaliyetlerle ilgili olan bilgi ve belgeler birinci fıkra kapsamındadır." Yani devlet sırrıdır.
Acaba bu yasada sayılan "görev ve faaliyetler" nelerdir? Çünkü bu yasanın 4 üncü maddesinde sayılan görevlere bağlı olan "bilgi ve belgeler" de "devlet sırrı" sayılmıştır.
Milli İstihbarat Teşkilatının görevlerinden ilki, Türkiye Cumhuriyetinin ülkesi ve milleti ile bütünlüğüne, varlığına, bağımsızlığına, güvenliğine, Anayasal düzenine ve milli gücünü meydana getiren bütün unsurlarına karşı içten ve dıştan yöneltilen mevcut ve muhtemel faaliyetler hakkında milli güvenlik istihbaratını Devlet çapında oluşturmaktır.
Bu istihbaratı Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri ile gerekli kuruluşlara ulaştırmakla görevlidir.
Ayrıca Devletin milli güvenlik siyasetiyle ilgili planların hazırlanması ve yürütülmesinde; Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri ile ilgili bakanlıkların istihbarat istek ve ihtiyaçlarını karşılamakla görevlidir.
Benzeri bir çok görevi vardır. İşte bütün bu görevlerden kaynaklanan "bilgi ve belgeler" devlet sırrı kabul edilmektedir. Sadece örnek vermekle yetindiğimiz maddede sayılan tüm "görevler" ve bu görevlerin tüm "bilgi ve belgeleri" devlet sırrıdır. Sırların ne olduğu sayılmamıştır. Galiba "gizlilik" ve "sır" alanında bu daha kolay bir yöntem
Görüşümüze göre devlet sırları konusunda hazırlanan yasa tasarı taslağı, sayma yoluyla devlet sırrını belirlemek yerine yine anlaşılması zor olan ve sınırları belirsiz tanımları yeğlemektedir. Bu ilk saptamamızdır.
Dolayısıyla hazırlanmış olan Devlet Sırları Kanunun tasarısı, 24 Nisan 2004 tarihinde yürürlüğe girecek Bilgi Edinme Hakkı Kanununa aykırı düşmektedir. Tasarı bilgi edinme ve gerçekleri öğrenme hakkının temel felsefesiyle çelişmektedir.
Çünkü "sır" kavramını eylem ve işlemlerinde içselleştirmiş olan Devlet mantığıyla hazırlanmış olan Devlet Sırları Kanunu tasarısı; bu haliyle gizlilik kültüründen vazgeçmeyen zihniyetinin turnusol kağıdıdır. (EÖ/BB)