"Anadil yaşamdır. İnsanın kimliğinin temel unsurudur. Bize [Kürtlere] anadilimizde eğitim hakkı verilmedi. Türkçe öğretirken Kürtçe'yi unutturdular, şimdi de Türkçe bilmeyi Kürtçe savunma yapmaya engel olarak gösteriyorlar. Bu ironik bir durum ve bu utançtan kurtulmamız lazım."
Diyarbakır'da devam eden KCK davasının müdahil avukatlarından Meral Danış Beştaş mahkemenin anadilinde savunma hakkını "sanıklar Türkçe bildiği gerekçesiyle" tanımaması nedeniyle tıkanan davada geri adım atmayacaklarını söylüyor. Müvekillerinin anadillerinde savunma konusunda kararlı olduğunu belirtiyor.
Avukatlar engellemeye karşı bir üst mahkemeye itiraz etmişti. Beştaş, üst mahkemenin şu ana kadar kararını vermiş olması gerektiğini söyledi. 11 Kasım'da art arda yapılan duruşmalar sonlanacak ve yeni bir duruşma tarihi belirlenecek.
İki hafta iddianamenin okunmasıyla geçti ve henüz sanıkların savunmaları alınmadı. Bu durumda 19 aydır tutuklu olan sanıkların uzun bir süre daha cezaevinde kalması olası.
Sadece mahkemede yasak değil
Davayla birlikte anadili, özelde de Kürtçe'nin kullanılmasının önündeki engeller gündeme oturdu. Hafta sonu sokak eylemleri örgütleyen ve Kürtçe'yi daha yaygın kullanma kararı alan Barış ve Demokrasi Partililer (BDP) bugünkü Meclis grup toplantısında da Kürtçe konuştu.
Sorun sadece mahkemelerle ilgili değil. Ders yılı başında Kürt öğrenciler anadilinde eğitim hakkı için bir hafta okulları boykot etti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'sa buna karşı olduklarını kesin olarak açıkladı.
Çok dilli belediyecilik hizmeti verince Danıştay'ın görevden düşürdüğü Sur belediye başkanı Abdullah Demirbaş hakkında dava da açıldı; Demirbaş ardından KCK soruşturması kapsamında da tutuklandı.
Diyabakır'da 91 köyün isim tabelalarını Kürtçe-Türkçe yazan belediyenin kararını valilik iptal etti; Danıştay da kararı onadı.
29 Mart seçimlerinde Demokratik Toplum Partisi'nden (DTP) Karabağlar belediye başkan adayı Cemal Coşgun ve partinin Gaziemir adayı Şeyhmuz Seyhan Kürtçe propaganda yaptığı için altışar ay hapse mahkum oldu. DTP eşbaşkanı Ahmet Türk Kürtçe konuşunca Meclis TV yayını kesti; Türk'e dava açıldı.
Roj TV'nin yayınının durdurulması için yoğun çaba harcayan hükümet Türkiye'de de Kürtçe yayını ancak bu yıl içinde serbest bıraktı.
"Samimiyetsiz"
Kürtçe'nin önündeki engellere dair örnekler çoğaltılabilir. Aynı zamanda Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) MYK üyesi olan Beştaş, partinin tavrının net olduğunu söylüyor: "Eğitim de dahil, anadilin kullanımının, öğretilmesinin önündeki engellerin tüm mevzuattan ayıklanması gerektiğini düşünüyoruz."
Beştaş iktidarın bu konuda "samimiyetsiz" olduğunu ve "istikrarlı bir politik hat izlemediğini" vurguluyor.
Örnekler bu tespiti doğruluyor. Diyarbakır'da belediyeyi yasaklayan valilik kendisi Kürtçe hizmet veriyor. Hükümet geçen yıl ortaya attığı açılım kapsamında yerleşimlere eski isimlerininin verileceğini açıklamıştı. Bitlis'te Güroymak'a adını koyan ve Norşin diyen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül KCK davasıyle ilgili "mahkeme safahati bir mücadele aşamasına dönüştürülüyorsa ona kimse izin vermez" dedi.Yayın kısıtlamaları sürerken TRT Kürtçe kanal açtı.
"Bizim anadilimiz Kürtçe"
Beştaş, hükümetin anadili ile ilgili hakları tanımayacağını açıkça söylediğini belirtiyor. Örnekler, bağımsız olacağı varsayılan cumhurbaşkanının da, idarenin de, yargının da bu konuda hükümetle yan yana hareket ettiğini; bağlayıcı uluslararası anlaşmaların dahi gözönüne alınmadığını gösteriyor.
KCK davasındaki engelleme, diğer örneklerden daha belirleyici bir anlam yüklendi. BDP eşbaşkanı Gültan Kışanak davanın ilk günü biterken yaptığı açıklamada "Bu bir halkın kimlik, hak mücadelesidir" dedi. PKK'nin eylemsizlik kararı için belirttiği şartlardan biri bu dava oldu.
Sonuçta hükümet bu hakkın kullanımının kendi çizdiği sınırların dışına çıkmaması için çabalar ve uygulamada Kürt muhalafetini dışlarken dönemsel olarak söylemini değiştirebiliyor. Şimdi Kürtler bu konuda daha yoğun bir mücadele içine giriyor.
Beştaş "2010 itibariyle yasakların devam etmesi kabul edilemez. Sonuçta bizim anadilimiz Kürtçe" diyor. (EÜ/EÖ)