"Kal man ciwan mirin li a me dê
Hew li a me dê ma li hemû medê"*
Sûretê Beşer-Lal LALEŞ
Deq üzerine yazdığım bir denemede; "Deq, qal u beladan, eski zamanlardan beri bölge insanının belki de Yezdanilik inancından bu yana sembollerle dansıdır. Sembollere yükümlediği mana'dır. Eski bir ritüeldir deq.
Güneş, ay ya da yıldız sembollerinin insan tenindeki görsel tapınmasının gizidir. Ya da birini kimliğine dair tarif ederken 'şurasında şöyle bir deq'i vardı' demenin kimlik tanımlamasıdır. Veya kim bilebilir ki; kem göze, nazara karşı güzelliği bir başka güzellikle ifade etmenin biçimidir Deq!" demişim.
O denemeyi yazdığımda çoğunlukla denemelerimde yaptığım işi yapmış ve girizgâha birkaç dizelik bir şiirsel metin yerleştirmiştim. Dostluğundan büyük keyif aldığım şair arkadaşım Lal Laleş'e aitti o şiirsel metin.
Sağolsun Laleş, henüz hiçbir yerde yayınlanmamış ve kendi ifadesine göre "İleriki bir tarihte yayınlanacak olan" bir şiir dosyasındaki Yaşar Kemal için yazılmış dizelerini benimle paylaşmıştı.
"Deqa Yaşar Kemal,
Yek destê xwe bavêje gûliyê dara gûzê
Yek destê xwe bavêje tirsa kergoşkê
Yek destê xwe bavêje eşqiyayên dirêj
Yek destê xwe bavêje leşkerên hezkirinê
Xocayê xizir hişk bi qevda destê wan digire"**
Ebru üzerine hazırlanan çalışmanın içinde bir deneme olarak yer alacak "Deq" yazımın girişindeki "Deqên Yaşar Kemal" dizelerinin "Eğer ben de uygun görürsem" çıkarılmasını istemişti editör. Ben de 'ilerde bir başka yerde yayınlatırım' sözümü yüksek sesle telaffuz ederek "Olur" demiştim. İşte şimdi o gün gelmiş oluyor.
Laleş'in kitabında Deq...
Lal Laleş'in "Deqên Qesas"*** adını verdiği şiir kitabı çıktı ve elime ulaştı. Daha sözün başında ifade etmeliyim ki; kitap Kürt dilinin kuyumcu titizliğiyle özeninin edebi tezahürü çabasında olmuş.
Deqa Bextê Reş adını verdiği kara bir yazgının şiire değen kelamıyla başlayan Deqên Qesas, Deqa Textê Reş adını verdiği ve kara bir tahtaya yazılmış "Cumhuriyet Çok Yaşa" sözüyle ve yine kara bir sayfayla bitiyor.
Kitap, 80 sayfa ve Medler, Kawa, Cızîrî, Ehmedê Xanî, Feqîyê Teyran, Celadet Bedîr Xan, Osman Sebrî, Nûredîn Zaza, Qazî Muhamed, Mûsa Anter, Mehmûd Baksî, Murathan Mungan, Yaşar Kemal, Cesare Pavese, İtalio Calvino, Paul Eluard gibi şahsiyetlerle; sevgiliye, sızıya, satranca ve diğer dertlere dair dövmeleri de dert ediyor kendine...
Deq, insan bedenine işlenen suret olsa da; Laleş'in dilsel manada esaslı Kürtçesinin ısrarında insan tekinin ruhuna nakşeden edebi metinler bileşkesi olmuş Deqên Qesas'ta. Kitapta kullanılan Kürtçe, alışılmış ve gündelik hayat içinde kullanılan dilden azade ve tercihe şayan bir tarz taşıyor, vurgulamalıyım. Zaten şairin bir diğer işi de hangi dilde yazarsa yazsın, kendine ait bir üslup, bir tavır geliştirmek değil mi?
Şairin önemli işinin salt şiir yazmamak, aynı zamanda bir derdi, bir duruşu olması gereği de değil mi? İşte kanımca Lal Laleş bunu ziyadesiyle Deqên Qesas'da başarıyor.
Yüzleşmenin yalın yüzü, Deqên Qesas metinleri
Kürt dili üzerinde 80 küsur yıllık Cumhuriyetin kara bulutları hâla dolaşıyor. Dille, Kürtçe ile ilgili cidden kitapta da vurgulandığı gibi bir kara bahtlılık var. 80 senelik cumhuriyetle deq'ler üzerinden, tümceler üzerinden bir hesaplaşma var.
Öyle bir hesaplaşma ki; cumhuriyetin Kürt politikası ile hesap kesimi gibi. Zaten bir şekilde adına Deq nakşedilenler de; dertleri olan dille, bir de duruşları olmaları sebebiyle haksızlığa uğramış ve bedelini ziyadesiyle ödemiş şahsiyetler... Hesap kesiminin, yüzleşmenin insanla karşılaşan, insana değen yalın yüzü Deqên Qesas metinleri...
Ortadoğu'nun zengin mitolojisi sembollerle de Laleş'in kitabına sirayet etmiş. Bizim kuşağın çoğu zaman güç aldığı Hayyam Rübaileri'ne bir "akrabalık" hissettim Laleş'in dizelerinde.
Bu akraba metin yoldaşlığı ezeli ve edebi yarenliğin dize dostluğu kıvamında. Bir de görsel açıdan insan tekinin içine sinen Halil Cibran kitaplarını andırıyor Deqên Qesas ve Kitab-ı Mukaddes'in kimi edebi dizelerini...
Aslında bu tip vurucu gücü yüksek Kürtçe şiirsel metinler, önümüzdeki dönem itibariyle Kürtlerin yaşadıkları coğrafyalarından dolayı, Arapçaya-Farsçaya ve Türkçeye kayarak yitip giden kayıp Kürt okurlarını da yeniden Kürtçenin terkisine atmayı ve Kürtçeye kazandırmayı sağlayacak adımlar gibi olacak, eminim...
Halepçe'deki beşbin Kürdün canına da ağıt yakar...
Deqên Qesas'ı "Katil Dövmeler" olarak Türkçeye çevirseler de bana göre ruha işleyen dövmeler gibi okumalarımdan algılamak gerek diye düşünüyorum. Çünkü deq, nakşetmektir. Deq'i bedeninin görünür bir yerine bir yaşam boyu işletenler bilir ki, o nakışı işletmenin bir sebebi var. Ya bir sevda, ya da iz bırakan bir olay olmuştur insan tekinin dünyasında deq. Ol sebepten ruhunu, bedenini, inancını, geçmişini, kültürünü, kimliğini dile yazmak gerek; Deqên Qesas'ta olduğu gibi...
Deq, Melayê Cizîri'yi anımsarken Halepçe'deki beşbin Kürdün canına da ağıt yakmanın, Kürdün bağrına değen yüzüdür.
Benim tanıdığım Lal Laleş'in "Deqên Qesas" adını verdiği, baskısıyla da çok farklı ve insanın ruhunu okşayan bu çalışmasıyla Deq meselesi ağzımıza çalınan bir parmak balın ilk tadıdır.
Daha önce "Berbejna Rê" kitabı ile yola çıkan Laleş, dilde çıtayı hayli yükseltmiş. Lal Laleş okumalarında ve Deqên Qesas örneğinde şimdiden tercih hakkı doğuracak, benden söylemesi...(ŞD/EÖ)
* Yaşlılar kaldı, gençler öldü Amed'de
Bir tek Amed'de mi, bütün bir Med'de.
** Yaşar Kemal'in Dövmesi
Biri uzatıverse elini ceviz ağacının dalına
Biri uzatıverse elini tavşanın kaygısına
Biri uzatıverse elini uzun eşkıyalara
Biri uzatıverse elini sevgi savaşçılarına
Tutacaktı ellerinden onu Hızır Hoca, sıkıca.
(Kürtçe aslından Türkçeye çeviren Şener Özmen)
*** Lal Laleş. Deqên Qesas. Adar 2009. Weşanen Lîs. Dîyarbekir. 0 412 228 97 76