Halbuki bir toplumda siyaset dışı alanlar suni olarak artırıldıkça demokratikleşmenin o derece önüne geçilmiş olur. Toplumsal yaşamı siyasetten arındırma sınır tanımaz bir süreçtir.
Önceleri milli savunma, dış politika gibi "hassas" konular "aman siyaset bu alanlara girmesin" diye yasaklı alanlar haline getirilir. Hemen sonra sağlık, aile, din-toplum ilişkileri gibi konular da aynı mantıkla siyasallaşmaktan arındırılır.
Hatta bir Fenerbahçelinin Avrupa maçları nedeniyle Galatasaray'ın lig maçlarının ertelenmesine itirazı aynı mantıkla "olur mu canım burada milli bir mesele var, tabii ki ertelenmeli" diyerek durdurulur.
Adım adım arındırma
Böylelikle adım adım neredeyse gündelik yaşamın önemli bütün alanları siyasetten arındırılır. Bazı konular planlı olarak belirli çevreler tarafından siyaset-üstü denilen dokunulmaz alana kaldırılarak vatandaşın doğal ve anayasal hakkı olan bu alanlara nüfûz etme hakkı gasp ediliyor.
Gerçekte ise siyaset dışına çıkartılabilecek bir alan yoktur. Milli savunma, dış politika, din-toplum ilişkileri, insanların nasıl giyindiği, aile, sağlık vb. gibi bütün konular siyasal konulardır.
Bu gibi konuların siyaset-üstü alana itilmesi aslında, "ancak belirli zümrelerin bu konularda etkinlik kazanması," anlamına gelir. Böylece sözü edilen konularda demokratik ve yasal olmayan bir yetki devri yaşanmış olur.
Alanları siyaset üstü/dışı yapmak!
Çünkü kurumlar ve konular ancak siyasal olarak kaldığı sürece vatandaşların demokratik kontrolüne açıktırlar. Nasıl ki bazı kişileri siyasi yasaklı yapmak günümüz uluslararası normları ile tamamen zıt ise belirli alanları da siyaset-üstü/dışı hale getirmek aynı ölçüde yanlıştır.
Toplum ve kurumlar arasında demokratik bir ilişki ancak ilgili kurum ve konuların siyasallaşması ile sağlanabilir. Siyasetten arındırma aslında çoğulculuktan arındırma anlamına gelir. Böylece bir "büyük güç/akıl" yaratılarak bazı "hassas ve önemli" konuların daha iyi üstesinden gelineceği amaçlanır.
Bir bakıma bu şu anlama gelir: "Dış politika, güvenlik gibi konular sıradan vatandaşların akıl erdiremeyeceği konulardır ve onların gündelik etkilerinden uzak durmalıdır. Hatta mümkünse siyasal dönüşümlere ve değişimlere rağmen bile devlet (yani ehil bir zümre) tarafından belirlenen çizgisinde tutulmalıdır!"
Vatandaşa güvenmeme
Kısaca siyasetten arındırmanın temelinde vatandaşa güvenmeme yatıyor.
İnsanları hayvanlar kümesinden ayıran en temel farklılıklardan birisi de onların siyasallaşabilmeleridir. Gerek belirli kimselerin siyasal haklarını sınırlandırarak, gerek belirli alanları siyaset dışı ilan ederek bir kamusal alan inşa etme projesi aynı zamanda insanların kişiliklerine karşı da saygısızlık anlamına gelir.
Öte yandan gündelik hayatın hiçbir alanı birbirinden tamamen ayrı değil. İnsanlar ekonomik veya siyasal bir eylemde bulunurken kendi zihinlerine zincir vurarak değerlerini tamamen unutamaz. Böylece gündelik yaşamın hiçbir kısmı diğerinden tam olarak ayrılamaz.
Ekonomik alanda ayrı, kültürel alanda ayrı, siyasal alanda ayrı, dinsel alanda ayrı düşünebilen ve davranabilen bir insan tipi, mümkün olmaması bir yana, tuhaf bir kişilik olurdu.
Etkinlik pekiştirmenin yolu
Böylece insanlar hayatın her alanında bir zihinsel-bütünlük içinde var olurlar. Sonuç olarak toplumsal yaşamın belirli alanlarını toplumsal isteklerden, değerlerden ayrıştırma çabası boşuna bir uğraştır. Zaten bazı konuları siyaset-üstü ilan edenlerin amacı bu alanlarda kendi etkinliklerini pekiştirmekten başka bir şey değildir.
Demokrasi eğer vatandaşların çoğulculuk prensibi etrafında yegane meşruiyet kaynağını meydana getirmesi ise siyasetten arındırma, siyaset-üstü ve dışı alanlar oluşturma başka meşruiyet kaynakları arama anlamına geliyor.
Toplumsal yaşamda her şey doğası itibarı ile siyasaldır. Bir tür koruma görüntüsü altında belirli alanları siyasetsizleştirme bir tür geriye gidiştir. (GB/NM)
* Gökhan Bacık: Fatih Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Görevlisi