Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) geçtiğimiz günlerde parti meclisi toplantısının sonuç bildirgesini açıkladı, 31 Mart'taki mahalli idareler seçimlerindeki tutumlarını kamuoyunun bilgisine sundu. DEM Parti’nin tutum belgesinin açıklandığı sonuç bildirgesinde yer alan 10 maddeye dikkat çekildi.
Bildirgede “Kimsenin şüphesi ve kuşkusu olmasın ki halkımızın çıkarına olmayan tek bir denklemin bile kurulmasına izin vermeyeceğiz. Bilakis vereceğimiz kararlar ve kuracağımız stratejik denklemlerle bütün Türkiye halklarına kazandıracağız!” denildi. Bildirgede "kent uzlaşısı" da yer aldı.
Sonrasında DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, 19 Aralık’ta şimdiye kadar kendi adaylarıyla seçime girme kararı aldıkları 27 merkezi açıkladı. Doğan çalışmaların sürdüğünü ifade ederek bu sayının artabileceğine işaret etti.
Ancak DEM Parti’nin 4 Aralık’taki Merkez Yürütme Kurulu toplantısı yapılırken açıklama yapmak için toplantıdan çıkan Doğan, halk buluşmalarında öne çıkan talepler doğrultusunda yerel seçimlere her kentte kendi adaylarıyla girme eğiliminin baskın olduğunu duyurdu.
Bu açıklama kimi çevrelerde önce tepkiyle karşılandı. Bunun AKP’ye koşulsuz bir destek, alan açma olacağı yönünde eleştiriler oldu. Ancak açıklama dikkatle okunduğunda, Doğan konuşmasında “Her yerde kendi adaylarımızla seçime gireceğiz” şeklinde bir ifade kullandı; mealen, sadece böyle bir eğilimin hâlihazırda baskın olduğunu ifade etti.
Aslında bu, şu anlama geliyor: Kimseye koşulsuz bir şekilde verecek desteğimiz yok. Biz kent uzlaşısı arayacağız, bunun için herkese kapımız açık. Biz bu uzlaşı ile Türkiye halklarına kazandıracağız.
Nedir batı kentleri için aranacak kent uzlaşısı? Bu süreç nasıl yönetilecek? DEM Parti meclisinin tutumunda bunun ideolojik-politik doğrultusu net bir şekilde belirlenmiş:
DEM Parti geleneği batıda koltuk kapma gibi bir dertlerinin olmadığını daha önceki seçim pratiklerinde net bir şekilde göstermişti. Aynı gelenek yine kendini 'mücadele ve müzakare partisi' olarak tanımlıyor ve önceliğinin Kürt sorununda barışçıl-demokratik çözümü tesis ederek demokratik siyaset zeminini güçlendirmek olduğunu tekrar tekrar ifade ediyor.
***
Kürt kentlerinde adaylarını önseçimle belirleyecek olan DEM Parti’nin aday adaylarının delegasyona yönelik tanıtım ve propaganda çalışmalarına ilişkin kimi ilkesel yaklaşımları da var. DEM Parti kaynaklarından edindiğim bilgiye göre kendini delegasyona “Ben şuranın adayıyım” şeklinde, demokratik rekabet ortamını akamete uğratacak söylemlerle giden aday adayları, bu durumun somut tespiti halinde, dosyaları iade edilerek aday adaylığından çıkarılacaklar. Yani DEM Parti, adayların tamamen kentlerin dinamikleri tarafından belirlenmesinde ısrarcı olacak.
Bu durum "Leyla Zana'ya adaylık teklifi götürüldü" haberleri sonrasında Mezopotamya Ajansı'nda çıkan haberde de net bir şekilde ifade edilmişti. Parti yetkilileri herhangi bir kişiye adaylık teklifi götürülmesinin belirledikleri seçim modeline göre mümkün olmayacağını vurgulamıştı.
DEM Parti’de aday adayı başvuru süreci, üçüncü kez uzatılmazsa yarın son bulacak. Sonrasında önseçim takviminin duyurulması bekleniyor.
(BA/HA)