Geçen yaz bianet'te staj yapan bir arkadaşım ne kadar memnun kaldığını anlattığında düştü aklıma ilk defa bianet'te staj yapma fikri. Aylar sonra "Medya Etiği ve Devlet Güvenliği" başlıklı bir panel için Boğaziçi Üniversitesi'ne gelen bianet Yayın Yönetmeni Haluk Kalafat'la tanıştım.
İletişim okumadığım için gazetecilik stajı yapma fırsatı her zaman karşıma çıkmıyordu. Normal bir başvuru süreci nasıl işler, iletişim fakültesinde okumayan birisi bu süreçte kendiliğinden elenir mi, bilmiyordum.
Benim için tek yol, daha önce de yaptığım gibi, beraber çalışmak istediğim insanların adeta önüne atlayıp "Merhaba, ben sizinle staj yapmak istiyorum. Biliyorum çok alakasız bir bölümde okuyorum, biliyorum mantıksız duruyor ama emin olun çok kararlıyım ve altından kalkabilirim" deyip olumlu bir yanıt almayı ummaktı.
Daha önce olumlu yanıtlar aldığım da olmuştu, reddedildiğim de. Ancak cevap ne olursa olsun değişmeyen tek bir şey vardı. Derdimi anlattığım herkesin ilk tepkisi "Endüstri mühendisliği mi okuyorsun? Ne işin var senin gazetecilikle, stajla. Mis gibi mesleğin var işte. Deli misin!" oluyordu. Mesleğini çok seven ve çok başarılı gazetecilerden tutun televizyon stüdyolarında denk gelip sohbet ettiğim kameramanlar, teknisyenlere kadar herkes görüş birliğindeydi, ben çok yanlış bir yerdeydim. Ne istediğini bilmeyen, macera peşinde koşmak isteyen bir çocuktum.
İnsanların bizzat kendilerinin de yaptığı mesleklerine duyduğum tutkuyu küçük görmesi beni hep üzdü. Elbette başkalarının yönlendirmeleriyle kararımı değiştirecek değildim ama hep yanlış bir şey olduğunu sezdim bu tepkilerde.
Benim rol modeli olarak aldığım insanlar dahi medyadan, gazetecilikten, tarafsızlıktan, dürüstlükten umudunu kesmişse, gazeteciliğin artık gözü açık, kulağı delik ve yükselme hırsıyla dolu insanların tekelinde, idealist ve ilkeli bir duruştan çok uzakta icra edildiğini bir teslimiyet hali içerisinde kabullenmişlerse, ben bu çömez halimle ne yapabilirdim, neyi başarabilirdim?
Sanırım ailem, arkadaşlarım, hatta tanıdığım herkes dahilinde ilk defa Haluk Kalafat "Deli misin" demedi bana. İlk defa birisi anlattıklarıma karşılık "Ne kadar güzel, değişik alanlardan insanlarla çalışmaktan mutlu oluruz" dedi.
O zaman yalnızca Haluk Kalafat'ın sıradışı, iyimser ve nazik bir insan olduğunu düşünmüştüm. Ancak staja başlayacağım bu ofiste yine bir o kadar sıradışı, iyimser ve nazik bir düzine insanla daha karşılaşacağımı tahmin etmemiştim açıkçası.
Bu ofiste mesleğine saygı duyan, bunca karamsarlığın içinde değiştirme umudunu ve gücünü kaybetmemiş, insan haklarını her şeyin üzerinde tutan, beraber çalıştığı insanları birer rakip değil dost olarak görebilen, yeni, tecrübesiz bir stajyere gerektiğinde yol gösterip, tavsiye verecek kadar koruyup kollayan ve gerektiğinde inisiyatifi onun ellerine bırakabilecek kadar karşısındakine güvenen insanlarla bir ay boyunca çalıştım. Her geçen gün edindiğim bu izlenimler biraz daha perçinlendi.
Benim için bianet'i ana akım medyada edindiğim tecrübelerden farklı kılan şey artık karşılaşmayı ummaktan vazgeçtiğim insan ilişkilerini yeniden bulmak oldu. Burada staj yaptığıma mutluyum çünkü Haluk, mailine gönderdiğim her haberde mutlaka dönüp bana "teşekkür ederim" dedi. Yüce, "zamanaşımı" kelimesini neden bitişik yazdığımızı sorduğumda öyle yazıyoruz işte demekle kalmadı, beni karşısına alıp uzun uzun anlattı neden olduğunu. Bu ofiste sorduğum hiçbir "neden" hiçbir "nasıl" cevapsız kalmadı.
Buradaki insanlarla beraber çalıştığım için mutluyum çünkü bianet beni hep daha önce yapmadığım şeyleri yapmaya, kendi haberlerimi bulmaya, bir şeyler başarmaya teşvik etti.
Mesleğe inanç
bianet'te stajyer kavramının aslında "ofisteki işleyişi kolaylaştıracak ücretsiz eleman"a denk olmadığını gördüm. Güvenildiğimi ve önemsendiğimi hissettikçe, bu güvene layık olmayı ve kendimi kanıtlamayı, yapılan işe gerçek anlamda katkıda bulunmayı daha çok ister oldum.
Erken kalkmamak için ders programlarını yeni baştan düzenleyen, kendi haline bırakıldığında öğleden sonra yataktan zor çıkan, uykuyu hayattaki çoğu şeye yeğleyecek kadar seven biri olarak bir aylık tatilim boyunca her sabah 7'de uyanıp üç vasıta değiştirerek bianet'e geldim ve bir gün bile pişman olmadım. Sanırım bu bile beni az çok tanıyan insanlara bu stajın benim için taşıdığı önemi kanıtlıyor.
bianet'te çok şey öğrendiğim dolu dolu bir ay geçirdim ve en önemlisi çocukluğumdan beri ilgi duyduğum, peşinden koştuğum mesleğe olan inancımı geri kazandım.
Burada çalışan herkese bana ve bütün stajyerlere gösterdikleri ilgi, nezaket ve sıcaklık için, bunun yanısıra sıradan bir okuyucu olarak bianet'e, her gün beynimi magazin haberleriyle, nefret söylemleriyle ve ayrımcılık tohumlarıyla doldurmadan, çoğu zaman başka bir yerden erişemediğim, gerçekten bilinmeye değer haberleri okumama olanak sağladığı için teşekkür ediyorum. (BA/YY)