Baştan söyleyeyim bu haberi ben yazmadım. Şimdi lütfen okumaya devam edin. Bu hafta bu bölümü gazeteci bir arkadaşımıza devrettim...
Son yedi yılda en az bin kadın erkek şiddeti sonucunda yaşamını kaybetti. 25 Kasım Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü gibi bir yılda sadece birkaç güne sığdırılan kadınların, her gün ölüm haberlerini alıyoruz.
Gazeteciliğini sadece o günlere saklayanlar diğer günler kadın cinayeti haberlerinin doğruluğunu araştırmadan, etiğe uymayan haberler yapıyor.
Öldürülen kadınlar için yapılan yanlış ve etiğe aykırı haberler, kadınlara karşı bakış açısını değiştiriyor. Yazılan yalan yanlış bilgiler bazen geri dönüşü olmayan hatalara sebep oluyor.
Kadın cinayet haberleri yaparken dikkat edilmesi gereken birçok konu var. Bu konulardan bazıları şöyle:
*Konuya tamamen hâkim olmadan haber yapıp bilgi kirliğine sebep olmamalıyız.
*Cinayeti olumlayan başlıklar atmamalı, cümleler kurmamalıyız.
*Kurbanın yakınlarını yaralayacak görüntüler paylaşmamalıyız.
*Kadını suçlayan, zanlıyı haklı gösterecek cümleler kurmamalıyız.
*Cinayetin detaylarını vermemeliyiz.
*Haberde olası suç ortağının kullanacağı bilgiler yaymamalıyız.
*Haber yazarken gazeteci olduğumuzu unutmadan yazmalıyız. Münevver Karabulut cinayetini hatırlayalım. Nasıl öldürüldüğü bütün ayrıntılarını tek tek verildi.
Bir erkek şddeti cinayeti haberini ele alıp yapılan hataları beraber inceleyelim.
İstanbul'da günlük kiralık evde kanlı infazİstanbul Kartal'da 17 yaşındaki Aleyna Can, günlük kiraya verilen bir dairede tabancayla vurularak öldürüldü. Aleyna'nın annesi, "Ne olur kızımın katilini bulun" diye gözyaşı döktü.Olay, Kartal Cevizli Mahallesi'nde bulunan bir binada günlük kiraya verilen dairede dün akşam saatlerinde meydana geldi. İdiaya göre, daireden silah sesi geldiğini duyan vatandaşlar durumu hemen polise bildirdi. Olay yerine gelen polis ekipleri, silah sesinin geldiği daireye girdiklerinde, Aleyna'nın cansız bedeni ile karşılaştı. İlk belirlemelere göre Aleyna'nın kafasına sıkılan tek kurşunla öldürüldüğünü belirlendi. Aleyna Can'ın cesedi incelemenin ardından Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araş*tırma Hastanesi morguna kaldırıldı. Olayın ardından polis ekipleri bölgede bulunan güvenlik kamerası görüntülerini incelerken evden çıkan üç kişiyi tespit etti. Polis ekipleri yaptığı çalışma sonucunda iki kişiyi gözaltına alırken kaçan Aleyna Can'ın erkek arkadaşı Eser Devrim E.'nin yakalanması için çalışma başlattı. Kızının öldürüldüğünü öğrenir öğrenmez hastaneye gelen anne Ayşe Yirmibeş, gözyaşlarına boğuldu. Yirmibeş yaptığı açıklamada, cinayetten kızının erkek arkadaşı Eser Devrim E.'yi sorumlu tutarak kızıyla dün son defa konuştuğunu belirtti. Yirmibeş, "Bugün son defa konuştum onunla. daha da konuşamadım. 'Anne eve geleceğim, ablamı özledim' dedi. Buraya gelince herşeyi öğrendim. Kızımın katilini bulun ne olur. O da çeksin cezasını" dedi. Hayatını kaybeden Aleyna Can'ın teyzesi Havva Özçelik ise yeğeninin 15 gün kendisinde kaldığını söyledi. Şüpheli Eser Devrim E. ile telefonda görüntülü konuştuğunu belirten Özçelik, "Bu çocuk aradı. Ben konuşunca erkek zannetti. Yeğenim 'Teyzem falan' dedi.' İnanmıyorum' dedi. Sonra görüntülü konuştu benimle. Ondan sonra inandı 'Gel, gelmezsen ben oraya geleceğim. Gel görüşelim, ayrılalım' dedi. Yeğenim ayrılmak üzere buraya geldi" dedi. |
2017'de Hürriyet’te yayınlanan bu haberi beraber inceleyelim.
*Başlığa baktığımızda Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin 2016'da yayınladığı “Toplumsal Cinsiyet Eşitlikçi Haber Kılavuzu”nda şöyle bir madde yer alıyor; Haberi yapan kişi psikolog, yargıç, falcı veya öykü yazarı değil, haberci olduğunu unutmamalı.
Bu madde hem incelediğimiz haberi hem de kadın cinayeti haberlerinin birçoğunu kapsıyor.
*Haberin başlığında gördüğümüz gibi “infaz” kelimesi kullanılmış. İnfaz kelimesini sözlükten de araştırdığımızda karşımıza infaz;
1. isim, hukuk bir kararı, bir yargıyı yerine getirme, uygulama, yürütüm.
2. isim, eskimiş birine sözünü geçirme, anlamları çıkıyor. Bu kelimenin kullanım yeri sanki yaşanan olayı olumlar gibi kullandığımız her kelimeye dikkat ederek yazmalıyız. Sanıkların yaptığına kılıf aramadan haber yazmalıyız.
*Gazeteci olduğumuzu unutmamamız gerektiği bir başka konu ise; “günlük kiralık ev” ifadesini kullanırken düşünülebilecek art niyetler. Haber yazarken bir kelimenin bile doğurabileceği sonuçlar düşünülerek yazılmalıdır. Burada dikkat çekilmesi gereken konu Aleyna’nın öldürüldüğü yerin neresi olduğu değil Aleyna’yı kimin öldürdüğü olmalıdır.
*Yine başlığa baktığımızda göreceğimiz “kanlı” kelimesi de son derece pornografik bir kullanımdır. Toplumsal Cinsiyet Eşitlikçi Haber Kılavuzu’na baktığımızda, “Haber metni, cinayeti dramatize eden unsurlar içermemeli.” maddesini görüyoruz.
*Haberin ilk cümlesinde yine “günlük kiralık ev” ifadesini görüyoruz. Kadın cinayeti haberlerini yazarken kamuoyuna ayrıntılı bilgi vermekten kaçınmalıyız. Örneğin şu cümlede olduğu gibi, “Aleyna’nın kafasına sıkılan tek kurşunla öldürüldüğünü belirlendi.” Haberde bilgi verirken sonradan oluşacak kadın cinayetlerine bir yol gösterecek olmaktan sakınmalıyız.
*Seçilen fotoğraflar yazılan cümleler kadar önemlid. bianet'in Toplumsal Cindiyet Odaklı Habercilik El Kitabı bu konuda önemli bilgiler veriyor. Ölen bir kişinin kendini savunamayacağı için seçilen fotoğraflar dikkatli ve sonrasında oluşacak bakış acısı için doğru değerlendirilmelidir. Haberde sadece Aleyna’nın fotoğraflarının verildiğini, zanlıların fotoğraflarına yer verilmediğini görüyoruz. Diğer haber sitelerinde de yer verilmediğini verilse de genelde yüzü flulaştırıldı. Bu ayrıntıda da yine kadın cinayeti haberlerinde yapılan yanlışlığı görüyoruz.
*Aleyna Can’ın öldürüldüğü günden itibaren yapılan haberlere baktığımda; eski sevgili, olay yerinde olan kişiler ve Aleyna’nın annesinin ismi neredeyse her haberde farklı yazılmış ve bu haberler sonradan doğrusu araştırılıp düzeltilmemiş. Gazeteci yaptığı haberin doğruluğuna emin olmadan yayınlamamalı. Zanlıların isimlerini doğru araştırılıp doğru kaynaktan alınmalı. Eğer haberde yanlış isimler verilmişse sonradan doğrusu araştırılıp yazılmalı.
*Aleyna Can’ın öldürüldüğü yerde üç kişi vardı. Bunların isimleri şöyle: Mesut Varol, Ercan-Bayram Ekici. Bayram Ekici ise eski sevgilisi. Yaklaşık 15 haber sitesi inceledim “Mesut Vural ve Mesut Varol” arasında gidip gelmişler hatta bir haber sitesi bir hafta aralıklarla yaptığı haberi birini Vural diğerini Varol yazmış. Aleyna Can cinayeti 2017 yılında yaşandı.
Yapılan haberleri incelediğimizde 2020 yılında yapılan haberlerdeki isimler doğru yazılmış. Sizce de bir ismi doğru yazmak için dört yıl mı gerekli?
*Haberde isimlerin yanlış yazımı ve bununla birlikte bir de davadan sonra tutuklanan Mesut Varol sanki Aleyna’nın eski sevgilisi gibi gösterilerek başlıklar atıldı.
*Aleyna Can öldürüldükten sonra haberi yanlış bilgiler ile kes kopyala yapıştır gazetecilik anlayışı ile yapıldı. Fakat davadan sonra ve 2 Temmuz infaz yasası ile tahliye olan Mesut Varol’un haberini bütün haber sitelerinde göremedik.
“Cinayetin işlendiği odada Mesut Varol, Ercan Ekici ve Aleyna Can’ın erkek arkadaşı Bayram Ekici vardı. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, üç sanığın “kasten öldürme” suçundan müebbet hapisle cezalandırılması talep edilmişti.
Görülen karar duruşmasında da mahkeme heyeti, tutuksuz sanıklar Bayram Ekici ile Ercan Ekici hakkında beraat kararı vermişti. Tutuklu sanık Mesut Varol da “bilinçli taksirle bir kişinin ölümüne neden olma” suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Verilen karar üzerine ailenin avukatı Kübra Süleyman, karara itiraz etmiş, karar bir üst mahkemeye gitmişti. Varol, geçen ylarda çıkan infaz düzenlemesiyle cezaevinden tahliye edildi.”
*Şu an Aleyna Can’ın katilleri dışarda, birçok kadının katili dışarda olduğu gibi. Bu haber sadece bir örnek. Kadın cinayeti haberleri yapılırken yanlış bilgilerden, pornografiden, sansasyonel başlıklardan, cinayeti dramatize eden cümlelerden, zanlıyı koruyacak, savunacak başlıklardan kaçınmalıyız.
Elbette kadın cinayeti haberlerinde tek hatalar bunlar değil. O kadar çok hata var ki…
Bir yerden düzeltmeye başlayalım.
Atölye bia
Bu okuduğunuz haber-analizi, Atölye BİA katılımcılarından Fatma Boz yazdı. Fatma, Ağustos’ta düzenlediğimiz Toplumsal Cinsiyet Odaklı Habercilik Atölyesi katılımcılarından.
Aslında biz onunla Atölye öncesinde e-posta üzerinden gönderdiği toplumsal cinsiyet odaklı habercilikle ilgili sorularıyla tanışıyorduk.
Atölye sonrasında da kadın odaklı haberler, içerikler üretmeye devam etti. Bazılarını benimle paylaştı üzerinde konuştuk. Kimi zaman benim haberlerime önerilerini sundu, oradan da başka kapılar araladık.
Atölyelerin bana düşen kısmında özellikle mesleğe yeni başlayan arkadaşlarımıza ısrarla şunu söylerim: “Daha çok kadın ve LGBTİ+ odaklı haberler yazın ve elbette lütfen bizle paylaşın…”
Fatma’nın yazdıkları, haberlere bakış açısı, bu çağrının karşılık bulmuş hali gibi. Yaygın basının tüm cinsiyetçiliğine, ataerkil yapısına, ayrımcı bakışı açısına rağmen, meslektaşlarımızı gördükçe mesleğimize inancım artıyor. Sanırım en çok bu nedenle sizlerle de paylaşmak istedim.
Gelelim Atölye BİA’ya
Eylül’ün ortasındayız…Ekim’le birlikte medya sektörü de daha hareketlenecek gibi görünüyor. Bia Atölyeleri de yeniden başlıyor. Şimdilik, Ekim, Kasım, Aralık aylarında planlanan üç habercilik atölyemiz var.
Buradan da hatırlatmak isterim. Gazeteciğe gönül verenler, emek vermek isteyenler, hak odaklı haberciliği merak edenler atölyeler başvurularınızı bekliyor.
Birlikte öğreneceklerimiz, tartışacaklarımız, üreteceklerimiz, var...
Tıpkı Fatma'nın söylediği "Bir yerden düzeltmeye başlayalım.." birlikte...
Atölye BİA hakkında |
IPS İletişim Vakfı/bianet'in Atölye BİA adıyla düzenlediği habercilik seminerleri medyanın farklı birimlerinden gazetecilere, işsiz bırakılmış gazetecilere, iletişim fakültesi öğrencilerine ve gazetecilik yapmak isteyen herkese açık. Atölye BİA programları hak, toplumsal cinsiyet ve çocuk odaklı habercilikle barış gazeteciliği perspektifi ve tercihiyle temel gazetecilik, haber fotoğrafçılığı, yargı haberciliği, araştırmacı gazetecilik, yeni medya, görselleştirme araçları, dijital güvenlik gibi alan ve temalar üzerinden kuruluyor. Atölye BİA ile birlikte IPS İletişim Vakfı’nın 2002-2007 aralığında düzenlediği temel gazetecilik, kadın, çocuk, insan hakları odaklı habercilik eğitimleri ve 2008-2017 aralığında gerçekleştirilen Okuldan Haber Odası programları yıl içine yayıldı ve gazetecilere ve ilgilenen herkese açık hale geldi. Haziran 2018'de başlayan Atölye BİA programında, Aralık sonu itibariyle 8 atölye (7-13 Haziran Gazeteciler İçin Yeni Medya, 16-25 Temmuz Gazeteciler İçin Haber, 2 Eylül Kürtçe Habercilik ve Çeviri, 7-9 Eylül Haber Fotoğrafçılığı ve Fotoröportaj, 17-26 Eylül Çevre ve Kent Haberciliği, 1-8 Ekim Yargı Haberciliği, 15-23 ve 8-16 Kasım Gazeteciler için Haber Atölyeleri) 101 kişinin katılımıyla gerçekleştirildi. 2019 yılında ise farklı tarihlerde (11-18 Şubat, 20-27 Şubat, 14-21 Haziran, 22-29 Temmuz, 2-10 Eylül, 5-13 Aralık) altı "Temel Gazetecilik Atölyesi", yine farklı tarihlerde (27-28 Nisan Kürtçe Habercilik ve Çeviri, 4-5 Mayıs Dijital Güvenlik, 10-12 Mayıs Haber Fotoğrafçılığı, 13-20 Mayıs Gazeteciler Yeni Medya, 21-25 Ekim İklim Haberciliği, 11-15 Kasım Kadın-LGBTİ+ ve Yargı Haberciliği) altı tematik atölye düzenlendi. 2020 yılı boyunca temel ve tematik habercilik atölyeleri devam edecek. 2020 yılı başlangıcında düzenlenen atölyeler şöyle; 24-28 Şubat Uygulamalı Haber Atölyesi, 29 Şubat - 1 Mart Podcast Atölyesi, 11-26 Nisan Online Kürtçe Medya Atölyesi, 16-17 Mayıs Online Podcast Atölyesi, 27-31 Mayıs ve 13-17 Haziran Online Haber Fotoğrafçılığı Atölyesi. Bu proje İsveç Uluslararası Kalkınma İşbirliği Ajansı (SIDA) desteğiyle gerçekleştiriliyor. Sorularınız için [email protected] adresine e-posta atabilirsiniz. |
(EMK)