Akademik eğitim almış ilk kadın fotoğraf sanatçılarımızdan Yıldız Moran, 1932 yılında İstanbul’da dünyaya gözlerini açar. Robert Kolejinde başladığı eğitimini yarıda bırakarak İngiltere’nin saygın kuruluşlarında fotoğrafçılık eğitimi alır. Yurtdışında bulunduğu süre zarfında sanat çevreleriyle yakın ilişkiler kurar. Bir süre ünlü fotoğrafçı John Vickers’ın asistanlığını yaparak deneyim kazanan Moran, ilk sergisini yirmi bir yaşındayken Cambridge’de, bundan sonraki beş sergisini ise Londra’da açar. Aynı yıl, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde çekmiş olduğu fotoğrafların yer aldığı bir kitap hazırlar.
1954 yılında Türkiye’ye döndüğünde ise işler istediği gibi gitmez. Uzun bir zaman sergilediği resimler satılmaz. O ise pes etmez. Bir yandan yılbaşı kartpostalı yapıp satmak gibi geçimini sağlayacak işler yaparken, diğer yandan da içindeki sanat tutkusuyla kendini var gücüyle fotoğraf çalışmalarına verir, eserlerini kendi stüdyosunda sergiler. Bu dönem çektiği fotoğrafların arasında dönemin önemli sanatçılarının portre çalışmaları yer alır. Stüdyo ortamında çekilen bu fotoğraflarda, kullandığı ışık tercihiyle fotoğrafladığı kişinin karakter özelliklerinin eserlerine ayrıntılı ve gerçekçi bir şekilde yansımasına dikkat eder. Peyami Safa, Muhsin Ertuğrul, Adalet Cimcoz fotoğrafladığı şahsiyetlerden birkaçıdır.
Yıldız Moran, kadınların sanat dünyasında seslerini yeni yeni duyurmaya başladıkları bir dönemde ellili yıllarda sırtında çantası, elinde makinesiyle Anadolu’yu karış karış gezer, orada gördüklerini fotoğraflar. Anadolu’nun yerel değerlerini, evrensel bir bakış açısıyla yorumlar. Yaşadığı dönemin çok ötesinde olan bir sanatçı tavrıyla, Anadolu insanının coğrafya ile olan ilişkisini olabildiğince çarpıcı, doğal ve açık bir şekilde fotoğraflarında gösterir.
Moran’ın sanatının en güçlü yanlarından biri, samimiyeti ve gerçeği olabildiğince dolaysız bir şekilde yansıtmasıdır. Bilhassa Anadolu insanını konu aldığı fotoğrafları, bakanları o dünyaya götüren bir yolculuğun bileti gibidir. Bunu, -kendisinin de röportajlarında belirttiği gibi- fotoğrafını çektiği insanların dünyasına girerek, onları anlayarak ve sıkıntılarını mutluluklarını özümseyerek başarır. Zaten fotoğraflarının etkileyiciliği, biraz da Moran’ın fotoğrafladığı insanlar ve mekanlar arasında güçlü bir bağ kurmasından kaynaklanır. O, Batı’da aldığı eğitimini, yalnızca üslubunun yaratırken kullanır. Anadolu insanına bakışı, o topraklarda yetişmiş, o toprakları seven ve anlayan önyargısız bir sanatçınınki gibidir.
Moran Anadolu kadınlarının sorunlarını, çektiği çileleri ve ataerkil düzenin hüküm sürdüğü topraklarda çaresizliklerini fotoğraflarında olabildiğince yansıtmaya, İstanbul sanat çevrelerinin dikkatini bu kadınların üzerine toplamaya çalışır. Gerçekçi üslubu ve toplumcu bir sanatçı olması itibariyle çektiği fotoğrafların belgesel niteliği olduğunu da söyleyebiliriz.
Moran’ın fotoğrafları, çekildiği dönemin izlerini taşımaktan ziyade zaman kavramından soyutlanmıştır ve her devir için geçerli bir estetik zevke sahiptir. Ne yazık ki bu özgün sanatçının, sanat kariyeri uzun sürmez. Fotoğraf sanatına kendini yeterince adayamayacağını ve sanatın başka türlü gerçekleştirilemeyeceğini anladığı bir noktada fotoğrafçılığı bırakır ve hayatının son yıllarını çevirmenlik yaparak geçirir.
Yıldız Moran’ın fotoğrafları ve sanatçı kişiliği her geçen gün sanat çevrelerinin dikkatini kendi üzerinde daha fazla topluyor. Yarım yüzyıldan fazla bir zaman önce çektiği bu fotoğraflar bugün hak ettiği değeri çeşitli dönemlerde açılan sergileri vesilesiyle sanatseverlerden görüyor. Keza Merih Akoğul küratörlüğünde düzenlenen Yıldız Moran: Bir Dağ Masalı isimli sergi geçtiğimiz Kasım’dan beri İstanbul Modern’de sanatseverlerle buluşuyor. Sergide, Moran’ın etkin kariyeri boyunca, gerek yurtdışında gerek İstanbul ve Anadolu’da çektiği siyah beyaz karelerden ibaret olan 86 fotoğrafı yer alıyor.
Sergide sanatçının bugüne dek birçok defa sanatseverlerle buluşmuş eserlerinin yanı sıra gün ışığına hiç çıkarılmamış fotoğrafları da bulunuyor. Yıldız Moran’ın otoportresinin ve eşi Özdemir Asaf’ın siluet olarak yer aldığı fotoğraflar ise kuşkusuz serginin en çarpıcı ve hafızalara yer edecek parçalarından. Yıldız Moran: Bir Dağ Masalı isimli sergi 12 Mayıs’a kadar İstanbul Modern’de… (MK/AS)