Türkiye de ilk defa Cumhurbaşkanı doğrudan halkın oylarıyla seçilecek. Bu seçim iki turlu olacak. Adayı belirli sayıda milletvekili gösterebilecek. Bu nedenle sadece mecliste grubu bulunan partiler aday gösterebilecek. Çok zayıf bir ihtimal partiler içinde ortaya çıkan farklılaşma olursa, örneğin CHP içinde milletvekilleri iki farklı aday etrafında kümeleşirse aday sayısı da artabilir. Bu demektir ki öncelikle CHP kendi içinde bir uzlaşmayla bu durumu aşmaya çalışacak. Yani CHP önce kendi içinde uzlaşacak. Ulusalcı kanat MHP’nin de oy verebileceği bir aday arayışı içinde olacak. ‘’Demokratlar’’ ise yüzünü sola dönmeye çalışacak. Ancak CHP içindeki hakim eğilimin hangisi olacağını şimdiden kestirmek çok kolay olmayacak. Çünkü CHP içindeki farklı uçlar, bu kestirimi zorlaştırıyor.
Halkın doğrudan oy kullanması her ne kadar çok demokratik gibi gözükse de, Cumhurbaşkanlığı seçimi eşit koşullarda bir yarış olmayacak. Seçmene ulaşabilme çok pahalı bir iş. Toplumsal algıyı değiştirebilmek ekonomik güce de bağlı. Hazine, siyasi partilere eşit para vermiyor. HDP’ye hiç vermiyor. İktidar-medya ilişkileri çok farklılaştı. Eskiden sermayenin medyası vardı. Şimdi medyanın sermayesi var. İktidar ve ihale ilişkisine göre tercihler manşet oluyor. Diğerlerine göre en fazla adaletsizliğe uğrayacak olan parti HDP.
Ortada somut durum bu olmakla birlikte, son yerel seçime göre CHP+MHP oylarının toplamı AKP oylarını dengeliyor. İkinci turda HDP oylarını kim alırsa seçimi kazanacağını hesaplıyor. Bu nedenle de HDP üzerindeki tartışma farklı biçimler de sürüyor.
İleri sürülen tez aslında biraz da HDP’nin (özellikle de sol) tabanına yönelik bir manipülasyon içeriyor. Bu tezde, barış süreci ve devam eden görüşmelerin bir AKP-HDP işbirliğine dönüşeceği ve bunun da Cumhurbaşkanlığı seçiminin sonuçlarını etkileyeceği/belirleyeceği ileri sürülüyor.
CHP ve MHP’ye dağılan oyların bu iki parti arasında bir geçişgenlik gösterdiği kısmen de olsa yerel seçimlerde kanıtlandı. Aralarındaki sınır giderek daha belirsiz hale gelmiş olan CHP-MHP bloğunun oyları ile HDP oylarını aynı sandıkta buluşturmak ise, nerdeyse eşyanın tabiatına aykırı. Baykal’ın MHP ve HDP’nin de desteğini alabilecek bir aday üzerinde çalışılması önerisi Kılıçtaroğlu’na verilen zor bir ödev gibi gözüküyor.
Bütün siyasal yatırım sadece AKP’nin kaybetmesi üzerine kurulacaksa öyle bir aday çıkartılmalı ki o, hem milliyetçi, hem demokrat, hem sosyalist, hem dindar, hem Kemalist, hem Ergenekoncu olmalı ve aynı zamanda KCK taraftarlarını da bu sayılan gruplarla bir araya getirebilmeli.
Böyle bir şey olabiliri mi? Böyle bir şey olursa zaten Kürt sorunu çözülmüş demektir.
AKP karşısında, böylesi bir ortaklığın oluşması demek, bir araya gelenlerin kendi siyasi varlık nedenlerini inkâr etmeleri anlamına gelir. Böyle bir durumu mümkün görmek, siyasi bir cehalet değilse, gerçekçi olamayacak kadar saf bir iyimserlik olur. Oysa bugünün siyasal koşulları ne bu denli siyasal cehaleti affedebilir ne de gerçeküstü bir iyimserlik halini tolere edebilir. Bütün bu hesaplar, sonuç olarak AKP’nin statükosunu güçlendirmekten başka bir sonuca da yol açmaz.
Su yüz derecede kaynar, altmış derecede kaynatmaya kalkarsanız, AKP kovayı hepinizin başına geçirir.
HDP açısından yapılması gereken şey, birinci turda kendi adayını çıkarmak, oyların yüzde ondan fazlasını almayı hedeflemek, ikinci tura kalabilecek büyüklükte bir iddia ile Türkiye’nin her yerinde etkili siyaset yapmaktır.
CHP açısından durum çok umut verici olmasa da, onun yapabileceği en iyi şey, yüzünü demokrasi güçlerine dönmesi, gerçek sosyal demokrat bir aday çıkartması, demokrasiye inanan bütün yurttaşların oyuna talip olması olacaktır.
Gerçekleri tartışmaktan kaçarak siyaset yapanlar, seçimler sonunda gerçekle karşılaşmaktan kaçamazlar. CHP ve MHP işbirliğinin ya da oylarının geçişkenliğinin nedenini sadece AKP karşıtlığıyla açıklamak yeterli değildir. İktidar partisi karşısında muhalefetin iş birliği yapması doğaldır da. Ancak, CHP-MHP işbirliği bu kadar doğal olarak algılanamaz. Esas mesele, işbirliğinde ortaya çıkan en belirgin fikir birlikteliğinin, Kürt sorunu, Ermeni sorunu, Anayasanın başlangıç bölümü, laiklik, ulus devlet, üniter devlet yaklaşımlarında çok somut olarak görülmüş olmasıdır. CHP’nin kurduğu devlet, onu terk edeli çok olmasına rağmen, CHP’nin hala eski rejimin argümanlarıyla siyaset yapması parti iç hayatında beklenen değişimin önündeki en önemli engel olarak gözüküyor.
Bu iş birliğinde belirleyici olan, yukarıdaki konu başlıkları olduğunu unutarak, sadece AKP’nin karşısında bir blok olarak duralım girişimi, demokratik bir Türkiye özlemi duyanlarla ırkçıları, CHP-MHP ideolojik zemini üzerinde aynı sandıkta buluşturmayı önermektedir ki bu mümkün değil.
Aslında gelinen noktada Devleti ele geçirdiği düşünülen AKP’yi de bir başka bakış açısıyla düşünürsek, o devleti değil, devlet onu kapsamış gözüküyor. Hrant Dink cinayeti, Roboski katliamı bize bunun ipuçlarını veriyor. AKP, CHP ve MHP den farklı gürlese de özünde onlar gibi düşündüğünü de bilmekte olduğumuzun altını çizmekte yarar var.
Böylesi somut bir durum ortada iken AKP-CHP-MHP tercihleri arasında dolaşılması bizler açısın dan mümkün değildir.
HDP, Cumhurbaşkanlığı seçiminde, ikinci turda Kürtlerin, emekçilerin, yoksulların, Alevilerin, dışlanmışların, ayrımcılığa uğrayanların, hukuka inanların, gönül rahatlığı ile oy vereceği bir adaya destek vereceğini ilan etmelidir.
HDP’nin bu tutumu iki anlama gelir. Bunlar;
1- AKP ye oy vermeyeceğim
2- Ey CHP adayının kriterlerine dikkat et.
Sosyalist sol muhalefet ise konuya müdahil olacaksa, yapması gereken olması gereken adayın kriterlerini ilan etmeli. Günlük refleksler ve sığ karşıtlıklar üzerinden değil, siyasal ilkeler üzerinden bir tartışma yürütmeli, Cumhurbaşkanlığı seçiminin gündemini bu yönde etkilemek için çaba göstermelidir.
CHP’den umudunu kesmeyenler açısından, CHP’yi MHP’nin saflarına gitmemesi için açık çaba göstermelidirler. Bu caba başarılı olursa, ikinci turda HDP ve Kürt muhalefeti dahil oylar demokratikleşmeye döner.
Birinci tur adayları ortaya çıkınca adayların siyasi durumu aleni hale gelir.
HDP dışında ortaya çıkacak adayların durumuna göre, CHP bizi şaşırtmaz ise ilk turda oylar HDP’ye sonra ikinci turda ise boykot güçlü bir olasılık olarak görünüyor. (SE/HK)