Fotoğraf: HDP
Ankara’da 10-11 Eylül 2023 tarihinde HDP ve YSP’nin seçimlerden sonra alınan sonuçlar, yeniden yapılanma ve Cumhuriyetin 2. Yüzyılına girmeye günler kala yol haritasını belirlemek için, kurum ve kadroları ile birlikte seçim sonuçları konusunda bölgelerde yaptığı halk toplantılarından aldığı verilerin değerlendirilmesi ve yeni yapılanma sürecini belirlediği büyük konferansını yaptı.
Düzenlenen konferansın en önemli amacı; Demokrasi güçlerinin halka yeni bir Türkiye hayali, yeni bir Türkiye programı sunma, demokrasinin en alttan yukarıya doğru örgütlendiği, halkların siyasetin öznesi olmasıyla yeni bir içerik kazanması, katılımı esas alan yeni bir modeli Türkiye halklarına sunmaktı. Son seçimler hepimize gösterdi ki, siyaseti, kamusal alanlarda geniş halk kitleleriyle birlikte yapılan bir etkinlik haline getirmek gerekir.
HDP ve YSP’nin, 100 yıldır çözülemeyen sorunlara çözüm arama ve siyasetini yeniden yapılandırma alanında çözümler arama konusunda samimi bir çaba içerisine girdiği konferansın konu başlıklarından da anlaşılmaktaydı.
Türkiye halkları olarak 1923 yılında kurulan Cumhuriyet’in 100. Yılının sonunda görüldü ki; kurulan yeni Cumhuriyetin demokratikleşmesi ile doğrudan bağlantılı olan başta Kürt sorunu olmak üzere laiklik, hukuk, kadın hakları, yerel yönetimlerin özerkliği, eğitim gibi birçok sorun 100 yıllık süreçte çözülemedi.
Yapılan büyük konferansın sonucunda;
Partiler, Türkiye halklarının ortak çıkarları doğrultusunda, tüm kesimlerin tereddütlerini gidermek için Kürt sorununda, barış konusunda, Türkiye demokrasisini bulunduğu yetersiz noktadan bir üst noktaya taşımak için üzerine düşen görevi yapmaya hazır olduğunu deklere etti.
Cumhuriyetin kuruluşundan beri ülke gündemini meşgul eden en önemli sorun olan Kürt sorununda, HDP ve YSP bileşenleri ile birlikte Kürt sorunun her açıdan tarafı olduğunu, taraf olmasının gereği olarak da sorunun çözümü için inkâr, imha ve bastırma siyaseti yerine demokratik ve barışçı çözüm adımlarının atılmasının zorunlu olduğunu, Türkiye’deki halkların ortak çıkarları doğrultusunda, bütün toplumsal kesimlerin kaygılarını gidermeye ve demokratik bir çözüm konusunda üzerine düşenleri yapmaya hazır olduğunu, bu durumun da HDP-YSP’ye ağır bir tarihsel sorumluluk yüklediğini, Türkiye halklarının demokratik ortak geleceği için çözümün ertelenemez bir gerçeklik olduğunu bir kere daha Türkiye kamuoyuna açıkladılar.
HDP ve YSP ülkenin temel ihtiyacının katılım, müzakere ve demokratik uzlaşı esasına dayalı, evrensel temel hak ve özgürlüklerin en geniş şekilde sağlandığı güçlü bir demokrasinin olduğuna inandığını; güçlü demokrasinin, aynı zamanda yerinden ve yerelden yönetim anlayışını gerektirdiğini; bu düşünce doğrultusunda kuvvetler ayrılığının yerele doğru genişletildiği, yerel yönetimlere yetki ve kaynak devrinin güvence altına alındığı, yerel katılım mekanizmalarının işlediği güçlü bir yerel demokrasi zemini üzerinde güçlü demokrasiyi inşa etmeye bu konuda işbirliklerine hazır olduğunu da açıkladılar.
Sivil özgürlükçü, yeni bir anayasanın, gerçek anlamda bir toplumsal sözleşmenin, farklı kültürlere, kimliklere, inançlara, anadillere ve yaşam tarzlarına saygıya, eşit yurttaşlığı esas alan, demokratik bir idari yapının oluşması için gerekli katkıyı sunmaya hazır oldukları karar altına alındı. Bu karar ile yeni bir anayasa süreci için, toplumun her kesimini kapsayan demokratik katılım ve toplumsal müzakerenin olduğu, tekçiliğin değil çoğulculuğun, otoriterliğin değil demokrasinin, ayrışmanın değil bir arada yaşamanın anayasa ile güvence altına alınmış Demokratik Cumhuriyetin gerekliliği de konferansta karar altına alındı.
Konferans ile alınan başka bir karar ise, Türkiye’nin demokratik geleceğini düşünen tüm kurum, kuruluş ve partilere ve tek tek yurttaşlara yapmış olduğu çağrıda, tüm herkesi beraber sorumluluk almaya, siyasi hesapları bir tarafa bırakıp, ortak akıl ile demokratik bir ülke oluşturma anlayışını birlikte inşa etme konusunda ortaklaşmaya hazır olduğunu, Türkiye halklarının huzura, güvene ve refaha ihtiyacı olduğunu bunun en önemli başlığının da barış ve demokrasi mücadelesi olduğuydu.
Bu ülkenin demokratları, liberalleri, sosyalistleri ve muhafazakarları demokratik siyaseti en önemli güç haline getirmek zorundadır. İktidarın baskılarına hukuk dışı uygulamalarına ve ötekileştirme politikalarına karşı, bu baskılardan rahatsız olan herkesin HDP ve YSP’nin yukarıda almış olduğu kararlar doğrultusunda bir araya gelip bu mücadeleyi büyütmelidir. Cumhuriyetin 2. Yüzyılına girerken mevcut otoriter, dinci, milliyetçi, rejimi değiştirmek için topluma umut olmalıdır, bu umudun yolu da yeni bir seçenek yaratmaktır. HDP-YSP nin Büyük Konferansında almış olduğu kararlara baktığımızda, bunlara itiraz edecek olan kimsenin olmaması gerekir. (MY/AS)