Türkiye’de ipin ucu kaçtı. Hem de kaç kere. Ortalıkta ipi görünen nice mesele gezip duruyor.
Cumhuriyet Bayramı da ipin ucunun kaçtığı bir kutlamaya dönüştü. Her yerinden militarizm akan törenler yetmezmiş gibi, şimdi belediyesinden medyasına “akıl tutulması” denebilecek durumlar yaratılıyor.
“Sonsuz cumhuriyet”
Gazetelerin spor sayfalarında taraftarı bol iki futbol takımının maçı “büyük rekabet” diye sunulur. Epi topu 90 yıllık bu iki takımın maçı, “ezeli rekabet” diye uydurmaca manşetler ile abartılır. Şimdi benzer manşetleri Cumhuriyet Bayramı’nda önsayfalarda görmek mümkün.
Bu “hep oldu” ve “hep olacak” söylemi zaten mitler üzerine kurulan taraftarlıkların ve elbette milliyetçiliğin bir öğesi ise, Cumhuriyet Bayramı’na abartı katmak isteyen, milliyetçiliğe soyunan bir gazete bu söylemi kullanmaz mı? “İlelebet Cumhuriyet” (Milliyet, 29 Ekim), “Sonsuza dek Cumhuriyet” (Posta, 29 Ekim) yazmaz mı?
İnsanın aklına soru üstüne soru geliyor. Peki, acaba sonsuz olan geleceği bu gazeteciler nereden görmüş, bilmiş, öğrenmiş? “Sonsuz” denen zaman sürecinde neyin ne olacağını, nereye varacağını nasıl bilmişler? Bu manşetleri koyan gazeteler, acaba 12 Eylül gibi askeri darbeler olduğunda “Sonsuza dek Cumhuriyet” yazan manşetlerle darbeye karşı çıkmışlar mı?
İsraf bayramı
Cumhuriyet denilen işleyişte halkın soru sorması, hesap sorması, yönetime katılması gerekir ya; sorulara devam edelim.
Acaba Cumhuriyet Bayramı’nda kamu kuruluşları bayrak satın almaya ne kadar para harcadı? Bayrak asmaya harcanan para ve zaman ne kadardır? Kapatılan yollar nedeniyle boşa harcanan yakıt ve zaman ne kadardır? Kapatılan yollar nedeniyle tıkanan yol sayısı, tıkanıklıkta olan trafik kazası sayısı ne kadardır? Boğaziçi Köprüsüne ve İstanbul Boğazı’nın iki yanına döşenen projektörle – belki de lazerle – göklere ışık tutmak için kaç para harcandı?
Cumhuriyet denilen işleyişte halkın hesap sorması doğaldır ya; soruyorum işte. Cumhuriyet Bayramı’nda kamu kuruluşları toplam ne kadar israf yapmış ve israfa neden olmuştur?
Keyfiyet bayramı
Cumhuriyet denilen işleyişte halkın çıkarları öndedir; halk egemendir. Acaba Cumhuriyet Bayramı’nda kapatılan yolların kapatılmasına kim karar verdi? Evinin önündeki yol kapatılan nice insanın –ben dahil– acaba görüşü alındı mı? Buralarda alınmadı ama yine de sorayım.
Acaba evinin önündeki yol keyfi bir şekilde kapatılan insanlar polislere soru sorunca ne yanıt aldılar? Ben aldım ama pek yinelemek istediğim bir yanıt olmadı! Acaba başkaları ne yanıt aldılar?
Ya o kendini bayrak sanan, baştan aşağı kırmızı giyinmiş kadın? Yürüdüğü yolun neden ve nasıl kapatıldığını hiç düşünmüş mü? Evinin önündeki yol kapatılmış mahalleli ne düşünür, düşünmüş mü?
Ayasofya’da bayram
30 Ağustos’ta tümüyle rastlantısal olarak Ayasofya’da bir durum gözlemlemiştik. “Durum” diyorum çünkü ne demek gerek tam bilemiyorum. Zafer Bayramı dolayısıyla her yere bayrak asma hevesi Ayasofya’yı esirgememiş; Ayasofya’yı da bayraklarla donatmıştı. Cumhuriyet Bayramı öncesinde aynı heves daha da coşku ile yaşandığına göre, Ayasofya’yı yoklamak istedim. Gördüm ki, Ayasofya’ya Zafer Bayramı, Cumhuriyet Bayramı, hangi özel “milli” gün olursa olsun, bayraklar asılıyor.
Anladım ki; Cumhuriyet hep ileri doğru değil de, geriye doğru düşünülebilir? Hani “ezeli rekabet” gibi. “Geçmiş sonsuza dek cumhuriyet!” Cumhuriyet bayrak demekse, geçmişe doğru bayrak açmak gerek. Efes, Aspendos baştan başa bayraklarla donatılmalı. Meryem Ana Kilisesi’nde bayraklar dalgalanmalı. Likya’dan kalma her kayamezara bir bayrak asılmalı! Çatalhöyük, Hititler, Urartular unutulmamalı. Çağdaş cumhuriyet bunu gerektirmez mi?
Cumhur bayramında cumhurun çıkarları
Bu sonsuza dek sürmesi istenen cumhuriyette iplerin ucu kaçtı. Cumhuriyet Bayramı, Zafer Bayramı, her “milli gün” dolayısı ile düzenlenen militarizm dolu stadyum törenleri yetmezmiş gibi, şimdi ipin ucunun bırakıldığı halk kutlamaları düzenleniyor.
Gösteriş düşkünlüğü, “en büyük töreni ben yapacağım; belediyemin şanı dünyayı tutacak” , “en büyük bayrağı ben asacağım; en milliyetçi/ulusalcı ben görüneceğim” yarışı kimin yararına? Kimin parasıyla?
Ey cumhuriyetin cumhuru, yani halkı, ipin ucunu tutmanın tam zamanı.(SD/EÜ)