Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ikamet ettiği Cumhurbaşkanlığı Sarayı bünyesinde gıdalarda zehirli kimyasal madde kalıntılarını analiz etmek amacıyla çok üst düzey analiz cihazlarına sahip bir laboratuvar kurulmuş.
Bu laboratuvar öylesine üst düzeyde ki kalıntı analizleri konusunda şu an en üst teknolojik seviyedeki cihazlar olan yüksek çözünürlüklü kütle spektrometrelerinden (her biri en az 1-1.5 milyon TL) en az 3 tane var. Bu tip cihazlar en küçük bir zehir kalıntısını bile tespit etme yeteneğine sahip.
Hürriyet gazetesi laboratuvar haberini sarayda yenen “Her lokmaya analiz” başlığı ile duyurmuştu. Haberde Cumhurbaşkanı’nın sağlığını korumak için saraya giren her gıda maddesinin analiz edildiği belirtiliyor. Analiz edilen gıda ürünlerinde pestisit olarak nitelenen tarım zehirleri kalıntısına rastlandığı da haberde yer alıyor.
Akla gelen soru şu: Pestisit kalıntısı içeren ürünler saray mutfağında kullanılıyor mu? Örneğin bir gıda maddesinde insanlarda sinir ve beyin gelişimine zarar veren klorpirifos zehri tespit edildiğinde ne yapılıyor?
Bu soruyu şimdilik askıya alalım; yazının sonunda yeniden döneceğiz. Klorpirifos sorununa yakından bakmak gerekiyor çünkü.
Avrupa Birliği’ne ihraç ettiğimiz gıda ürünleri
Avrupa Birliği ülkeleri ithal ettikleri gıda ürünlerini laboratuvarlarında test ediyor. Testlerde mevzuata aykırı zehirli kimyasal madde kalıntısı bulunan ürünler ülkeye sokulmuyor ve ihracatçı ülkeye geri gönderiliyor.
Avrupa Birliği ülkeleri yaptıkları test sonuçlarını bir internet portalında yayınlıyor. Dolayısıyla ülkemizin ihraç ettiği gıda ürünlerinde tespit edilen zehirli kimyasal madde kalıntıları ile ilgili bilgilere o portaldan erişmek mümkün.
2016 yılı Haziran ayından itibaren ülkemizin Avrupa Birliği ülkelerine ihraç ettiği gıda ürünlerinde klorpirifos zehri içerdiği belirlenen gıda ürünlerinin sayısı önceki yıllara kıyasla anormal seviyelere tırmandı. Bu bebek ve çocuk sağlığı açısından ciddi bir sorun olarak görülmeli. Bu konuda daha önce de bir yazı yazmıştım.
Klorpirifos nedir?
Klorpirifos (Chlorpyrifos) bir pestisit. Pestisitler tarımsal üretimde kullanılan zehirli kimyasal maddeler.
Klorpirifos insanlarda beyin ve sinir sistemi üzerinde zararlı etkiler gösteriyor. Zararlı etkilere en duyarlı olanlar ise bebek ve çocuklar. Klorpirifos bebek ve çocuklarda nöro-davranışsal gelişim bozucu olarak nitelenen en önemli 12 zehirli maddeden biri.
Otizm, dikkat eksikliği hiperaktivite sendromu, disleksi, öğrenim güçlükleri ve diğer bilişsel bozukluklar tıpta nöro-davranışsal gelişim bozuklukları kategorisinde inceleniyor. 2014 yılında dünyanın en saygın tıp dergilerinden biri olan Lancet’de çıkan bir makalede bebek ve çocuk gelişimine zarar veren klorpirifos’un derhal yasaklanması gerektiği belirtilmişti.
Klorpirifos ülkemizde yasaklandı mı?
Klorpirifos kullanımı 2015 yılı ocak ayında Avrupa Birliği ülkelerinde yasaklandı. Ülkemizde de Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı klorpirifos içeren tarım kimyasallarının 31 Mayıs 2016 tarihine kadar piyasadan toplatılmasına ve satışının yasaklanmasına karar verdi.
Peki bu yasaklama ve toplatma kararı bir işe yaradı mı? Bu sorunun yanıtını alabilmek için ihraç etiğimiz gıda ürünlerinde klorpirifos kalıntısı çıkıp çıkmadığına bakmak bir fikir verebilir.
Yandaki grafikte son beş yıl içinde ülkemizden Avrupa Birliği ülkelerine ihraç edilen meyve ve sebze ürünlerinde klorpirifos kalıntısı tespit edilen ürün sayısının yıllara göre dağılımı görülüyor.
Grafikte de görüleceği gibi 2013 ve 2014 yılında ihraç ettiğimiz ürünlerde klorpirifos kalıntısı çıkmazken, 2015 yılından sonra klorpirifos tespit edilen ürün sayısında ciddi bir artış olduğu gözleniyor.
Özellikle 2017 yılındaki artış önceki yıllara kıyasla epeyce fazla.
Grafikte her yıl için hem Ocak-Temmuz ayları arasında ve hem de Mayıs-Temmuz ayları arasındaki kayıtlar var. Mayıs ve temmuz ayları arasındaki kayıtları almamın nedeni geçen yıl mayıs ayından sonra klorpirifos tespitinde anormal artış olması; 2017 yılı içinde benzeri bir durum var mı diye kontrol etmek istedim.
Grafikte de görüleceği gibi 2017 Mayıs ayından bu güne klorpirifos tespit edilen örnek sayısında tıpkı bir önceki yıl olduğu gibi yine ciddi bir artış var. 2017 yılında Ocak-Temmuz ayı arasında klorpirifos içerdiği tespit edilen 13 gıda örneğinin 8 tanesi Mayıs-Temmuz ayları arasında yer alıyor. Klorpirifos böceklere ve kurtçuklara karşı kullanılan bir tarım zehri ve ilkbahar-yaz döneminde bu canlılar çokça ortaya çıktığı için klorpirifos kullanılması da artıyor.
İhraç ürünlerde durum buysa
Bu veriler şunu gösteriyor: Tarımsal üretimde klorpirifos kullanımı yasak olmasına rağmen geçmiş yıllara kıyasla artarak devam ediyor.
Geçen yıl piyasadan toplatılması gereken bu zehirli maddenin bayi satışları da devam ediyor.
Dahası elde mevcut klorpirifos stokları tükenene kadar da kullanılması devam edecek gibi görünüyor.
Klorpirifosun 2015 yılından önce ihraç ettiğimiz ürünlerde kalıntısının çıkmaması ise şunu gösteriyor: 2015 Ocak ayında Avrupa Birliği’nin aldığı yasaklama kararı er veya geç ülkemizde de alınacaktı. Yasak kararı alınmadan elde mevcut klorpirifos stoklarını biran önce eritelim diye düşünülmüş olmalı.
Cumhurbaşkanı’nın yemediğini ülkemiz çocukları yiyor mu?
Çok daha kontrollü şartlarda üretilen ihraç ürünlerde durum buysa yurtiçinde tüketilen ürünlerin büyük bir kısmında klorpirifos kalıntısı çıkacağı kesindir.
İç piyasada tüketilen domates, biber, patlıcan, hıyar, dolmalık biber, kırmızıbiber, elma, armut, şeftali, üzüm asma yaprağı, patates ile diğer meyve ve sebze ürünlerinde klorpirifos kalıntısı çıkması sürpriz olmaz. Tüketici örgütlerinin ya da meslek odalarının hızlı bir şekilde yapacağı bir saha çalışması iddiamı kanıtlayacaktır.
Bu mesele basit bir konu olarak görülmemeli.
Gıdalarda kontrolü yapılması gereken binlerce toksik kimyasal madde var. Gıdalarda toksik kimyasal madde kalıntılarını analiz etmek gıda güvenliğini sağlama açısından yapılması gereken en önemli kamu görevlerinden biri.
Klorpirifos bu işin ülkemizde nasıl yapıldığına (ya da yapılmadığına) bir örnek teşkil ediyor.
Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na alınan yiyeceklerde yapılan kontrollerde klorpirifos kalıntısı mutlaka tespit edilmiş olmalı.
Yazının başında askıya aldığımız soruya tekrar dönelim: Kalıntı çıkan kaç gıda örneği var ve bu gıda maddelerine ne yapılıyor? Herhalde yenmiyor ve imha ediliyordur. Yapılması gereken budur.
Klorpirifos kalıntılı gıda ürünleri sarayda sofraya gelmiyordur.
Mesele yapmamız, üzerinde ısrarla durmamız gereken konu ise şu: Piyasada satılan gıda ürünlerinde klorpirifos kalıntısı çıkması mümkün olduğuna göre çocuklar bu zehirli kimyasala maruz kalıyor mu?
İhraç ürünlerdeki klorpirifos kalıntılarının çokluğuna bakılırsa maruz kalıyorlar.
Bu ülkenin çocukları sahipsiz bırakılmamalı. (BŞ/HK)