Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ülkenin politik atmosferi 7 Haziran Genel Seçim hattına girdi gireli değme siyasetçiden daha yoğun biçimde seçim çalışması yapıyor.
“Yeni Türkiye, yeni anayasa, başkanlık sistemi, çözüm süreci istiyorsak 400 milletvekilini vermemiz lazım ki gümbür gümbür iktidarda olan bir parti bunu gerçekleştirsin.”
Bu sözleri 6 Şubat 2015 günü Bursa’da söyledi. Miting havasındaki açıkhava toplantısının vesilesi toplu açılış töreni idi.
Topludan kasıt şu: 50 yatırımın açılışı aynı anda yapılacak.
Sıkıcı bir liste ama toplu açılış bahanesiyle miting mantığı anlaşılsın diye bir ikisini sıralayayım: Doğu Atıksu Arıtma Kolektörü, Hacıvat ve İsmetiye Dereleri ıslah ve çevre düzenlemesi, Altıntaş, Dereköy ve Harmancık spor sahaları, 100. Yıl ve Millet Mahallesi spor tesisleri, Vahide Aktuğ ve Lütfi Banuşoğlu okulu spor salonları, Hüdavendigar Parkı yüzme havuzu, 29 adet park, Selimiye ve Tatarlar Camii çevre düzenlemeleri…
Devletin en üst kademesin deki zevatın Bursa’nın dört bir yanındaki yatırımlar arasında koşuşturması beklenemeyeceği için açılışları doğal olarak merkezde “görkemli” bir törenle yapılıyor. Tabii Atatürk Caddesi trafiğe kapatılıyor; büyük bir platform kuruluyor. Açılış Cuma gününe denk getirildiği için Ulu Cami’de Cuma namazı kılınıp, günlük hayatı felç edilmiş Bursa’nın merkezine gidiliyor. Erdoğan uzun bir konuşma yapıyor. Akılda kalan cümle “400 milletvekilini verin”…
Neredeyse dört aydır Erdoğan durmaksızın ülkeyi karış karış geziyor. Muhalefet partilerine laf yetiştiriyor, hakaret ediyor, kızıyor, bağırıyor, “malum partiye” oy istiyor.
Bu siyasi faaliyetinin Anayasa’ya aykırı olduğu söylene ve tartışıladursun, o durmuyor.
Cumhurbaşkanlığı sitesinde Günlük Program bölümündeki arşivi şöyle bir incelediğinizde başınız dönüyor.
Bu dört ay içinde Somali, Kolombiya, Meksika, Küba, Suudi Arabistan, Slovakya, Romanya, İran, Almanya, Bosna Hersek’e gitti.
Altı muhtarlar toplantısı yaptı, üç kez bakanlar kurulunu toplardı.
2015 yılında bir çok “toplu açılış” yaptı. Açtıkları eserler içinde derslikten parka, yurttan kreşe ve bilumum şey vardı. Sıkılmazsanız listesi burada; parantez içindeki rakamlar Erdoğan’ın kimi zaman eski TL, kimi zaman yeni TL ile ifade ettiği maliyetler ve “eser” ve “hizmet” sayısı…
***
Kırşehir (76 trilyon lira tutarındaki 19 ayrı eser ve hizmet), Bursa, Elazığ (2 katrilyon 754 trilyon lira tutarındaki 50 kalem eser), Malatya (240 trilyon lira tutarındaki eser ve hizmet), TÜRGEV Yurtları Toplu Açılış Töreni (6 kentte 8 kız öğrenci yurdu), Antep (4 katrilyon 213 trilyon liralık eser ve hizmet), Çanakkale (179 trilyon yatırım bedeli olan 21 ayrı eserin, hizmet), Balıkesir (2 katrilyon 645 trilyon lira yatırım bedeli olan kamu ve özel sektöre ait 38 eser ve hizmet), Denizli (975 trilyon lira tutarındaki 41 kalem yatırım ve hizmet), Karabük (26 kalemde, 1 katrilyon 386 trilyon liralık kamu ve Kardemir yatırımı), Sakarya (yatırım beledi 183 trilyon olan çeşitli kurumlarımıza ve belediyelerimize ait olan 53 kalem eser), Kocaeli (yatırım bedeli 537 trilyon lira olan 92 ayrı eser), Diyarbakır (637 trilyon lira yatırım bedeli olan 45 ayrı eser ve hizmet), Batman (302 trilyon yatırım bedeli olan 75 ayrı eserin ve hizmet)…
***
Listeyi okuyup sıkılmadan buraya ulaştıysanız; sizin de aklınıza şu sorular gelmiştir. Bu kentlerde bunca "eser" ve "hizmet" nasıl aynı anda bitirildi? Bitenler açılsın diye Erdoğan'ı mı bekledi; açılış gününe yetiştirilmesi zor olanların tamamlanmasığ için kaç çalışana, emekçiye eziyet edildi; bunca "eser" hangi şartlarda yetiştirildi?
Bu soruların yanıtı baki kalsın... Elbet bir gür yanıt vereceklerdir...
Erdoğan’ın 11 Nisan Cumartesi gününe kadar genellikle haftasonları yurtdışı gezisi yoksa programı boş görünüyor. O tarihten itibaren haftanın yedi günü program alabildiğine dolu. Cumartesi ve Pazar günlerine özellikle toplu açılışlar denk getiriliyor; Diyarbakır, İzmir, Kayseri, Antalya, Urfa’ya haftasonu gitti ve miting yaptı.
Mesela 19 Mayıs törenleri için Samsun’a gidecekti, bir gün önce yola çıkıp, toplu açılış yaptı.
Toplu açılış yaptığı bir kente yakın başka bir kent varsa onu da ziyaret etmeden dönmedi. Mesela dün Nevşehir’e gitti; hazır oraya kadar gitmişken Aksaray’a da uğradı. Bir gün önce toplu açılış mitingi için Uşak’a gitmişti, yakında neresi var? Aydın. Orada da toplu açılış mitingi yapıverdi.
Toplu açılış törenleri haberlerini en büyük şevkle haber yapan Sabah gazetesi oluyor. Bir gün öncesinden ziyaret duyuruluyor. Haberlerde şöyle cümlelere sık rastlanıyor: “27 Mayıs'ta Aydınlılarla buluşacak olan Erdoğan, 391 milyon liralık 89 dev yatırımı hizmete açacak”,
Erdoğan o gün neyi açtığını muhtemelen çok bilmiyordur zaten yatırımla ilgili fazla bir şey demeden seçim konuşmasına başlıyor. Şöyle diyor: “Buradan Kürt kardeşlerime sesleniyorum. Ah benim inançlı Kürk kardeşlerim; okullardan din derlerini kaldırmak isteyen, kıble olarak Taksim’i gösteren ve diyanetle uğraşanlarla siz yol yürüyebilir misiniz?”
Hedefte HDP var. Ama bu kesmiyor CHP ile devam ediyor: “Ana muhalefet partisi, milliyetçi olduğunu iddia eden parti, bölücü örgüt ve paralel örgüt bu partiyi barajı aştırmak için uğraşıyor”. Bir taşla iki kuş.
Son dört ayda yaptığı seçim ‘toplu açılış” konuşmalarını şöyle bir incelediğinizde kızgınlığının, saldırganlığının arttığı görülüyor. “Kendileri ateist bir yapı yetiştirmek istiyor. Diyanet'i kaldıracağız diyor. Sen kimsin?”, “Bak Kılıçdaroğlu”, “50 kişiyi katleden sen değil miydin? Abisi dağda kendisi bağda, terör örgütünün içindeler”, “Bunlar hepsi ücretli şarlatanlar” diye sürüp gidiyor.
Erdoğan bugün İstanbul’daydı. 30 Mayıs Fetih Kutlamaları’na hazırlanıyor. Cuma namazını Yeni Cami’de kıldı; çıkışta bir müjdesi vardı, artık Fetih kutlamaları Cumhurbaşkanlığı himayesinde yapılacaktı. Yarınki kutlamalar içinde ayrıntı verdi tam 562 kişilik mehter takımı gösteri yapacaktı yarın, Türk Yıldızları uçakları uçacak, havai fişekler atılacak, lazer gösterileri yapılacaktı. Bu arada kendisinin de halka hitap edeceğini söyledi Erdoğan.
Öyle ya halka hitap için illa toplu açılış gerekmiyor, toplu fetih de uygundur… (HK)