Anna Jordan’ın yazdığı “Yen”i Çağ Çalışkur yönetmiş. Bora Akkaş, Berker Güven, İdil Sivritepe ve Neslihan Yeldan oynamışlar. Oyun Craft Tiyatro tarafından sahneleniyor.
Playstation, porno ve şiddet sarmalı
17 yaşındaki Hench, sevgilisi ile yaşayan annesinin, kirasını ödediği evde, 15 yaşındaki kardeşi Bobbie ve köpekleri Taliban ile beraber yaşamaktadırlar. Bobbie’de hiperaktivite bozukluğu ve Tourette Sendromu vardır. Paraları, üzerlerine giyecekleri kıyafetler bile yoktur. Babaları ayrı, anneleri bir kardeşler günlerini playstation oynayarak, porno filmleri seyrederek ve bolca kavga ederek geçirmektedirler.
Nevrotik, alkolik ve şeker hastası anneleri Maggie arada sırada onları ziyarete gelir ve her seferinde sarhoştur. Hanch onun gelişinden hoşlanmazken, Bobbie her seferinde çok mutlu olur. Annesini memnun edip, gidişini engellemek için elinden geleni yapar. Bu kimi zaman marketten bira çalmasını da kapsamaktadır.
“Benim hayatımdaki en güzel şey o.”
“Başka ne var hayatında?”
Hench’in babası hakkında çok iyi şeyler duymayız. Şiddet eğilimli, sevgisiz biri olduğunu anlarız. Maggie’yi dövdüğünü ancak Maggie’nin yine de ondan uzun süre ayrılamadığını öğreniriz. Hench’in davranışlarında, sakinliğinde, içe kapanıklığında ve yalnızlığında bunun izlerini görürüz. Bobbie’nin babası ise daha iyi biridir ancak o da yüksek dozda uyuşturucudan ölmüştür. Ancak Bobbie’ye, küçük bir kızı buzun içinden kurtarırken öldüğü anlatılır. Çünkü bu hikâye daha iyi bir hikayedir. Bobbie ezberlediği hikâyeyi tekrar tekrar anlattırır annesine.
Yen’in gelişi
Kardeşlerin ebeveyn sevgi, güven, sorumluluğu ve denetimi olmaksızın büyüyen, sürekli birbirini bedensel olarak da acıtan, eğlence olarak bildikleri savaş oyunları, porno ve mastürbasyon dışında hiçbir şey yapmadıkları, neredeyse evden bile çıkmadıkları hayatları komşu kızı, hayvan sever, en çok da köpek sever Jen’in, Taliban’ı sokağa çıkarmayıp, beslemedikleri gerekçesi ile evlerini “basması” ile değişir.
Jen, 16 yaşında, oraya yeni taşınmış, köpekleri çok seven, gerekirse onlar için iki genç erkeğin evini basabilen, babası ölmüş, annesi ile birlikte dayısına taşınmak zorunda kalmış, genç bir kızdır.
Başlangıçta gerginlik, bağrışma, saldırganlık, Hench’in Jen ve Bobbie’nin arasına girmesiyle başlayan ilişkileri, daha sonra Jen’in evin bir sakini kadar benimsenmesi, ortama uyması, kardeşleri sevmesi, sevilmesi ile devam eder. Babası tarafından özlem anlamına da gelen Yen olarak seslenilen Jen, kardeşlerin özlem duydukları her şey olur.
Hench ile aralarındaki duygusal yakınlaşma da Bobbie’nin de desteğini alır.
Evet itiraf etmeliyim ki böyle bitmesi çok güzel olurdu. Her şeyin umuda evirildiğini görmek istiyoruz değil mi? Ama maalesef hayat çoğu zaman bize bunu sunmaz. “Yen” de sunmuyor, sunamıyor. Her şeye karşın, Hench’in Jen’e duygularını anlatırken “Sen o gün geldiğinde biri perdeleri açmış gibi hissettim” cümlesindeki naiflik, özlem, sevgi ve aşka sığınmak istiyorum.
Değişen hayatlar
“Yen”, sevgisiz, yalnız, tecrit hayatlar süren, annesinden düzenli ve devamlı sevgi görmeyen, ona karşı güven duymayan, annelerinin sorumluluğu ve “denetimi” altında olmaksızın büyüyen, sürekli birbirini bedensel olarak da acıtan, playstation oyunları, porno ve mastürbasyon dışında hiçbir şey yapmayan, onlarla ilgilenen tek kişi anneanneleri bir Hintli ile kaçmış, sınırları olmayan, babasız iki genç erkeğin, Jen ile beraber değişen hayatlarını anlatıyor.
Oyunu izlerken, kardeşlerin birbirine davranışları, konuşmalardaki ve davranışlardaki şiddet ve pornografi, “evin” bir ev olmama hali başlangıçta bir yanıyla sizde itici bir duygu yaratırken, zamanla karakterleri anlayıp, içselleştirmeye başlıyorsunuz. Kahkahalar atarken, birden gözleriniz doluyor, ağlıyor, çaresizliği ve hüznü yüreğinizin en derin yerinde hissediyorsunuz. Çok sert, acıtıcı, gerilim dolu, derinden yaralayan hikaye ve oyunculuklar sizi ilk saniyeden son saniyeye dek bir an bile bırakmıyor.
Ekibin başarısı, oyuncuların pırıltısı
“Yen”’in oyunculuklarının her biri gerçekten eşsiz.
Bora Akkaş’ı birçok televizyon dizi ve sinema filminden tanıyoruz. Çağ Çalışkur’un yönettiği Kabin oyunundan sonra da “Yen” ile ikinci kez tiyatro sahnesinde. İçe kapanık, yalnız, mutsuz, kardeşine bağlı, Jen’i gördüğü andan itibaren değişen Hench’de de çok başarılı. Berker Güven bu ilk sahne deneyiminde hiperaktivite bozukluğu ve Tourette Sendromu olan, annesinin sevgisi için her şeyi yapabilecek, şiddet eğilimli Bobbie’de Bora Akkaş’ı yalnız bırakmıyor. Bu zor rolde ilk andan son dakikaya kadar aynı enerji ve inandırıcılıkla Bobbie’yi gerçek kılıyor.
İdil Sivritepe de güzel, inatçı, kararlı, enerjik ama yalnız Jen’de rolünün hakkını veriyor, sahnede parlıyor.
Neslihan Yeldan’ı çok fazla dizi, sinema filmi ve oyundan tanıyoruz. Ancak “Yen”de çok faklı bir karakterde karşımıza çıkıyor. Nevrotik, alkolik, mutsuz Maggie’nin ruh hali değişikliklerini tüm gerçekliği ile ortaya koyuyor.
Çağ Çalışkur “Yen”de kendi dilini yaratmış, sarsıcı ve gerçekçi bir oyun ortaya koymuş. Son olarak oyunun dekorunun buna etkisini unutmamak gerekiyor. Dağınık, pis ev dekoruna ek olarak karşılıklı duvarlardaki projeksiyon yansımalarında çoğu zaman playstation oyunlarını, yer yer de Jen’in yansıttığı özlemi, umudun izlerin görüyoruz.
“Yen” bu sezon, yetişemezseniz önümüzdeki oyun sezonunda mutlaka ama mutlaka izlenmesi gereken oyunların başında yer alıyor. (BY/HK)
Ödüller ve adaylıklar
XVII Direklerarası İstanbul Seyirci Ödülleri’nde Umut Veren Genç Erkek Oyuncu Ödülü; Berker Güven
22. Sadri Alışık Ödülleri:
Üstün Akmen Genç Oyuncu Ödülü; Berker Güven
Yardımcı Rolde Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu Adayı: Neslihan Yeldan
21. Yapı Kredi Afife Jale Ödülleri:
Yılın En Başarılı Prodüksiyonu Adayı
Yılın En Başarılı Yönetmeni Adayı ; Çağ Çalışkur
Yılın En Başarılı Erkek Oyuncusu Adayı; Bora Akkaş
Yılın En Başarılı Yardımcı Kadın Oyuncusu Adayı; Neslihan Yeldan
Yılın En Başarılı Genç Kuşak Sanatçısı Adayları; Berker Güven, İdil Sivritepe
Künye
Yazan: Anna Jordan
Çeviren: Fatih Gençkal, Zeyneb Gültekin
Yöneten: Çağ Çalışkur
Dekor: Taciser Sevinç
Işık: Cem Yılmazer
Ses: Özgür Kuşakoğlu
Mekan Yönetimi: Cansın Şenel
Proje Ekibi: Esra Ergun, Deniz Ünal, Ali Emir, Eylül Dursun, Emre Can Leblebici, Erdoğan Kuzu
Oynayanlar: Bora Akkaş, Berker Güven, İdil Sivritepe, Neslihan Yeldan