Fotoğraf: Londra / Kate Green / Anadolu Ajansı
Mart ayı. Covid-19 virüsü Çin’den tüm dünyaya yayılıyor. Umre virüs nedeniyle yasaklanmış. Umreden dönenlerin büyük kısmı tavsiyelerle evlerine gönderiliyor. Avrupa’dan dönenlerden ateşi olmayanlar serbest. İngiltere’de maçlar, at yarışları devam ediyor. Okullar açık. Herkes işine gidiyor, alışverişini serbestçe yapıyor.
Imperial College of London, 16 Mart’ta bir rapor yayınlıyor. Bu, Covid-19 ile ilgili bugüne kadar yapılmış en doğru matematiksel modelleme.
Geçmiş salgınlar ve Çin verilerinden yola çıkarak öngörülerde bulunuyor. Rapor tam bir felaket senaryosu: Covid-19 virüsünün çok hızlı bir şekilde yayılacağı, tedbir alınmazsa İngiltere’de milyonlarca insanın yoğun bakım kapısında yatak bekleyeceği, İngiltere’de 510.000, ABD’de 2.200.000 kişinin hastalık nedeniyle öleceği öngörülüyor.
Virüsün aşısı ve tedavisi yok. Tek çare virüsün yayılma hızının azaltılması, yani okulların kapatılması, spor müsabakalarının iptal edilmesi, sokağa çıkma yasakları, maske kullanma, insan ilişkilerinde sosyal mesafenin korunması ve virüs taşıyanların izolasyonu. Rapor tüm bu tedbirlerle hastalığın yayılma hızının yüzde 80 oranında azalacağını öngörüyor.
Rapor ile birlikte ülkeler bazında değişen yasaklamalar hızlanıyor. Boris Johnson 180 derece çark ediyor. Umreden dönen son kafilemiz karantinaya alınıyor. Okullarda uzaktan eğitim başlıyor. Restoranlar, oteller, kahveler, dükkanlar kapalı. İnsanlar işlerini evden görmeye başlıyor, bir kısmı ise işsiz kalıyor. Hayat duruyor. İnsanlar televizyon başında gün be gün hastalanan ve ölenlerin sayılarını izliyorlar. Sayılar artıyor. İnsanlar umutsuz. Yasakların işe yaradığına dair şüpheler var. Bu günler ne zaman bitecek diye merak edenler çok.
Imperial College of London geçen hafta çıkan bir raporu var. Bu sorulara yanıt veriyor. Onbir Avrupa ülkesindeki ölümleri baz almışlar. Test pozitif çıkan hasta sayılarını dikkate almamışlar. Yakınmasız hastalar da göz önüne alındığında Covid-19 ile enfekte olmuş gerçek hasta sayısı bu rapora göre İtalya’da 5.9, İspanya’da ise 7 milyon kişi, yani bu ülkelerde nüfusun yüzde 10 ve yüzde 15’i Covid-19 ile tanışmış. En düşük oran ise 600.000 kişi ile Almanya’da.
Virüsün yayılma oranı, yani bir kişinin virüsü kaç kişiye bulaştırdığı ilk etapta çok yüksek iken (R0: 3.84) alınan tedbirler sonucu bu oran 1.4 ve 1.0 olmuş; yani alınan tedbirler ciddi olarak virüsün yayılmasını azaltmış.
Bunun nedeni de hükümetlerce uygulanan tedbirler. İtalya özelinde ise sağlık sisteminde oluşan baskıya rağmen tedbirlerin büyük bir felaketin önlenmesine neden olduğu ifade edilmiş.
Asıl önemli soru okulların kapanmasından, sosyal mesafeye, sokağa çıkma yasağından yaygın tarama testi uygulanıp taşıyıcıların izole edilmesine kadar hangi önlemin daha etkili olduğu sorusu ise açık. Özellikle sokağa çıkma yasakları her ülkede değişik biçimde uygulanıyor. Mecburi sokağa çıkma yasağı ise hiçbir yerde yok. İtalya ve İspanya’daki vakalar yüksek, Orta ve Kuzey Avrupa ise daha az vaka ile tanışmış. Rapora göre ölüm oranlarının yüksek olması hangi tedbirin uygulandığına bu tedbirlere insanların ne oranda uyduğuna bağlı.
En önemli soru olan, bu tür tedbirlerin ne zaman gevşetileceği ise net cevaplanmış. Bu tedbirlerde yapılacak en ufak gevşemenin vaka ve ölüm sayısında ciddi bir artışa neden olacağı ifade edilmiş. Raporu yazanlardan Neil Ferguson ise BBC ile yapılan röportajda günde en az 50.000 kişiye test uygulanır ve testi pozitif çıkanlar izole edilebilir ise en erken Mayıs ayı sonunda bu tedbirlerin gevşetilmeye başlanabileceğini ifade etmiş.
Bu raporu Türkiye’ye uyguladığımızda yurdumuzda milyonlarca kişinin enfekte olduğu, yakın zamanda vaka ve ölüm sayılarına her gün yenilerinin ekleneceği, uygulanan tedbirlerin geç başlanmış olsa da temelde yerinde olduğu, karar vericilerin alınan tedbirlerin şeklinin ötesinde insanların buna nasıl uyum sağlayacaklarına kafa yorması gerektiği sonucu çıkar. Tüm bunların ötesinde Covid-19 testlerinin sadece hastanede değil her yerde ve mümkün olan en fazla sayıda insana yapılması, testi pozitif çıkanların ise diğer insanlardan kesinlikle izole edilmesi bu rapordan çıkan başka bir sonuç.
Virüsün tedavisi ve aşının bulunması dolaşan tüm haberlere karşın erken bir zaman dilimi içinde imkansız görünüyor. Virüsle savaşmak, neden olduğu ölümleri engellemek ise politikacısından öğrencisine doktorundan emeklisine bizlere kalmış; bizlerin herkesçe bilinen kuralları ve davranış biçimlerini uygulaması en az aşı kadar önemli. (MB/DB)