Ankara'nın sonbaharı çok güzeldir. Sadece doğadaki renk cümbüşü değildir Ankara'yı renklendiren. Film festivalleri sıraya girer, Ekim ayı itibariyle. Kışın ilk ayında da hızını alamaz ve devam eder. Bazen festival tarihleri değişse de sahip çıkar Ankaralı sinemaseverler tümüne. Festival-severler, sinefiller adeta teyakkuzda bekler programın açıklanmasını ve biletlerin satışa çıkmasını. Bu yıl da öyle oldu; satışın başladığı ilk on dakikada bazı filmlerin bileti bitiverdi. Benim de bulamadığım biletler oldu ama umutluyum bir şekilde izleyeceğimden. Ankara festivallerinin izleyicileri dayanışmacıdır; elinde kalan bileti hediye eder bir tanışına. Evde hazırlanan kumanyalar da paylaşılır, filmler hakkındaki bilgiler de...
Programı alelacele incelemiştim, bu yazı vesilesiyle daha detaylı inceledim ve Ankara film izleyicilerine öğrendiklerimi paylaşmak isterim.
Festival 33 yaşında
Ankara Film Festivali, Mart 1988'de Ankara Film Şenliği adıyla başlamıştı. Biz Ankaralılar için çok önemli bir başlangıç ve olaydı bu. Hatırlıyorum da henüz bebek olan ikiz kızlarımı kreş harici saatlerde birisine bırakabilme olanağım olmadığından işyerimden hasta sevk kâğıdı çıkarmış, hastanede işimi bitirip festivale kaçmıştım. O güne kadar Ankara'da sinema ile ilgili bu büyüklükte bir organizasyon düzenlenmemişti. O dönem festivalin, Mahmut Tali Öngören ve Aziz Nesin'in önderliğinde Bilim ve Sanat, Bilar A.Ş. ve Mülkiyeliler Birliği'nin ortaklığında hayata geçtiğini hatırlattı festivalin web sitesi.
Sekteye uğradığı 1991 yılında Körfez Savaşı hayırlara vesile oldu; Mahmut Tali Öngören'in çabalarıyla Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı kuruldu, yılın ilk ayında. Ve başlandığının dördüncü yılında, 1992'de, Ankara Uluslararası Film Festivali oldu. 1995'e kadar karikatür yarışması düzenlenir ayrıca emek, onur, TV gibi ödüllerle sinemaya emek harcayanlar onore edilirdi.
Festivalde Nubar Terziyan ile bir anı
Yılını hatırlayamayacağım, ama festival açılışında Nubar Terziyan, kendisine değer görülen Emek Ödülü'nü alırken yaptığı konuşmada yaşlandığını, barınma ve ekonomik sorunları olduğunu, ödüle değil, yaşamını ikame etmesine yarayacak desteğe gereksinimi olduğu mealinde bir şeyler söylemişti. Huzurevi müdürüydüm o ara, kendisini kuruluşa kabul edebileceğimiz notunu ulaştırmıştım ve Ankara olduğu için bu öneriyi reddetmişti.
Festivale büyük emeği geçen Aziz Nesin'in 1995'te vefatı ile "Emek Ödülü", "Aziz Nesin Emek Ödülü" adıyla, 1999'da ise festivalin ve vakfın kurucusu AÜ. İletişim Fakültesi öğretim üyesi Mahmut Tali Öngören'in vefatı ile de Ulusal Uzun Metraj Film Yarışmasındaki Jüri Özel Ödülü; 2000 yılı itibarıyla "Mahmut Tali Öngören Özel Ödülü" olarak adlandırılmaya başlanmıştı. Bugün adını ve filmlerini yürekten bildiğimiz çok kıymetli birçok isim bu festivalde ödüllendirildi. Belki bir hata yaparım diye zikretmiyorum isimlerini.
Su baskınıyla yok olan bir koleksiyon
Öngören'in "çölde lale" diye adlandırdığı festival, tüm film festivali düzenleyenlerin çektiği sıkıntılara rağmen büyüdü, olgunlaştı ve ne güzel ki 33 yaşına geldi. Festival çantası, afişi ve illaki magneti biriktiren benim festival koleksiyonumun önemli bir bölümü evimizde yaşanan bir su baskını sonrası saklanamaz hale geldi.
Ankara Film Festivali'nin ulusal sinemaya katkısı çok kıymetli elbette. Dünya Sineması örneklerini izleyebilmek, uzun, kısa, belgesel filmlere; deneysel ve animasyon dahil pek çok yerli yapıma ulaşmak, izleyiciyi sanatçılarla buluşturmak, karikatür - afiş tasarımı - film öyküsü yarışmaları düzenlemek, çeşitli sergiler açmak, festival içeriğinde panel, çalıştay, konferanslara yer vermek de biz izleyicilere büyük katkı sağladı.
"Ankara Film Festivali, ulusal ve uluslararası ünlü konuklarını, sinemanın yaşlı ve genç emekçilerini, sinema akademisyenlerini, sinefilleri, gönüllüleri ve Ankara'nın sakinlerini sinemanın düşsel dilinde buluşturur ve her yıl yepyeni bir yolculuk vaat eder" diyor ya festival web sitesinde; abartı yok, gerçekten öylesine müthiş bir buluşmadır kısa süre sonra yaşayacağımız.
5 yarışmalı bölüm
Dünya Kitle İletişim Vakfı 33. festivalin açılış törenini 3 Kasım 2022'de kırmızı halı yürüyüşü sonrası 19.30'da Ankara MEB Şura Salonu'nda yapıyor. Sunucu Ünsal Ünlü. Bu yıl Aziz Nesin Emek Ödülü, Zülfü Livaneli'nin. Sanat Çınarı Ödülü ise Rengim Gökmen'in.
Kitle İletişim Ödülü Sevin Okyay'ın. Sinemada Yeni Soluk Ödülü ise Farah Zeynep Abdullah ile Ceylan Özgün Özçelik'in. Tören Livaneli şarkılarıyla sonlanacak.
Vakıf Başkanı İrfan Demirkol, Onursal Başkan Oğuz Onaran ve Festival Başkanı İnci Demirkol ile maddi destek veren ulusal ve yabancı kurum ve kuruluşlara kısaca emeği geçen herkese sonunda edeceğimiz teşekkürü baştan edelim. Zira program müthiş.
Ulusal Belgesel Film, Ulusal Uzun Film, Ulusal Kısa Film ile Ulusal Film Gösterimi Proje Geliştirme Desteği, International Film Screening Application Form olmak üzere 5 yarışma var.
Ulusal Uzun Film Yarışmasında bu yıl ön jürinin seçtiği 12 film yarışıyor: Gizem Kızıl'ın "Bana Karanlığını Anlat", Onur Ünlü'nün "Bomboş", Ali Kemal Güven'in "Çilingir Sofrası", Ziya Demirel'in "Ela ile Hilmi ve Ali", Ümran Safter'in "Kabahat", Selcen Ergun'un "Kar ve Ayı", Maryna Er Gorbach'ın "Klondike", Özcan Alper'in "Karanlık Gece", Emin Alper'in "Kurak Günler", İsmet Kurtuluş ve Kaan Arıcı'nın "LCV (Lütfen Cevap Veriniz)", Soner Caner'in "Mukavemet" ve Çiğdem Sezgin'in "Suna."
Her film ikişer kez gösterilecek ve gösterim sonrası film ekibiyle söyleşiler yapılacak. Jüri Başkanı Pelin Esmer. Üyeler Can Atila, Feza Çaldıran, İlhami Algör, Melisa Sözen, Özlem Köksal ve Serdar Orçin. Jüri 10 dalda değerlendirme yapacak.
Bu yıl yarışma filmleri takip ettiğim kadarıyla çok iyi ve sanki jürinin de işi zor gibi. SİYAD En İyi Film Ödülü Jürisi Burak Göral, Erkan Aktuğ ve Şenay Aydemir'den oluşuyor. 11 Kasım günü Cer Modern'de yapılacak kapanış töreninde diğer yarışma sonuçlarıyla birlikte açıklanacak.
Festivalde yarışma dışı olarak yönetmenliğini Tareq Daoud'un yapımcılığını ise Çiğdem Mater'in üstlendiği "Yaban", yönetmenliğini Zekiye Koçak ve Jeyan Kader Gülsen'in yaptığı "Bu Ben Değilim" ve İffet Eren Danışman Boz'un yönettiği "Turna Misali" filmlerini de izleyebileceğiz.
Ulusal Kısa Film Yarışması Jürisi Ece Dizdar, Elif Refiğ ve Esin Küçüktepepınar'dan oluşuyor. Filmleri iki ayrı seansta izleyebileceğiz. Ulusal Uzun Proje Geliştirme Desteği Jürisi Armağan Lale, Tufan Taştan ve Yamaç Okur'dan oluşuyor.
Ulusal Belgesel Film Yarışması Jürisi Adil Kaya, Ebru Şeremetli ve Serdar Kökçeoğlu'ndan oluşuyor, filmleri üç seansta izleyebileceğiz.
Festival filmleri Kızılay Büyülü Fener Sinemasının üç salonunda gösterilecek. 11.30 seansları 25 TL., kısa ve belgesel filmler öğrenci ve 60+yaş için 35 TL. Tam biletler ise 45 TL. Her şeyin fiyatının tavan yaptığı günümüzde bu fiyatlar makul demek durumundayız. Ama gişeye nasıl yansıyacak, şimdilik bilemiyoruz.
Ücretsiz etkinlikler
Festivalde ücretsiz etkinlikler de var elbette. Büyülü Fener 5-6 Kasım saat 16.30'da "Burak Göral ile Çocukla Sinema" ve 10 Kasım'da da "Çocuklar İçin Film Seçme Rehberi", 8 Kasım'da "Geleceği Görmek" paneli, 9 Kasım'da D.Taşdelen ÇSM Gülten Akın Salonunda "Elif Ergezen'le Çocuklarla Stop-Motion Atölyesi" var.
Festivalin Dünya Sineması seçkisi ise çok zengin. Tam 25 film ve 50 gösterim var. Ve gösterim öncesi filmlerle ilgili sunumlar izleyebileceğiz. Jacgues Tati'nin 3 filmi var bu seçkide. Programın "Yakın Tarih" seçkisinde Aslı Esma Karaca'nın "Beyaz Motosiklet", Hasari Serhat Çelik'in "Karanfil Meydanı", İrem Aydın'ın "Moğollar" ve Biket İlhan'ın "Bir Hekimin Anıları" adlı filmler var. VEKAM'ın tek gösterimlik "Ankara Filmleri"ni de izleyebileceğiz.
Rengahenk bir festival
Festivalde ayrıca Handan Kümbetlioğlu'nun "Agah Özgüç Anısına: Perdede Işık İzi", yakın zaman önce kaybettiğimiz, sinema yazarı Murat Özer anısına "Cicim" filminin gösterimi yapılacak ve öncesinde bir panel düzenlenecek.
Bu rengahenk festival için 9 günlüğüne, hayattan sinemaya kaçmak iyi gelecek bana ve benim gibilere.
(ŞD/AÖ)