Gertrude Margaret Lowthian Bell ya da dünyanın onu tanıdığı kısa adıyla Gertrude Bell, bir arkeolog, dağcı, coğrafyacı, yazar, gezgin ajan ve fotoğrafçı.
Gazeteci, biyografi yazarı ve hak savunucusu Janet Wallach, kaleme aldığı biyografisinde Gertrude Bell’e “Çöl Kraliçesi” diyor.
Kitap 1996’de “Desert Queen: The Extraordinary Life of Gertrude Bell” adıyla 1996’da yayınlanmış, 2004’te Can Yayınları’ndan “Çöl Kraliçesi: Gertrude Bell'in Olağanüstü Yaşamı” başlığıyla yayınlanmıştı.
Bell’in 57 yıllık yaşamı gerçekten de olağanüstü. Sinemanın böyle bir yaşama kayıtsız kalması sözkonusu olamazdı Werner Herzog, onu 2015’te beyazperdeye taşıdı. Filmin adı da “Çöl Kraliçesi”ydi (Queen of the Desert). Gertrude Bell'i Nicole Kidman canlandırmıştı.
Bell 14 Temmuz 1868’de İngiltere'nin Durham County kentinde doğdu. 12 Temmuz 1926’da intihar etti; kendi arzusu üzerine Bağdat'ın Bab el-Sharji ilçesinde gömüldü. Kadınların nadiren üniversite eğitimi aldığı yıllardı. Bell, Oxford Tarih bölümüne girdi. Birincilikle mezun olan ilk kadın oldu.
Adana Ceyhan Nisan 1905
Mezuniyet sonrası dünyayı gezmeye karar verdi. 1897 - 1898 ve 1902 - 1903 olmak üzere iki kez dünya turuna çıktı. Dağcılıkla ilgilendi. İsviçre’de Alplerin en yüksek noktasına tırmandı.
Alplerin zirvelerinden biri olan 2 bin 632 metrelik Gertrudspitze’in adı ondan gelir.
1902’de üç kişilik bir ekiple Alplere tırmanırken fırtınaya yakalandı.
Bellerindeki halatla birbirine bağlı 53 saat boyunca bir yamaçtan asılı kalan üç kişiden biriydi. Fırtınadan sağ salim kurtuldular.
Efes yakınları yörük çadırı, Aralık 1898
1899’da Kudüs’e yaptığı ziyaret sırasında Arap çöllerine ve halkına hayran oldu. Arap çöllerinde seyahatler yaptı ve çöl hayatını anlatan yazılar yazdı. Araplar ona "Çölün Kızı" ve "Irak'ın Taçsız Kraliçesi" diyordu. Bu seyahatleri süresinde Türkçe, Arapça, Farsça, Fransızca, Almanca ve İtalyanca öğrendi. Hayyam'ın Rubailerini Farsça'dan çevirecek kadar başarılıydı dil konusunda.
Antakya, Çarşı 1905
Türkiye’ye ilk kez 1907'in Mart'ında arkadaşı arkeolog William Ramsay ile birlikte geldi. Ocak 1909'da ise Mezopotamya bölgesini ziyaret etti. Geç Hitit dönemine ait olan Karkamış'ta keşif ve incelemelerde bulundu ve bu bölgede kısa süreli kazılar yaptı. Sonra Irak'taki ünlü antik şehir olan Babil'e gitti.
Diyarbakır surları dışında kamp kuran göçebe çadırları 1909
1916 yazında Arap ayaklanması başladı. Bell bu ayaklanma döneminde aktif rol aldı. David Hogarth daha sonra, Arap ayaklanmasının başarısını büyük oranda Gertrude Bell'e bağlayacaktı:
"Lawrance 1917 ve 1918'deki Arap seferberliklerini, Bayan Bell'in raporlarına dayanarak örgütledi."
TIKLAYIN - Erkek Dünyasında Bir Kadın: Çöl Kraliçesi
Urfa 1911
Türkiye tarih yazınında Bell “Türkiye’yi sevmeyen İngiliz casusu” olarak tanımlanır. Bunun nedenleri açıklanırken de “hayatının aşkı olan” Binbaşı Dick Doghty-Willie’nin Çanakkale Savaşı sırasında hayatını kaybetmesine bağlarlar.
Binbaşı Dick Doghty-Willie ile 1907’de Anadolu’daki kiliselerle ilgili bir araştırma yaptığı sırada Konya’da tanışmıştı. Binbaşı evliydi. İkili arasındaki aşkın gizli kapaklı buluşmalar ve mektuplarla sürmüştü. Birinci Dünya Savaşı başlamasının ardından Fransa Kızıl Haç’ına gönüllü olarak katıldı. Daha sonra Britanya Gizli Servisi’ne girdi.
Hatay, Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılan camii, 1905
Benzer biçimde Britanya’nın bugün hala sürdürdüğü Ortadoğu politikalarının mimarlarından biri olarak adı anılır. Aslen yaptığı arkeolojik çalışmalar, Arap kabilelerinin listelenmesi, coğrafi ve etnik farklılıkların neler olduğuna dair araştırmaları; yazılı ve fotoğraflı belgeleme çalışmalarıydı.
Tarsus Nisan 1905
Sonuçta Osmanlı İmparatorluğu savaş sonrası dağılınca Britanya Savaş Bakanlığı, bölgedeki sınırların belirlenmesi çalışmasını Gertrude Bell’den istedi. 1918 baharında yıllar boyu inceleme gezilerinde oluşturduğu Mezopotamya ve İran haritalarının üzerinden bugün “cetvelle çizildi” denilen sınırları oluşturdu. 1919 yılındaki Paris Barış Konferansı'na delege olarak katıldı.
İstanbul 1905
Kral Faysal yakın arkadaşıydı. Son işi "Arkeoloji Dairesi onursal başkanı"lığıydı. Bu görevi sırasında Bağdat müzesini kurdu ve hazırladığı Arkeolojik Kazı Yasası sayesinde Irak'ın arkeolojik eserleri ABD, Körfez Savaşı sırasında Irak’a saldırısına kadar korunmasını sağladı.
İstanbul Nisan ya da Mayıs 1909
Gertrude Bell bu arkeolojik eserler dışında geride gezilerini anlatan çok sayıda yayın bıraktı. Bu eserlerinde 1915 Ermeni Soykırımı’na dair tanıklıklarını da eklemişti. Şam’dan yazdığı bir yazıda şöyle diyordu: “Türkler halka açık pazarlarda açık açık Ermeni kadınlarını satıyor.”*
Galata Köprüsü, Nisan 1909
O İngiltere Gizli Servisi’nde çalışmadan önce bir bilim kadınıydı, arkeoloji ve tarih onun birincil işiydi ve tuttuğu kayıtlar ve fotoğraflar bir dönemi tanımamıza yarayan belgeler arasında yer alıyor.
Osmaniye, Karaçay Nisan 1905
Türkiye, Suriye, Ürdün, Irak, Mısır, İsrail, Suudi Arabistan, Pakistan, Hindistan, Kore, Japonya, Burma, Malezya, Endonezya, Singapur, İtalya ve Kanada’da çektiği fotoğraflar Newcastle Üniversitesi’ne bağışlanmıştı. Üniversite geçtiğimiz günlerde dijital ortama aktardığı 7223 fotoğrafı satışa çıkarttı.
Silifke Kanlıdivan (antik adı Kanytelidies) Nisan 1905
Gertrude Bell’in Türkleri sevip sevmediği öznel bir değerlendirme ve spekülasyon olur; ancak üniversitenin ziyarete açtığı arşiv incelendiğinde en çok fotoğrafı Türkiye’deki arkeolojik alanlarda çektiğini ve Türkiye’de yaşayan halkları fotoğraflandırdığı görülüyor. (HK)
Arşiv için tıklayın
* Paul J. Rich, Iraq and Gertrude Bell's The Arab of Mesopotamia, Lexington Books, 2008.