Hapishanede araştırma-inceleme çalışması yapmanın, roman ya da öykü yazmanın gerektirdiği materyallere sahip olmak daima problemli bir iş olagelmiştir.
Hele bir de bilmediğiniz ya da yeterince hakim olmadığınız bir konuda yazmaya kalkışmışsanız şayet, o zaman işiniz bir kaç kat daha zorlaşır. Çünkü hem istediğiniz materyalleri dışarıdan birilerinin toparlayıp göndermesi, hem de her gönderilen materyalin hapishane idaresince sakıncasız bulunarak sahibine teslim edilmesi gibi iki büyük sorunla karşı karşıyadır mahpuslar.
Mektup arkadaşlarımdan Sami Özbil’lin dördüncü romanı “Çöl Kimseyi Sevmiyordu”yu okuyunca, bir kez daha hapishanede yazmanın zorluklarını anımsadım. Çünkü Sami, hem tarih bilgisi, hem coğrafi bakımdan, hem de dil bakımından oldukça zorlu bir konuyu tercih etmiş romanında. Ve her üç bakımdan da başarılı olmuş.
Özbil bir Ege insanı... Çocukluğunu, ilk gençlik yıllarını Ege’de geçirmiş olsa da, sanki çölde yaşamış, çölü bilen biri gibi anlatmış çölü. Bunun için kahramanı Nevres’i uzun yolculuklara çıkarmış çölde. Ve bir devrim olarak tanımladığı İslamiyetin doğuşunu Nevres’in dilinden taşımış okura...
Tam bu noktada yazar, Türkiyeli devrimcilerin ya da genel olarak Türkiye solunun birçok konuda olduğu gibi din konusunda da yekpare bir bakış açısına sahip olmadığı önkabulü ile hareket etmiş. Ve bu tespitten yola çıkarak İslamiyetin doğuşunu Mekkeli zalim zenginlerin saltanatına son veren bir devrim olarak tanımlamış. İslam peygamberi Muhammet’i de bu devrimin önderi büyük bir devrimci olarak niteleyerek konuyu ele alıp işlemiş. İslam peygamberi Muhammet’le bu bakış açısıyla ilişkilenmiş.
“Çöl Kimseyi Sevmiyordu” romanında Sami, gerçek bir insan olarak Muhammet’i anlatmış. Ancak, hemen belirtmeliyim ki, kitap bir Muhammet biyografisi değil ve böyle bir amaç da gütmemiş. Sadece romanın kurgusu içerisinde olması gerektiği kadarıyla sınırlı bir Muhammet biyografisi yeralmış kitapta.
Romanın doğal akışı içerisinde Muhammet’le birlikte ilk uyanış, köleliğe karşı çıkış, mütevazi ve eşit yaşam anlayışı ile hareket eden ve fiilen böyle yaşayan Muhammet ile sonrasında onun yerine geçen halifelerden Osman’ın başa geçmesiyle devrimin kırılmasını, önemli bozulmalara uğramasını özel olarak ele almış.
Emevi hanedanlığının kurulmasıyla birlikte, devrimin tarihsel bir yenilgiye uğradığı fikrine sahip olan yazar, iktidar mücadelesinin bireylerde yarattığı kirlenme ve deformasyonu olayların akışı içerisinde işleyerek okurla buluşturmuş.
Kitabın giriş bölümlerinden birinde roman kahramanı Nevres, daha oniki yaşındayken bitkilerin dilinden anlayan annesine rüzgarın insanla konuşup konuşmadığını sorar. Annesinin verdiği yanıttaki: “Sadece rüzgâr değil; su, güneş, yıldızlar, yani her şey konuşur ve bize iki şey söyler: Karanlık ile aydınlık önünüzde duruyor. Hangisini seçeceğinize siz karar vereceksiniz.” anlayışını yazar her fırsatta, olayların kurgusu içerisinde okura vermiş. Yine aynı yalınlık içerisinde şiir, aşk, paylaşma, dostluk, dayanışma, öfke, düşmanlık gibi insana dair tüm duyguları kitabında başarıyla işlemiş.
Sami Özbil romanında İslamın doğuş dönemindeki devrimci niteliklerini verdiği kadar, daha sonra İslam içerisinde ortaya çıkan çelişki, bölünme ve mücadelelerin dört halife dönemindeki belirtilerine, kaynaklarına ve nedenlerine de işaret ederek; okura İslam egemen olduktan sonra sınıf mücadelesinin İslam içerisinde sürdüğü sonucuna ulaşmasını da göstermiş.
“Çöl Kimseyi Sevmiyordu” kuşkusuz tarihsel bir roman. Ama bir o kadar da güncel. Yakın geçmiş üzerinden düşünecek olursak, AKP 12 yıldır hükümette ve 2007’den beri de iktidarda olduğu söylenebilir. Politik İslamın iktidarda olduğu ve toplumun tedrici biçimde islamizasyona tabi tutulduğu koşullar altında Sami Özbil’in romanı güncel olduğu kadar siyasal bir anlam ve değer de taşıyor.
Romanın bir yandan İslam inancının etkisi altındaki geniş kitlelere hitap etmeye çalıştığı, onları İslam üzerine yeni bir biçimde düşünmeye davet ettiği, keza diğer yandan emekçi sol çevrelerde dini ve İslamı yeniden düşünmeye, tartışmaya davet ettiği söylenebilir. Ayrıca, İslama getirdiği yorumla, bu alanda varolan tartışmalara bir katkı sağlayacaktır.
2014 baharında İletişim Yayınları’ndan çıkan “Çöl Kimseyi Sevmiyordu”yu babası Faris ve annesi Saniye’ye adayan Sami Özbil’in romanını okumanızı öneriyorum... Ve kitabı okuyan arkadaşlardan bir ricayla yazımı bitirmek istiyorum. Kitapla ilgili değerlendirmelerinizi kısacık da olsa Sami Özbil’e[1] bildirmeniz onu hem çok mutlu edecektir, hem de yeni kitap çalışmaları için katkı sağlayacaktır. (FE/HK)
[1] Sami Özbil Kandıra 1 Nolu F Tipi Hapishane, PTT Adalet Şubesi Kocaeli
Sami Özbil’in yayınlanmış kitapları |
İletişim Yayıncılık’tan Çöl Kimseyi Sevmiyordu (2014) Ceylan Yayıncılık’tan “Çakıl Taşları” (2014), “Şafakta Yankılanan” (2013), “Yeraltı Suları” (Şiir, 2010), “Kan Kurumaz” (2010), “Soluk Soluğa” (2008), “Harman” (2006). |