Neden çocukların cinsel istismarı konusundaki suçlar artış göstermektedir?
Bu sorunun nedenleri didik didik edilerek bulunacak çözüm yolları zorla toplumun gözüne sokulmalıdır. Bu suçlarla ilgili yargılama ve yargının bakış açısı çok önemlidir. Tek başına bir suç ve ceza sorunu değildir. Çok daha önemlisi bu tür suçları üreten toplumsal, siyasal ve sosyal zihniyetin ne olduğunun bilinmesi ve tartışılması ile bulunacak çözüm yolları sorunun çözümünde ilk adımdır. Yasama ve yürütmenin göstereceği her türlü duyarlılık bu nedenle önemlidir. Ceza davası açarak suç faillerini en ağır cezalarla cezalandırılması değildir asıl sorun. Toplumsal bir sorun haline süratle dönüşmesindeki nedenlerin açıkça konuşulmaması halinde çocukların cinsel istismarı hakkındaki suçlar sürekli artacaktır.
Çocuklar, çocuk hakları ve ceza davaları üzerinden yapılan politikalar çok ucuzdur, çok zavallıdır. Soruna nasıl baktığımızın acizliğidir. Çocukların cinsel istismarı çok ciddi bir toplumsal sorundur. Olup bitenlerin ne olduğunu, nedenlerini toplum bilmelidir, halk bilgi sahibi olmalıdır.
Yasamanın, yürütmenin ve yargının tutumu böyle bir sorun karşısında ne olmalıdır?
Bütün yollar Roma’ya çıkar… Çocuklar ve haklarının korunmasındaki bütün yollar adalete çıkıyor mu? Bizim memlekette bütün yollar Roma’ya çıkmıyor…
"Bütün yollar Roma'ya çıkar" sözü İtalya'nın başkenti Roma için değil; Nouva / Yeni Roma, yani Konstantinople, yani İstanbul için söylenmiştir.
Bizans İmparatoru Büyük Konstantin İstanbul’u yeniden kurar ve 11 Mayıs 330’da Byzantium, Roma İmparatorluğu'nun yeni başkenti ilan edilir, Nuova Roma- Yeni Roma adı verilir. Byzantium’u dünyanın merkezi haline getirmek amacıyla Kudüs'te bulunan ve İsa tarafından dokunulduğu için kutsal sayılan Milion isimli taş getirtilerek bugünkü Ayasofya’nın karşısına yerleştirilir. Pek fark edilmeyen Milion Taşı, Sultanahmet'te Yerebatan sarnıcının hemen yanındadır. Milion Taşının bulunduğu yer Dünyanın merkezi ve (0 noktası) olarak kabul edilmiştir. Greenwich belirlenene kadar tüm mesafe, saat ve takvim Milion taşıyla belirlenmiştir. Bu yüzden "Bütün Yollar Roma'ya çıkar" sözü Nouva Roma-Yeni Roma, Konstantinople yani İstanbul için söylenmiştir.
Bu sözün diğer anlamı ise imparatorluğun gücüdür ve bu gücü birbirine bağlayan yollardır.
Roma İmparatorluğu’nun 80.000 kilometreyi bulan yolları, uzak eyaletlerle başkent arasında yakın bağlantıyı sağlıyordu. Bu yollar sayesinde Fransa’daki Galya bölgesi Yunan şehirlerine, Fırat ırmağı da Manş Denizine bağlanıyordu. Böylece Roma otoritesini koruyan lejyonlar için imparatorluğun hemen her kısmına ulaşılabiliyordu. Taşlarla döşeli bu anayollardan çıkan birçok ikincil yol Roma eyaletlerine bağlanıyordu. Bu durum “Bütün yollar Roma’ya çıkar” özdeyişinin doğmasına yol açmıştır.
Çocuk haklarının korunmasındaki yollarımız Roma’ya çıkıyor mu?
Çocuk Hakları Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilmiş, 2 Eylül 1990 tarihinde de yürürlüğe girmiştir. Türkiye, Çocuk Hakları Sözleşmesi'ni 2 Ekim 1995'te uygulamaya başlamıştır.
BM Çocuk Hakları Sözleşmesine göre çocuklar, ne anne babalarının malı ne de merhamet edilmesi gereken aciz objelerdir. Onlar insandır. Kendi haklarının özneleridir. Sözleşme, çocuğu güçlü, yeterli bir birey ve yaşıyla gelişim evresine uygun hak ve sorumlulukları olan bir aile ve toplum üyesi olarak görür.
Sözleşmenin genel ilkeleri nelerdir?
Sözleşmenin güvence altına aldığı bütün hakların herhangi bir ayrım gözetilmeksizin bütün çocukları kapsaması gerekir. Çocuklarla ilgili her türlü faaliyette çocuğun yüksek yararı temel düşünce olmalıdır. Her çocuğun yaşama, hayatta kalma ve gelişme hakkı vardır. Kendini ilgilendiren her konuda çocuğun görüşünün dinlenmesi ve dikkate alınması gerekir.
Sözleşmede çocuk hakları; hayatta kalma, korunma, gelişme ve katılma hakları olarak dört gruba ayrılmıştır:
Hayatta kalma hakkı çocuğun yaşam hakkını ve var olmak için gereken beslenme, barınma, yaşam standardı ve sağlık hizmetlerine erişim hakkı gibi temel ihtiyaçlarını korumayı amaçlar.
Gelişme hakkı çocukların neye ihtiyaç duyduklarını gösterir; örneğin, eğitim, dinlenme, kültürel faaliyetler, bilgiye erişim, düşünce, vicdan ve din özgürlüğü gibi.
Korunma hakkı ise çocukların her türlü istismar, ihmal ve sömürüden korunmalarını gerektirir. Mülteci çocuklar için özel korumalar getirir. Çalışan çocuklar için güvenceler koyar. Herhangi bir istismar veya sömürüye maruz kalmış çocukların korunması ve rehabilitasyonu gibi konular Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde önemli bir yer tutar.
Katılım hakkı çocukların birey olarak toplumlarında aktif bir rol oynayabilmeleri gerektiğini kabul eder. Çocukların görüşlerini ifade etme ve yaşamlarını etkileyen konularda söz sahibi olma haklarını da kapsar.
Birleşmiş Milletler 25.05.2000’de çocuk satışı, çocuk fahişeliği ve çocuk pornografisinin önlenmesiyle ve silahlı çatışmalara çocukların katılmaları İhtiyari Protokolleri kabul etmiştir.
Acaba çocuk haklarında bütün yollar Roma’ya çıkar mı?
Yasama, yürütme ve yargının bütün yolları Roma’ya çıkıyor mu?
Adaletin gücü yok, kalmadı. Yargıya intikal eden her ceza davasının önünde yargının bağımsızlığı gibi bir sorun var ve yol çıkmaz sokakta bitiyor.
Yürütme; yargıya, soruşturmaya, ceza davasına ve adalete giden yolların tümünü güvenlik gerekçesiyle dikenli tellerle kapatmış, yol yok.
Yasama; sorunların asıl nedenlerini araştırmak üzere elinde bulunan gücünü araştırma ve soruşturma yapmaya, adalete ve insan haklarına yarayan yasa yapmaya kapatmış ve adalete giden yolları baştan tıkamış…
Çocuk haklarının korunmasında kanunlara, ulusalüstü sözleşmelere giden yollar kapalı.
Aileleriyle birlikte çocukların mutlu yaşadığı evler kalmadı, yıkıldı...
Ne de adalete giden yol kaldı, hepsi dikenli tel örgülerle kapatıldı…
Ama bazı evlere çıkan yollar var ve hepsi açık…
Sonrasında ise bu evlere kapatılan boynu bükük çocuklarımıza yaşatılan acı gerçekler var ve çocukların artık gidecek yolları kalmamış…
Hiçbir yol artık Roma’ya çıkmıyor. (Fİ/EKN)