İhtimal, çocukların kitaplarla ilişki kurmayı bilmediği yaşlar, birçok ebeveynin bu konudaki sorumluluğunu nasıl yerine getireceği üzerine kendini sıkışmış hissettiği zamanlardır.
Küçük bir sincaba bu sorumluluğu devretmek ilk anda saçma gelebilir ama Sincap Bobo belli ki buna gönüllü.
Paloma Yayınevi'nden yayınlanan Sincap Bobo kitap serisi, alışıldığı biçimde, o yaştaki çocuklara büyük ebatta koca koca resimlerle süslenmiş olarak çıkmıyor çocukların karşısına.
Köşeden sayfanın tamamını kaplayan bir file bakan küçük bir sincap değil çocuğun karşısına çıkan.
Bobo'yla izlemenin biçimi farklı: zengin bir görsellik yüz küsur sayfalık kitapların her sayfasında hissettiriyor kendini.
Bobo çocuk parkında oyuncak bir file binerken anlatılan eylem tek kareyle geçiştirilmemiş mesela.
Aynı sayfada dört çizimle görüyor çocuk filin sallandığını. Eylemi, varsa hem okuyan kişinin ağzından duyuyor hem hayal edeceği hareketi görsel olarak algılıyor.
Kitap boyunca Bobo gerçek hayatta ne yaşanıyorsa hepsini adım adım izlettiriyor çocuğa.
Hayatın bir çocuğun dünyasında algılanan biçimiyle tüm gerçek anları görülüyor Bobo'nun kitaplarında.
Bobo'nun babası kitap okurken uyuyakalıyor, kendisi koşarken düşüyor, parkta annesi gidelim deyince gitmeyelim diye ağlıyor...
Üç kuşaktır Almanyalı çocuklara arkadaş olan Bobo, ortaya çıktığı ülkenin gerçekçi anlayışını, çocukların naif algısına ihanet etmeden karşısına çıkan her çocuğa geçiriyor.
Büyük olasılıkla bu konudaki başarısında yaratıcısının, bugün Paris'te çocuk kitapları yayınlayan bir yayınevinin sanat yönetmenliğini yapan Markus Osterwalder'in, Sincap Bobo kitaplarını o sıralar iki buçuk yaşında olan kızıyla "işbirliği" içinde yazmış olmasının payı var. (YY)
* Sincap Bobo, Markus Osterwalder, Paloma Yayınevi, 2011