Neşe Koçak’ın velayet hakkı için verdileri mücadeleyi bianet okurlarıyla paylaşmıştık.
Neşe boşandıktan sonra yaklaşık dört sene kızını görmeyen ve bir anda "kızının velayetini isteyen" eski eşinin asılsız iddiaları ve şikâyetleri ile mücadele ediyor. Eski kocası, Neşe'nn katıldığı tüm demokratik basın açıklamalarını "illegal" ilan edip Neşe'yi mahkeme gözünde itibarsızlaştırmaya çalışıyor. Oysa Neşe, toplumsal sorunlara duyarsız kalmayan doktor ve gönüllü işlere imza atıyor.
TIKLAYIN - "Hayat Güzeldir" ile "Kızım Olmadan Asla" Arasında Bir Velayet Davası
Neşe'nin veayet mücadelesi başka kadınlara ilham olacak türden. Ve bu iki kadın bugünlerde, yeni bir platform kurdu. Amaç, kendileri gibi "çocukları ile sınanan" kadınlara destek olmak ve kadınların çocukları üzerinden gördüğü şiddete de dikkat çekmek. Platformun adı, “Çocukları Üzerinden Erkek Şiddetine Maruz Kalan Kadınlar Dayanışma Platformu”.
“Bu platform hukuktan vazgeçtiğimiz anlamına gelmesin hukukun bizden yana olmasını istiyoruz” diyen kadınlar, erkeklerin kadınlara çocukları üzerinden maddi-manevi şiddet uyguladığına dikkat çekiyor.
Platformun kısa adı ise Demeter. Demeter, mitolojide çok eski bir efsaneden geliyor. Platformun logosunu da ressam Ercan Altuntaş tasarladı ve kadınlara hediye etti.
Platform aynı anda Amerika ve Avrupa’da
Neşe’nin başlattığı hareket küresel boyutta da karşılık buldu, anneler günü olan 10 Mayıs itibariyle Almanya, İngiltere, Yunanistan, İsviçre ve Amerika (Illinois) gibi ülkelerde de temsilcilikleri aktif hale getirildi.
Neşe: Kadınların yalnızlaştırılmasına engel olabiliriz
Neşe de bir arada olmanın gücüne inanlardan, şöyle diyor:
“Kadınlara güvenebilecekleri kurumları, kişileri işaret edebiliriz. Velayet ve boşanma süreçleri çok travmatik süreçler oluyor. Kadınlar başta aile ve toplum tarafından çok korkutuluyor, yalnızlaştırılıyor. Çocukları üzerinden tehdit edilen kadınlarla dayanışabiliriz, destek alabilecekleri yerleri duyurabiliriz, bulabiliriz.
"Kendimiz destek olabiliriz. Dikkat edilmesi gereken çok teknik konular var. Kadınlar bu süreçlerde, karakolda, mahkemede, iş yerlerinde, ailelerinde kendilerini çok yalnız hissedebiliyor. Buna engel olabiliriz, daha çok yan yana durabiliriz ve birbirimizin sesine ses katabiliriz.
“Ben ayakları üstünde duran, ekonomik bağımsızlığı olan, kendi kararlarını alabilen bir kadındım. Toplum tarafından kabul edilmiş bir mesleğim vardı. Hekimdim. Bütün bu süreci yaşarken kendime hep şunu sordum: 'Bana bunlar yaşatıldıysa, ben bunları yaşamak zorunda kaldıysam, diğer kadınlara' neler yapılıyor? Bu nedenle bu kadınların sesi de olmanın sorumluluğunu hissediyorum kendimde. Bu platformda yer almamın bir nedeni de bu sorumluluk duygusu.”
Efsane Nasıldı?Platforma adını veren Tanrıça Demeter yine bir başka Tanrı olan Zeus'un karısıdır. İkisinin kızı güzeller güzeli Persophonya babası Zeus'un yer altı tanrısı Hades ile yaptığı anlaşma sonucu çiçek toplamaya gittiği bir gün Hades tarafından yer altına kaçırılır. Demeter günlerce kızını arar ve en sonunda kocası Zeus'la Hades'in anlaştığını ve kızının yer altına götürüldüğünü öğrenir. Bu olayın ardından büyük küskünlük yaşayan Tanrıça Demeter dünyaya, insanların arasına iner ve derin üzüntüsünden dolayı bereketsizlik başlar, insanlar kıtlıkla yüz yüze kalır. Zeus ne kadar uğraşsa da Demeter'i dönmeye ikna edemez ve nihayetinde yer altı tanrısı Hades, Persephonya'nın annesi Demeter'in yanına gitmesine izin verir, ancak gitmeden önce birkaç nar tanesi yiyen Persephonya her sene 3 ay mutlaka yer altına dönmek zorunda kalır. Bu efsaneye göre kızının yeryüzünde yanında bulunduğu 9 ay bereket saçmaya devam Tanrıça Demeter sayesinde 3 mevsim bereket ile dolarken, kızının yer altına indiği 3 ay yeryüzünde kış mevsimi yaşanır. İletişim bilgileri @demeterplatform |
(EMK)