Grafik roman türünde yayımlanmış ve bana sınırsız bir mutluluk tattıran bir eserle siz çocuk ve gençleri de tanıştırmak istedim. İleriki zamanlarda "Yüzyıllık Yalnızlık", "Başkan Babamızın Sonbaharı", "Kırmızı Pazartesi" ve "Kolera Günlerinde Aşk" gibi muazzam eserleriyle tanışacağınız Gabriel García Márquez veya tam adıyla Gabriel José de la Conciliación García Márquez'in grafik romana yansıtılan biyografisini beğeneceğinizden hiç kuşkum yok.
2014 yılında kaybettiğimiz ve tüm Latin Amerika'da "Gabo" lakabıyla bilinen Nobel Edebiyat Ödüllü Kolombiyalı yazar, romancı, hikâyeci ve oyun yazarı Márquez, 20. yüzyılın en önemli yazarlarından birisi olarak tarihe geçti. Ödüllerini sıralamayacağım ama yazarlık kariyeri için hukuk fakültesindeki eğitimini yarıda bırakmakta tereddüt etmeyen Márquez'in mizahi dilini ve yaşamını bir solukta okuyacağınız "Gabo - Büyülü Bir Yaşamın Hatıraları" kitabı zihninizde, ruhunuzda ve kitaplığınızda kocaman bir yer edinecek.
Metin yazarı Oscar Pantoja olan ve kolektif bir ürün olarak elinize alacağınız kitabın çevirisini Altuğ Akın yaptı. Desen Yayınları'nın 2015 yılında bizlerle buluşturduğu 176 sayfalık kitap, 6. Sınıf (11-12 Yaş) ve genç yetişkinlere (15+) kadar herkesin okuyabileceği bir eser.
Mücadeleci bir yaşam öyküsü
Aile ilişkileri, duygular, mücadele, okuma-yazma kültürü ve yaratıcılık konularını işleyen kitapta Márquez'in "Hikayelerimi en iyi direksiyon başında hayal ediyorum" sözü size kocaman bir pencere açıyor. Márquez, eşi Mercedes ve çocukları ile birlikte çıktıkları Acapulco yolculuğunun edebiyat kariyerinde önemli bir kırılma noktasına dönüşeceğini tahmin bile edemezdi. Başlangıcına bir türlü karar veremediği için yaklaşık yirmi yıldır kafasını kurcalayan "Ev" isimli hikâyesi için aradığı o ateşleyici fikir nihayet zihninde canlanıyor ve yazmaya başlayacağı yeni kitabının ekseninde artık neyin olacağını çok iyi biliyordu. Anneannesi ve dedesi ile birlikte yıllarca yaşadıkları Arcataca'daki evlerine bizi taşıyan kitap, aynı zamanda zorluklara karşı pes etmemeyi tane tane anlatıyor.
Asker dedesinin bitmeyen savaş hikâyeleri
Yeni umutlar peşinde koşturmak üzere uzaklara giden anne ve babasına duyduğu özlemle dokuz yılını geçirdiği o ev Márquez'in bütün çocukluğuna kucak açmakla kalmayıp, edebiyat evreninin de temelini oluşturmuştu. Toprak yiyen kız kardeşi, tadına hiçbir zaman doyamadığı hintarmudu tatlısı, dedesinin bitmek bilmez iç savaş anıları, geleceği tahmin eden anneannesin çılgınlıkları, mutlulukla delilik arasında bir fark görmeyen akrabalarının aşırı davranışları ve dinmek bilmeyen neşeli kadın kahkahalarıyla dolup taşan evleri adeta, Márquez'in kişisel tarihinin de şiirsel bir kaydıydı. Üstelik zihninin labirentlerinde çocukluğuna doğru çıkacağı bu yolculuk, Márquez'i, ileride olağanüstü bir şöhrete ve başarıya taşıyacak "Yüzyıllık Yalnızlık" eserinin de temelini atmış olacaktı.
Hayallerin peşinden koşmaktan asla vazgeçme...
Doğum anından okul yıllarına, ilk aşkından hayat arkadaşı Mercedes'e, okuduğu ilk kitaptan kaleme aldığı ilk öyküye, etkisinden kurtulamadığı Kafka'nın "Dönüşüm" eserinden Carlos Fuentes, Julio Cortázar gibi Latin Amerika edebiyatının önemli yazarları ile olan ilişkilerine, Fidel Castro'dan ülkesinin siyasi tarihine kadar Márquez'in hayatı üzerine üç farklı çizer tarafından görselleştirilen bir hikâye resmeden kitap, hayallerinin peşinden koşmaktan asla vazgeçmeyen ölümsüz bir yazarın, bir çocuktan Nobel ödüllü bir romancıya dönüşmesini ve ilham veren yaratım sürecine tanıklık etmemizi sağlıyor.
Büyüleyici bu eseri öyle sanıyorum ki sadece okumakla kalmayıp, daha fazla kişinin okuması için de tavsiye edeceğiniz ilk kitaplar arasında olacak. Ebeveynler, çocuklardan önce okumak için can atabilirsiniz!
(SYZ/AÖ)