Adıyaman’da Çocuk Hakları: 6 Gün, 6 Gündem ismini verdiğimiz dosyanın son yayını, elbette çocukların kendi deneyimlerini ve taleplerini içermeliydi.
Bu dosya içinde çocuk hakları politikalarından, eğitim hakkına, sağlığa erişime, koruma sistemine, kız çocuklarına dek pek çok konuyu yetişkinler olarak tartışmaya açtık. Ancak, bu deneyimlerin doğrudan öznesi olan çocukların, kendi paylaştıkları sorunlar ve ihtiyaçlar Adıyaman’daki çocukların haklarına erişimine dair daha somut örnekler sunacaktır.
Çocuklar, yaşamın herhangi bir alanında kendi deneyimlerinden doğru bir eleştiride, bir talepte bulunduğunda birçok yetişkin, çocuğu “büyümüş de küçülmüş” olarak adlandırır veya çocukların paylaşımlarını komik bulur, güler. Oysaki çocukların paylaştıkları, komik olmaktan öte yetişkin dilinin sınırlarının dışına taşan, farklı araçları kullanan bir hak talebidir. Birçoğumuz, genelde bu alanlar yaratılmadığı için çocukların kendi evlerinden, mahallelerinden başlayarak, eğitim sistemine veya politik sisteme dek eleştiriler getirmesine alışık olmayabiliriz. Ancak kendilerini etkileyen ihlaller ve ihmalleri o durumun öznelerinden daha iyi ifade eden olabilir mi?
"Unutulmuş haklar"
FİSA Çocuk Hakları Merkezi, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü vesilesiyle 8-15 yaş aralığındaki çocuk gruplarıyla bu hafta bir araya geldi, çocuk haklarını ve çocukların iletmek istedikleri talepleri konuştu. Bir araya gelinen çocukların hemen hepsi çocuk haklarını ilk defa duyduğunu söyledi. “Çocuk hakları nedir?” sorusuna karşılık “unutulmuş haklardır” cevabı da verildi. Çocuklar, başta taleplerini ifade etmelerinin ne işe yarayacağına dair de umutsuzlardı. Ancak sonunda, “kamuoyu oluşturması” için basına iletilmesini isteyenler oldu. Çocukların iletmek istedikleri talepleri burada paylaşıyoruz. Yetişkin olarak sorumluluğumuzun, deneyim hiyerarşisi kurmadan çocukları dinlemek, çocuklardan öğrenmeye açık olmak ve ne öğrendiysek bunu kendi dilimiz içinde eğip bükmeden, didaktik hale getirmeden aktarmak olduğunu bilerek çocukların taleplerini yazılı ve görsel olarak, olabildiğince müdahale etmeden paylaşıyoruz. Aşağıda yer alan talepler, bu hafta atölye yapılan, toplamda 19 kişilik bir grubun görüşleri olması dolayısıyla bütün çocukların taleplerini ifade etmekte yetersiz kalabilir. Ancak, kişi sayısından bağımsız olarak ortaklaşan taleplerin duyulmasını değerli buluyoruz.
9-13 yaş aralığındaki çocuklar, “çocukların hakları nelerdir?” sorusuna karşılık şu hakları söylediler:
Okul ve eğitim hakkı, ders çalışma hakkı, oyun ve etkinlik hakkı, sağlık hakkı, özgürlük hakkı, gezme hakkı, yaşam hakkı, spor hakkı, söz ve konuşma hakkı, bilgi hakkı, cevap hakkı, barınma hakkı, beslenme hakkı, istediğimizi yapabilme hakkı, kendini savunma hakkı, sevilme hakkı, giyinme veya giyim hakkı, seçme ve seçilme hakkı ile oy verme hakkı.
Çocuklar, seçme hakkını istedikleri oyuncağı veya kıyafeti seçmek, seçilme hakkını ise “iyi futbol oynayanların takıma seçilmesi” olarak tanımladı. Oy verme haklarını ise sınıftaki başkan ve başkan yardımcısı seçimlerinde kullandıklarını söylediler.
Gece sokakta gezme hakkı
Oyun parklarında onarım
13-15 yaş grubundaki çocuklar tarafından yaşadıkları kente ve geçici yaşam alanına dair paylaşılan talepler ise şunlar:
“Konteynerde kalanlara otobüs ücretsiz olmalı. Ulaşımdan dolayı okula gidemeyenler, giderken zorlananlar ya da okul değiştirmek zorunda kalanlar oluyor. Konteynerde kalanlara depremzede kartı verilebilir. Denizli’de böyle bir kart vardı. O kartla hem minibüse ücretsiz binebiliriz hem de buradaki tarihi yerleri ücretsiz gezebiliriz.”
Çocukların çoğu, Nemrut Dağı gibi Adıyaman’ın tarihi ve ören yerlerini hiç görmediklerini söyledi.
“Oyun parklarında kırılan salıncakların onarılması ve yeni salıncaklar yapılması.” Yaşı kaç olursa olsun engelli çocukların da bu salıncakları kullandığına dikkat çekildi.
Geçici yaşam alanları içinde “özellikle yaşlıların ihtiyacı olacağı için doktor olsun, bu doktorlar da özellikle kış günü için ücretsiz olsun.”
“Enkazlar kaldırılsın.” Çocuklar okullar çevresinde yapılan yıkımları ve çıkan tozu da eleştirerek “okul çevresindeki yıkımlar en azından hafta sonu olsun” dedi.
Geçici yaşam alanı içindeki “kütüphane sessiz olsun. Yaş sınırı getirilebilir. Kütüphanenin açık kalma süresi uzatılsın, hafta içi 7/24 olabilir.” Şehirdeki, ortak kullanıma açık diğer kütüphanelere yönelik de benzeri talepler yinelendi.
"Kabloların etrafı kapatılsın"
Adıyaman’daki sağanak yağışın ardından, çocuklar “bazı konteynerleri su bastı. (Konteyner kente su sağlayan) su tankeri, su sızdırmaya başladı. Konteynerlerin su gelen yerleri düzeltilsin, üstü de güçlendirilsin. Su tankeri de güçlendirilsin”, dedi. Sızan sudan dolayı, “kabloların etrafı kapatılsın, korunaklı hale getirilsin” diyerek elektrik sisteminin güvenli hale getirilmesini istediler. Çocuklar, “kaldırım taşları yerine asfalt dökülsün, çünkü kaldırım taşları altında su birikiyor, o da su basmasına neden oluyor”, dediler.
“14, 15, 16 ve 17 yaştaki çocuklara değer verilsin” diyerek kentte yapılan etkinlik ve dağıtımların daha küçük yaşları hedeflediğine dikkat çekildi. Çocuklar kendi yaşlarına uygun etkinlikler ve kenti ihtiyaçlarına yönelik dağıtımlar talep etti.
“Çocukların oyun oynayabileceği bir alan” isteyen çocuklar, oyun alanı çevresinde yaşayan yaşlı ve bebekli yetişkinlerin rahatsız olabildiğinden de bahsetti. “Yaşlıları da anlıyorum. Bence konteyner kentte çocuklu aileler bir yere, bebeği olanlar bir yere, yaşlılar da bir yere koyulabilirdi. Park da çocuklu ailelerin olduğu yere yapılabilirdi. Böylece ne çocuklar ne de yaşlılar rahatsız olurdu.” “Çocuklar için ayrı, halı kaplı büyük bir konteyner yapılması” da çocukların kışın kimseyi rahatsız etmeden oynamaları için verilen önerilerden biriydi.
Yaşam alanlarından sorumlu müdürlerin herkese eşit ve adil davranması istenmiş, dağıtımlarda ve ulaştırılan hizmetlerde yanlarında çalışanlara ya da tanıdıklarına iltimas geçmemesi de tartışıldı.
"Kalma sistemi kaldırılsın"
Okul ve eğitim sistemine dair talepler:
Sınavlarda, “klasik yerine şıklı sorular gelsin. Bakan değişmeden önceki eski sistem daha iyiydi. O sisteme geri dönsek daha iyi olur.”
“Kalma sistemi kaldırılsın. 70’in altında alınca ve devamsızlık yapılınca kalınıyor artık.” Bu sistemin kaygı yarattığını, üzerlerinde baskı oluşturduğunu söyleyen çocuklar, bu nedenle öğretmenlerin ve velilerin de çalışmaları için onları zorladıklarını söyledi, “öğretmenler (notla veya yok yazmakla) tehdit etmesin” dedi.
“Öğretmenlerin herkese eşit ve adil davranmasını” isteyen çocuklar, “daha ilgili” olmalarını da talep etti. Eski öğretmenlerinin kendilerini tanıdığı, bu nedenle öğretmenlerin kendilerine güvendikleri fakat “yeni öğretmenlerinin (onları) tanımadığı, tanımak için çaba sarf etmedikleri” paylaşıldı. “Dersi daha iyi olanlara öğretmenlerin güvendiği ama diğer öğrencilere güvenmedikleri”ni söyledi.
“9. sınıfta rehberlik dersi vardı. Fakat diğer sınıflarda yok. Her sınıfta, 1 ders rehberlik dersi olmalı. İhtiyacımız var aslında.”
“Öğrencilerin okuldan sonra 2-3 saat ders çalışabilmesi için okul açık tutulabilir.”
“Eskiden DYK kursları vardı. Ücretsiz olduğu için iyiydi. O kurslar geri getirilsin.” Bazı okul ve sınıflarda az katılım olduğu için gereksiz olabileceği görüşü üzerine, bazı çocuklar kişi sayısına bakılmaksızın kursun açılmasının iyi olacağını, az kişiyle daha verimli de ilerleyebileceğini ve ihtiyaçları olduğunu söyledi.
“7. ve 8. sınıfların sabahçı olmaları” ise “iyi bir örnek” olarak paylaşıldı ve sınava hazırlandıkları için bu uygulamanın devam etmesi istendi. (İC/AY/AÖ)
-BİTTİ-