Çocuk edebiyatını, edebiyat olarak nitelendirip ciddiye almamız zaman aldığı kadar, çocuk edebiyatı eleştirmeni olmak da zaman alacak gibi. Çocuk kitapları çocuksu bir dille mi, yoksa bilgilendirici metin niteliğinde mi tanıtılmalı, diye kafamı pek kurcalamışımdır. Çocuk edebiyatı eleştirmeni olmak, yetişkin edebiyatı eleştirmeni olmaya göre daha kolay aslında; çünkü çocuklara hitap eden edebi yapıtlarla ilgili ciddi ölçütler var. Bu ölçütler üzerinden de gerekli eleştiriler yapılabilir. Lakin kuru ayaz gibi olur. Şimdilik kendime orta yol buldum. Ne mi? Çocuk edebiyatının temel öğeleri olan karakterler, konu, ileti, dil, anlatım ve resimler* üzerinden ilerlemek.
Leo Lionni’nin eserlerini incelerken karakterler diğer öğeleri unutturdu bana. Ve bu tanıtımda yoluma karakterler üzerinden ilerledim.
Yetişkinler olarak okuduğumuz bazı kitapların bizi nasıl içine çektiğini ve kahramanla nasıl ruh ikizine dönüştüğümüzü hatırlayın. Çocuklar için de böyle ve hatta daha fazlası. Hayat deneyimine sahip yetişkinler, kitaplardaki karakterlerle özdeşim kurarken, çocuklar karakterlerle karakter sahibi olmayı öğreniyorlar. Ayrıca çocuk kitaplarındaki iyi geliştirilmiş karakterler, çocukların okuma kültürü edinmesinde önemli bir etken.
Leo Lionni’nin Pezzettino, Yeşil Kuyruklu Fare, Yüzyüz ve Frederick adlı eserleri Elma Yayınevi tarafından basılmış. Kitapların kapaklarının kalın kartondan ve iplik dikişli olması; ön-arka, iç kapak tasarımlarının çocuk gelişimine uygunluğu açısından tam notluk. Bu kitapların kapaklarının kalın kartondan olmasını önemsiyorum; çünkü bu dört esere sahip olan bir çocuğun bu eserleri uzun yıllar saklayacağından eminim. Neden mi? Bu dört eserin de en önemli özelliği hem somut hem de soyut işlemler dönemine hitap edebilmesidir. Hemen Yeşil Kuyruklu Fare’den örnek vereyim. Bu eserde konu, tarla farelerinin Mardi Gras günü kutlaması yapmaya karar vermeleriyle şekilleniyor. Tarla fareleri, şehir faresinin anlattığı Mardi Gras günü kutlaması yapmak için vahşi hayvan maskeleri yapıyorlar. Maskeleri taktıkları andan itibaren de, “Yavaş yavaş sevimli, zararsız fareler olduklarını unuttular (unutuyorlar)./ Gerçekten vahşi hayvanlar olduklarına inanmaya başladılar (başlıyorlar).” Ve bir gün, fil büyüklüğünde bir fare ile karşılaşıyorlar. Dev bir fare! Önce bunun fare maskesi takmış bir fare olduğunu düşündüler (düşünüyorlar).
Somut işlemler (üç-dört yaşından sekiz-dokuz yaşına kadar) döneminde bu kitapla tanışan çocuk okur için, maskeler gerçekten de maskedir ve eğlenceli bulur maske olayını. Soyut işlemler döneminde geldiğinde ise maskenin bir simge olduğunu fark eder. Maskelerin psiko-sosyal boyutuyla ilgilenir. Gelişim dönemlerine başlamışken devam edeyim. “Fare de arkalarından koştu. Üzerinde taşıması gereken bir maskenin ağırlığı olmadığı için, onlara kolayca yetişti.” Alıntısını yaptığım bölüm somut işlemler dönemindeki çocuk okuyucu için hareket öğesi barındıran heyecanlı bir kurgu olayı iken, soyut işlemler dönemindeki çocuk için felsefenin ilk yapı taşına dönüşür. Kitabın ilerleyen bölümlerinde felsefenin, psikolojinin ve sosyolojinin yapı taşlarına daha fazlası eklenir. “Ateş söndüğünde, kimse burada neler yaşandığını tahmin edemezdi; çünkü her şey eskisi gibiydi./ Yeşil Kuyruklu Fare dışında. O bir türlü kuyruğundaki boyadan kurtulamamıştı.” Soyut işlemler döneminde olduğu varsayılan b(s)iz yetişkinlere bir soru: Yeşil kuyruk neyi simgelemektedir?
Umarım Leo Lionni’nin eserlerinin en önemli özelliği hem somut işlemler de hem soyut işlemler dönemine seslenmektedir, tezimi örneklerle anlatabilmişimdir. Pezzettino, Frederick ve Yüzyüz eserleri de aynı özelliği taşımaktadır. Bu özelliğe sanat eğitimini de katmak gerekir. Konu uzayacağı için sadece bu kadarını söyleyebilirim.
Gelgelelim diğer üç esere. Pezzettino, İtalyancada “parçacık” anlamına gelmektedir. “Kimin parçasıyım acaba?” diye kendi kendine soran; merak eden ve bir gün bu sorunun yanıtı bulmaya karar veren bir parçacığın öyküsüdür bu. Bu parçacıkla özdeşim kuran çocuğu düşünün! Birey olma arayışı içindeki bir çocuk için rehber ararsanız, Pezzettino yoldaşınız olsun.
Yüzyüz, Pezzettino’nun tamamlayıcısı olma özelliği taşıyor. Kırmızı balıklar içerisinde, midye kabuğu gibi siyah olan ve kardeşlerinden daha hızlı yüzen balıktır Yüzyüz. Diğerlerinden farklı olan Yüzyüz mutludur. Fakat bir gün, çok aç bir ton balığı, “Minik kırmızı balıkların hepsini bir lokmada yutuvermiş. Bir tek Yüzyüz kaçabilmiş.” “Derin sularda yüzerek uzaklaşmış. Korkuyormuş, yalnız ve çok üzgünmüş.” Yüzdükçe, yeni yerler gördükçe mutlu olan Yüzyüz, tıpkı kendi sürüsüne benzeyen bir minik balıklar sürüsüyle karşılaşmış. “Balıklar, kayaların ve yosunların koyu karanlığına gizlenmiş, öylece duruyorlarmış.” Yüzyüz’ün, minik balıkları koyu karanlıktan kurtarmak için bir düşüncesi varmış. Diğerlerinden farklı olmasına sebep olan siyah rengi bu düşüncenin tamamlayıcısı olmuş. “Ben de gözünüz olacağım.” Kırmızılık içinde siyah bir göz olmuş Yüzyüz.
Yüzyüz farklılıklarından vazgeçmeyerek, bir topluluğun üyesi olabilmeyi becerebilen bir karakterdir.
Frederick de Yüzyüz’ün tamamlayıcısı niteliğinde bir karakterdir. Kendisi, çocuk olarak nitelendirilebilecek bir faredir. Ağustos Böceği ile Karınca hikâyesini bilmeyen var mı? Karınca efendi, Ağustos Böceği’nin müziği eşliğinde yiyecek biriktirmiş; ama kış ortasında aç kalan Ağustos Böceği’ne bir lokma vermeyerek onu ölüme mahkûm etmiştir. Ağustos Böceği acıdır; karınca ise öfkedir yüreğimizde. Çocuk edebiyatına merak salanların yolu düşer bu hikâyeye. Ağustos Böceği’ne hakkını vermeye çalışır, adil yazarlar. Leo Lionni’nin Ağustos Böceği, Frederick isimli yavru bir faredir. Ailesi kış için mısır, fındık, buğday ve saman toplarken o, “Soğuk, karanlık kış günleri için güneş ışını topluyorum (toplar).” Onu sürekli oturan gören ailesi, “Peki şimdi, Frederick?” diye her sorduğunda, “Renk topluyorum çünkü kış külrengi olur.”/ “…sözcük topluyorum. Kış günleri uzun olur; bitmek bilmez, o yüzden söyleyeceklerimiz tükenecektir.” der. Kış gelip çattığında ve yiyecekleri bittiğinde Frederick’in topladığı güneş ışını, renkler ve sözcüklerle yaşama tutunur fare ailesi.
Frederick karakteriyle özdeşim kuracak çocuk okur, farklılıklarını toplumsal çelişkiye mi dönüştürür yoksa farklılıklarla bir arada olmaya mı?
Leo Lionni’nin eserlerini anlatmak sayfalar değil yıllar alır. Bitirmeden önce kestirmeden, bahsettiğim bu eserlerin çeşitli ödüllere değer bulunduğunu söyleyeyim. Bu ödüller arasında, 1967 New York Times Yılın En İyi Resimli Kitabı ödülü de bulunmaktadır. Dikkatinize artık.
Keyifli okumalar. (ED/HK)
* Prof. Dr. Sedat Sever, Çocuk Edebiyatı ve Okuma Kültürü (Tudem, 2013)