Oscar'a daha önce dört defa aday olan, nam-ı diğer "Big Lebowski" veyahut da "Dude" Jeff Bridges'i muradına erdiren "Çılgın Kalp" (Crazy Heart) Thomas Cobb'un 1987 tarihli romanından uyarlanan bir müzisyen draması aslen.
60'larına dayanan, bir zamanların country starı düşmüş Bad Blake'in hikayesine odaklanan yapıt, yol filmi formülünü geçen sene büyük ses getiren "Şampiyon" (The Wrestler) filmine hayli benzeyen bir hikaye akışı ile geliştirmiş.
Artık kariyerinin son demlerinde olan Bad Blake (Bridges) küçük kasaba barlarında ve bowling salonlarında deyim yerindeyse üç beş kuruşa sürünmektedir. Bu sürünceme sırasında kendisiyle söyleşi yapmak isteyen gazeteci Jean Craddock (Maggie Gyllenhaal) ile tanışan Bad Blake, Jean'in küçük oğlu Buddy ile birlikte ilk kez bir ailenin ferdi olmaya çalışacaktır...
"Bir performans filmi"
Jeff Briges'in şeklen Kris Kristofferson'u performans açısından da büyük ölçüde "The Big Lebowki"yi -öyle ki; kusma sahnesinin ardından ıslak gömleğiyle sahneye çıkan Bad Blake'in çöplüğe düşürdüğü gözlüğünü takma biçimi ile Dude'nin klozetten çekip çıkardığı gözlüğü takma biçimi neredeyse aynı- anımsattığı "Çılgın Kalp", Bridges'in yanında Gyllenhaal'in de üstün performasıyla, tam da bütün kartlarını oyunculuklara göre oynayan eski oyuncu taze yönetmen Scott Cooper'in istediği gibi 'bir performans filmi' olmuş.
Ayrıca yan karakterlerde boy gösteren Robert Duvall ile Colin Farrell'in filme katkıları yadsınamaz. Jeff Bridges'in sahne performanslarının harika olduğunu ve filmin 'En İyi Orijinal Şarkı' (The Weary Kind) dalında da Oscar kazandığını belirtelim hemen.
Dramatik olarak zayıf
Düşmüş ya da ikinci sınıf sporcu/müzisyen -ne derseniz deyin, bu tür filmlerin, aynen "Şampiyon"da olduğu gibi önemli bir sorunu da dramatik zaaf bana kalırsa.
Arık o şatafattan uzak, normal bir yaşam sürdüğü için olsa gerek sporcu/müzisyen sıradanlaşıyor ve dolayısıyla dramatik olarak seyredilebilirliği düşüyor bu filmlerin.
"Çılgın Kalp" de bu sorunlardan ziyadesiyle muzdarip. Sözgelimi filmde 'bir balon ve balığa çıkma' sahneleri var ki akıllara ziyan. Salt pastoral olarak resme renk katsın diye çekilmiş ve hikayeye hiçbir şekilde hizmet etmeyen sahneler bunlar. Hikayeye damdan düşer gibi, pat diye giriş yapan karakterlerin birçoğu organik değil ne yazık ki!
Bir tek Maggie Gyllenhaal'in karakterinin belli bir dakikadan sonra yavaş yavaş -oyuncunun da etkisiyle- organikleştiği ifade edilebilir sanıyorum.
Bütün bunların haricinde "Çılgın Kalp" her karesine Amerikan Edebiyatı'nın kokusu sinmiş bir uyarlama. Charles Bukowski'den Chuck Palahniuk'a uzanan bir skalanın içinde yer aldığı anlaşılan kitabın hakkını vermiş mi, kitabı okumadığım için bu konuda bir yargıda bulun(a)mıyorum.
Fakat son dönemden örnek vermek gerekirse; "Ray" ya da "Walk the Line" gibi ortalama bir müzisyen draması "Çılgın Kalp", aralarında tek fark bunun kurmaca diğerlerinin biyografik özellikler taşıması o kadar.(ED/EÜ)