Fotoğraf: Evrim Kepenek/bianet/25 Kasım 2020/Kadıköy
"Seyhan artık yok. Bir vardı bir yok..."
Feryal Öney ve Güldiyar Tanrıdağlı'nın "Çiçekçi Seyhan" anısına yazdığı şarkıdan. Bu yazıyı okurken, öneririm, lütfen bu şarkıyı dinleyin...
Koronavirüs salgını nedeniyle İtalya’da ev içindeki şiddet arttı.
İtalya hükümeti ne yaptı?
Erkek şiddetine karşı, telefon açarak yardım isteme fırsatı bulamayan kadınlara yönelik bir cep telefonu uygulaması geliştirdi. Eczaneler aracılığı şiddetin dâhil edildiği bir kampanya başlattı.
Fransa’da da pandemi nedeniyle 17 Mart’ta sokağa çıkma yasağı ilan edilmesinin ardından ev içi şiddet vakalarının yüzde 30 arttığı raporlara yansıdı.
Fransa hükümeti ne yaptı?
Kadınları korumak için özel tedbirler aldı. Mesela…
Erkek şiddeti sonucu hayatta kalan kadınlar, evlerine en yakın eczaneye giderek durumu güvenlik güçlerine bildirdi. Eğer şiddet uygulayan kişi, kadınlar birlikte ise mağdur, "maske-19" gibi bazı parolalar belirlendi.
Ayrıca hükümet, erkek şiddeti sonrası hayata tutunan kadınlar için otellerde 20 bin geceye kadar konaklama ödedi ve alışveriş merkezlerinde 20 destek merkezi kurdu.
Kanada, Avustralya, Almanya gibi ülkelerde, karantinanın en başından beri itibaren hükümetler kadınlar ve çocuklar için özel paketler hazırladılar. Yeterli görmeyip ek bütçe ayırdılar daha da yeterli görmeyip sığınma evleri açtılar, yasal düzenlemelere gittiler.
Şiddete karşı önlemler
Bu düzenlemelere karşı erkek şiddeti yüzde yüz oranında azaldı mı bu konuda bir veri elimde yok. Fakat, kadınlar ve çocukların güvenlik sorunlarının hükümetlerin gündeminde olduğu kesin.
Peki Türkiye ne yaptı?
Daha en baştan kadın, çocuk ve erkeklerin karantina dolayısıyla evlere kapandığı başka ülkelerden “şiddet arttı, hükümetler şöyle önlemler” aldı gibi haberler gelirken, yani ortaya çıkacak şiddet sorunu bilinirken, Türkiye ne gibi önlemler aldı?
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın 11 Mart 2020’de Türkiye’deki ilk koronavirüs vakasını açıklamasıyla virüs hayatımıza girdi, 18 Mart’ta da Türkiye’de koronavirüs kaynaklı ilk ölüm bilgisi basına yansıdı.
Hep birlikte bakalım…
31 Mart’ta cezaevlerindeki yoğunluk nedeniyle “pandemi tahliyeleri” gündeme geldi. Özel bir İnfaz Paketi hazırlandı. Paket, AKP ve MHP oylarıyla kabul edildi ve Nisan’da cezaevlerinden tahliyeler başladı. Şiddet uygulayan yani daha önce bir kadını, çocuğu yaralayan erkekler de tahliye edildi.
TIKLAYIN - Şiddet Faili Erkekler Serbest: Kadınlar Nasıl Korunacak?
İstanbul Sözleşmesi’ne göre, şiddet uygulayan erkeklerin tahliye edildiği bilgisi şiddet uyguladığı kadınlarla paylaşılması gerekirken, bu yapılmadı. Bu durumdaki onlarca kadın seslerini sosyal medyada duyurmaya çalıştı.
Sesini duyuramayanlar da vardı elbette. Maalesef , o dönem cezaevinden yeni çıkan Tahsin Yüksekova, “Çiçekçi Seyhan ve Zülfiye”’yi Kadıköy’deki çiçekçi tezgahlarının başında öldürdü.
Sadece kadınlar değil. Çocuklar da pandemi bahanesi ile salıverilen erkeklerin hedefindeydi. 17 Nisan’da cezaevinden kısa bir süre önce tahliye edilen Müslüm Aslan, 9 yaşındaki kızı Ceylan’ı, boğarak öldürdü.
Bakalım… Erkek şiddetini önlemek adına başka ne yapıldı?
Kadınların can güvenliğini sağlayan, şiddet uygulayan erkeklere bir süre uzaklaştırma kararı verilmesini sağlayan 6284 No’lu yasa, “erkeklerin gidecek yeri yok pandemi koşullarında nereye gitsinler” denilerek askıya alındı.
TIKLAYIN - Adalet Bakanlığı'nın Şiddet Genelgesine İtiraz: Gizlilik Getiriyor
Kadınların her an şiddet görmesi belki çocukların istismar edilmesi önemli değil, yeter ki erkekler hastalıktan korunsun. Tabii korunsun da ona diyecek bir cümlem yok. Keşke öncelikle şiddet uygulayan erkeğin hışmından kadınlar ve çocuklar korunsa.
Hükümetimiz böyle bir sistem geliştirseydi. Şiddet faili erkekler için belki “uzaklaştırma sırasında kalabileceği bir ev” düzenlemesi getirebilseydi.
TIKLAYIN - Kadınlardan Meclis'e Mesaj: Katilleri ve İstismarcıları Serbest Bırakmayın
Olamaz mıydı?
Olurdu, çok da güzel olurdu. Kim bilir kaç kadın ve LGBTİ+ can kurtulmuş olurdu?
Artan kadın yoksulluğu
Erkek şiddetini bir tarafa bırakalım..
Kadınların haklarına yönelik saldırıların arttığı, ev içindeki işlerin tüm sorumluluğunun kadınların sırtına yüklendiği, Mor Çatı’nın, EŞİK-Eşitlik İçin Kadın Platformu’nun, Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği’nin Birleşmiş Milletler’in ve LGBTİ+ örgütlerinin raporlarına yansıdı.
TIKLAYIN - "Polis Salgını Bahane Ediyor, Erkek Şiddeti Şikayetlerini Ciddiye Almıyor"
Bu konuda onlarca rapor var
Ayrıca kadın yoksulluğu da arttı. Doç. Dr. Ayşe Aylin Bayar, Prof.Dr. Öner Günçavdı ve Prof.Dr. Haluk Levent'in İstanPol Enstitüsü adına bir rapor hazırladı.
Yoksulluk sınırının altında yaşayan 10,5 milyon kişinin yarıdan fazlasının kadınlar olduğu belirtildi.
Ped yerine bebek bezi parçaları kullanılıyor
Artan kadın yoksulluğunu Derin Yoksulluk Ağı’nın raporuna yansıyan şu cümleler net olarak anlatıyor:
“Görüşme yapılan kadınlara pede ulaşımları sorulduğunda, ped harcamasını lüks olarak gördükleri görülüyor, ped almak yerine çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamayı tercih ettiklerini anlatıyorlar.
“Görüşme yaptığımız 3 anne, kız çocukları regl olmaya başladığında pedi sadece çocukları için aldıklarını ama yine de kendileri için kullanmadıklarını söylüyor. Ped kullandığını belirten kadınlardan birkaçı özellikle en ucuz pedi kullandıklarını belirtiyorlar. Ped yerine bulunan alternatifler ise bebek bezi parçaları kullanmak ve kumaş parçaları kullanmak olarak ortaya çıkıyor.”
Türkiye’de koronavirüsün görüldüğü ilk günden bu güne tam bir sene geçti.
Bu süre içinde Kadın Hareketi, tüm engellemelere rağmen sosyal medyada sözünü söyledi, haklarını savunmak için 25 Kasım’da 8 Mart’ta alanlara çıktı.
Koronavirüsün ülkede görülmesinden tam bir sene sonunda, Meclis nihayet harekete geçti.
Erkek şiddetini araştırmak için bir komisyon kurdu.
Komisyonun üzerine düşeni yapıp yapmayacağını takip etmek biz gazetecilerin görevi!
Eşitlik için mücadeleye devam ettiğimiz, şiddetsiz bir hafta olmasını dilerim.
(EMK)