"Üreticilerin örgütlülüklerini sağlamadan, pazar hakimiyetini sağlayacak yapılara kavuşturmadan, ürün fiyatı ve destekleme alım yapmayacağım" demek: Ben "Uluslar arası Para Fonu'nun (IMF) ve Dünya Bankası'nın dediklerini yapacağım" demektir.
Sözleşmeli çiftçilik için bir şirket bulun
Tarım Satış Kooperatifleri Birlikleri'ne (TSKB) destek vermeden -ki 57.Hükümetin çıkardığı bu konudaki yasa buna engel - "onlar alım yapmayacak, alım fiyatı ve politikalardan onlar sorumlu olacak" demek; "onlar da alım yapmayacak siz şimdiden kendinize sözleşmeli çiftçilik yapacağınız bir şirket bulun" manasına geliyor.
Bu; "IMF ve Dünya Bankası politikalarının kaldığı yerden tamama erdireceğiz" mesajını vermekten başka hiçbir anlam taşımıyor.
Ürün borsalarını yaygınlaştırmak
CHP'nin programındaki, "Ürün borsalarını yaygınlaştıracağız ve etkinlik kazandıracağız. Üreticiyi fiyat hareketlerinden korumak için avans ödeme (ön ödeme) sistemini geliştireceğiz" de, sözcüğü sözcüğüne bir borsa cümlesi.
"Tarımda üretimi uygun alanlarda Sözleşmeli Çiftçilik Modeli ile yönlendireceğiz; verimliliği ve üretimi artırmak için çiftçiye teknik yardım sağlayacağız. "
Örgütlülük yok
Bu da IMF'nin üreticileri getirdiği çıkmaz sokaktı. CHP de programına yazmakla bunu kabul ediyor demek ki. CHP köylü örgütlülüğünden hiçbir biçimde bahsetmiyor.
Bu konuda çözüm önerileri yok. Sözleşmeli çiftçilik üreticiler için değil, uluslararası tarım şirketleri ile yerli sanayici için çözüm olan sözleşmeli çiftçilik; çiftçiler için marabalık ilişkilerini dayatan tek taraflı bir sözleşmedir.
Doğru Yol Partisi ve Tarım
"Üretici, ürününü dünya fiyatlarından satacak, maliyetler arasındaki fark, prim olarak ödenecek ve ürün fiyatları arz-talep dengesiyle oluşacaktır."
DYP programındaki "Dünya fiyatları" ölçüsü bir aldatmacadır. Bilindiği gibi, gelişmiş ülkelerde iki fiyat uygulanıyor. Üreticinin eline geçen fiyat ile borsa fiyatları arasındaki fark devletçe karşılanıyor.
Üreticilere maliyet artı kar verilir. Yani, gelişmiş ülke çiftçilerinin eline geçen fiyatlar yüksek, borsa fiyatları ise daha düşüktür. Aradaki farkı devlet karşılar.
Fark AB çiftçisi lehine çok yüksek
Gelişmiş ülkelerdeki üretici her zaman borsada oluşan fiyatların üzerinde bir fiyattan ürününü satabilir. Özellikle aradaki fark AB çiftçisi lehine çok yüksektir.
"Sadece tapu sahibi değil, üreticinin kendisi de desteklenecektir."
Doğrudan gelir desteği (DGD), köylülükten çiftçiliğe geçişin önünü tıkayan irrasyonel bir uygulamadır. Bu uygulama ve diğer uygulamaları ile Türkiye'yi kendi kendine yeterlikten çıkaran hükümetler - ki bunda DYP'nin de büyük payı var, şimdi de üretim ve verimlilikte hiçbir ilişkisi kurulmadan DGD'nin uygulanacağı seçim bildirgesine konmuştur.
Vaat çok, "nasıl" yok
Yine, programda "Biyoteknolojiyle verim ve kalite yükseltilecek, maliyetler düşecek, çiftçi gelirleri artacak; ekolojik tarım teşvik edilerek ihracata yönlendirilecektir" deniyorsa da bunun nasıl yapılacağı açıklanmıyor.
Örneğin; Tarımsal İşletmeler Genel Müdürlüğü (TİGEM) "yap-işlet-pay ver" modeli ile sermayeye verilmeyecek mi? Verilecekse nasıl uygulanacak? TİGEM'lerin "yap-işlet-pay ver" modeli Refah - Yol hükümetinin buluşuydu.
"Çiftçiler, Tarımsal Üretici Birlikleri çatısı altında toplanacak, sağlık sigortası ve emeklilik hakkına kavuşacaktır."
Üretici birliklerini ilk tasfiye eden parti
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve Anavatan Partisi'nin (ANAP) savunduğu gibi DYP de "Tarımsal Üretici Birlikleri çatısı altında çiftçiler toplanacak" diyor.
Çiftçiler zaten orada. Üretici Birliklerinin tasfiyesini ön gören ilk girişimleri DYP iktidarı yaptı.
Hatırlanacağı gibi, Birlikler üreticilerindir. Çiller, "özelleştiremezsiniz" tepkileriyle karşılaşınca, bu konudaki kararlılığını, "Onları AŞ'lere dönüştürerek özelleştiririz" sözleriyle ifade etmişti.
Çatı örgütüne çatı
O gün özelleştirilmesini savunduğu, 57. Hükümet tarafından özelleştirilmesi hakkında yasa çıkarılan Birliklerin, Yeniden Yapılandırma Kurulları tarafından özelleştirilmesi süreci başlatıldı.
DYP, Yeniden Yapılandırma Kurullarının uygulaması sonrasında geriye kalacak Birliklerin tabelalarını galiba bir çatı altında toplayacaktır. Çünkü, Birlikler zaten çatı örgütleridir.
Niye başka bir çatı altında toplanmak istenmektedir?
"Yabancı sermaye ağırlıklı gıda sanayii kurulacak, çiftçi, bu sanayie ortak edilecektir."
Satış yanlış
Türkiyeli üreticilerin - çiftçilerin TSKB'leri gibi örgütleri olsun, Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. (TŞFAŞ), TEKEL, Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü (ÇAYKUR) gibi tarımsal Kamu İktisadi Teşekkülleri (KİT) olsun tarımsal sanayileri var.
Bu sanayilerin teknolojilerinin yenilenmesi gerekmektedir. IMF ve Dünya Bankası dayatıyor diye bu sanayilerimizi uluslararası tarım ve gıda şirketlerine satmayı öngörmek yanlıştır.
IMF ve Dünya Bankası'na mesaj
Çünkü, satılan yalnızca sanayi olmuyor, pazar payı da beraberinde satılmış oluyor. Yoksul,küçük hatta orta büyüklükteki çiftçilerin yabancı sermaye ağırlıklı gıda sanayilerine ortak olabilecek güçleri yoktur.
Çiftçinin parası olsa Tarım Kredi Kooperatifleri'ne (TKK) olan borçlarını öder, cezaevine girmekten kurtulurlar. Programdaki bu bölüm aslında IMF ve Dünya bankası dayatmalarının tarımda sürdürüleceği mesajını ilgili yerlere vermektedir. (AA/NM)
* Yarın: Adalet ve Kalkınma Partisi, Saadet Partisi ve tarım