Haberin İngilizcesi için tıklayın
Bir kadının ölümü ve 19 kişinin yaralanmasına sebep olan Charlottesville’deki “Sağda Birlik” eylemlerinden sonra dikkatler ABD’de etkileri giderek artan organize beyaz üstünlükçülere çevrildi. Trump’ın eylemler üzerine yaptığı yorumların ve politikalarının Charlottesville’deki gibi radikal sağ gruplar üzerindeki etkisi de tartışma konusu oldu.
12 Ağustos 2017 Cumartesi günü, Amerika Birleşik Devletleri yakın tarihinin en yüksek katıllımlı, kendi tanımları ile “beyaz üstünlükçü” eylemlerine şahit oldu. “Kofederasyon” heykellerinin* kaldırılmasını protesto etmek amacıyla düzenlenen “Sağda Birlik” protestosuna ülkenin her yerinden gelen radikal sağ göstericiler Charlottesville, Virginia’da toplandı. Organizatörlerin açıklamalarına göre “Sağda Birlik” protestosu ile hedeflenen aynı zamanda daha önce ideolojik farklılıklarından dolayı bir araya gelememiş olan birçok radikal sağ grubun birlikte eylem yapabilmesi için de düzenlenmiş bir protestoydu.
Protestoyu desteklemek için gelen gruplar arasında Klu Klux Klan ile bağlantıları olan eski grupların yanı sıra daha son yıllarda ortaya çıkan beyaz üstünlükçü gruplardan olan Identity Evropa, Vanguard Amerika gibi gruplar da bulunuyordu. O gün alanda Neo-Nazi bir grup olan Nasyonal Sosyalist Hareket’in de olduğu söyleniyordu.
Tıklayın - Alt-right'tan Antifa'ya: "Neo" İdeolojiler Sözlüğü
Protestodan haberdar olan karşı protestocular da kente toplanmıştı; bazılarının bölgede oturan yerel aktivistlerden oluştuğu karşı protestocu grup arasında düzinelerce kilise ve dini lider de bulunuyordu. Bunların yanı sıra ırkçı karşıtı bir grup olan “Black Lives Matter” ve faşizm karşıtı olan Antifa da karşı protesto için gelen gruplar arasındaydı.
Her iki tarafın da yanlarında sopa, kalkan, kimyasal spreyler getirdiği rapor edildi. Sağ kanat protestocuların ayrıca tüfek dahil olmak üzere bir çok silahla donandığı söyleniyordu. Sahada bulunan bir gazeteciye göre karşı protestocuların içerisinde de Redneck Revolt isimli küçük bir grup da silahlanmıştı ancak karşılaştırma yapılacak olursa “Sağda Birlik” eylemcileri çok daha fazla silah taşıyordu. Protestocu ve karşı protestocular arasında hem Cuma gecesi hem de Cumartesi günü arbede çıktı. Çatışmaların artması üzerine polis, olaylara müdahale etti ve parkı boşalttı. Ancak bundan kısa bir süre sonra arabasını karşı protestocular üzerine süren bir sürücü bir kadını öldürdü, 19 kişi yaralandı. Araç sürücüsü olaydan önce beyaz üstünlükçü bir grup olan Vanguard Amerika ile yürürken ve grubun ambleminin bulunduğu bir kalkanı taşırken görülmüştü.
Trump’ın Charlettosville’e yanıtı
Olaylara tepki olarak bir basın açıklaması düzenleyen ABD Başkanı Trump her iki tarafın da gösterdiği “şiddet, nefret ve bağnazlığı şiddetle kınadığını” söyledi. Açıklamalarından dolayı politik yelpazenin her yönünden oldukça güçlü tepkiler alan Trump’ı eleştirenler arasında kendi partisinden Cumhuriyetçi senatörler de vardı. Trump protestodaki beyaz üstünlükçü şiddetini kınamaması ve olayları iki grubun eşit derecede suçu varmış gibi göstermesinden dolayı eleştirildi.
13 Ağustos Pazar günü Beyaz Saray’dan bir açıklama daha yapıldı. Bu açıklamada “beyaz üstünlükçü, Klu Klax Klan (KKK), neo-Nazi ve her türlü radikal grubu” özellikle belirtildi.
Ancak Trump 14 Ağustos Pazartesi günü düzenlediği basın toplantısında her iki taraftaki protestocuları birbirine eş değer tutma stratejisine geri döndü. Karşı protestocuların “çok, çok şiddetli” olduklarına ve “ellerinde sopalarla geldiklerine” dikkat çekti. Protestoya gelen herkesin “neo-Nazi” veya “beyaz üstünlükçü” olmadığını belirterek açıklamasına devam eden Trump “her iki tarafta da çok iyi insanların olduğunu” belirtti. Bu açıklamaları beyaz üstünlükçülerin “çok iyi insanlar” oldukları ve karşı protestoculardan birinin öldürüldüğü ve 19’unun yaralandığı olaylar hakkındaki sorumluluğun “iki tarafta da” olduğunu ima ettiği için eleştirildi.
Trump radikal sağın görünürlüğünü arttırdı mı?
Charlottesville’deki olaylar ABD’de gittikçe öne çıkan beyaz üstünlükçü politikaların ölümcül ve şiddetli bir dışa vurumu. Nefret gruplarını, beyaz üstünlükçüleri, neo-Nazileri destekleyen grupları gözlemleyen hukuki bir örgüt olan Southern Poverty Hukuk Merkezi’ne (SPLC) göre son yıllarda bu tarz düşünceler tırmanışta.
Bu tırmanışın birçok nedeni var. Mesela SPLC’ye göre 2008’de seçilen ve ABD’nin ilk Afrikan-Amerikan Başkanı olan Barack Obama’yı da bu sebepler arasında sayıyor.
SPLC’nin araştırmalarına göre beyaz üstünlükçü gruplardan olan Klu Klax Klan (KKK) ve neo-Nazi grupların hepsinin şube sayılarında, son yıllarda küçük bir düşüş yaşamış olan resmi KKK şubeleri dışında, artış görüldü. Radikal sağ fikir ve grupların son yıllarda büyüme ve popülerleşmesinde kilit unsur olan online platformdaki organizasyonları, istatistiklerine katmadıklarını belirten SPLC, ellerinde bulunan verinin beyaz üstünlükçülerin faaliyetlerini olduğundan daha az gösterdiğinin de altını çiziyor.
ABD’de Obama’nın seçilmesine bir tepki olarak radikal sağ görüşlülerin örgütlenmesi arttı; Trump’ın seçilmesi ise radikal sağın amaçlarına daha fazla yardımcı olmuş gibi görünüyor. Beyaz üstüncülüğünü savunan, beyaz milliyetçiliği yapan ve neo-Nazi amaçlara sahip olan gruplar 2017 seçimleri ile birlikte etkinliklerini artırdı.
Trump ve beyaz üstünlükçüler karşılıklı olarak birbirini güçlendiren bir ilişkiye sahip gibi görünüyor. Seçim kampanyaları boyunca Trump’ı destekleyen beyaz üstünlükçülere karşılık olarak politikalarını ve dilini beyaz üstünlükçüleri cesaretlendirici şekilde kullanan Trump, grupları kamuya daha açık bir şekilde, en son Charlottesville örneğinde gördüğümüz gibi, organize olmaları yönünde cesaretlendirdi.
Nazi selamı ile biten konuşma
SLPC editörü Mark Potok’a göre Vanguard Amerika ve Identity Evropa gibi yeni oluşmuş olan beyaz üstünlükçü gruplarının çoğu, doğrudan Trump’ın seçim kampanyası ve seçiminden ilham almış gibi görünüyor.
Beyaz üstünlükçüler tarafından Trump’a gösterilen destek konusunda en net örnek KKK’nin eski liderlerinden biri olan David Duke’un “Donald Trump dahil olmak üzere bir çok Amerikalının yıllardır savunduğum konulardan çoğunu benimsemiş olmasından dolayı çok mutluyum” sözleriydi belki.
Radikal sağda önemli figürlerden biri olan Richard Spencer diğer bir örnek. Trump’ın seçilmesinden hemen sonra “Hail Trump, hail halkımız, hail zaferimiz” diyerek ve katılanların çoğu tarafından yapılan Nazi selamı ile bitirmişti.
Öte yandan Trump’ın söylem ve eylemlerinin aşırı sağ ve ırkçı ideolojileri oldukça fazla bir şekilde desteklediği görülüyor.
Birkaç örnek sıralayalım:
Meksikalı göçmenleri “tecavüzcü” diye tanımlayarak şeytanlaştırılması;
Twitter hesabından beyaz üstünlükçü hesapları re-tweetlemesi;
Jeff Sessions ve Steve Bannon gibi ırkçı politikalar ve beyaz üstünlükçü basınla özdeştirilmiş kişileri danışman olarak ataması;
Müslüman ülkelere vize yasağı;
ABD-Meksika sınırına inşa edilecek duvar…
Tüm bunlar Müslüman karşıtı, yabancı düşmanı politikaları destekleyip normalleştiriyor.
Ancak Trump ve radikal sağ arasındaki sinerjik ilişkiye rağmen ABD’de beyaz üstünlükçü harekete karşı ciddi bir direniş de var.
12 Ağustos 2017’den beri Baltimore, New Orleans dahil olmak üzere bir çok şehirde “konfederasyon”* heykelleri kamusal alanlardan çıkarıldı. Geçen hafta Boston’da gerçekleştirilen muhafazakar toplanmaya 100’den daha az kişi katılım göstermişken karşı protesto için toplanan kişilerin sayısı on binleri aşmıştı.
Charlottesville’deki olaylar hakkında yaptığı açıklamalar sonrası ABD Başkanı’na danışmanlık yapan Amerika Sanayi Konseyi üyelerinin tek tek istifa etmeye başlaması sonrası, Trump 16 Ağustos günü konseyi feshetmek zorunda kaldı.
Trump radikal sağ ile en çok özdeştirilen danışmanlarından biri olan Steve Bannon’un görevine 18 Ağustos’da son verdi. Gerçi bu kararın Charlottesville olaylarıyla alakası olmadığı açıklanmıştı. Ama Trump’ın bu kararı beyaz üstünlükçü gruplar tarafından sert biçimde eleştirildi.
ABD’de Charlottesville ekseninde yaşananlar hem Trump politikalarına hem de sokaktaki radikal sağ etkinliğine karşı direncin tüm ülkede eşzamanlı olarak artacağını söylemek yanlış olmaz. (LN/HK)
* ABD İç Savaş’ında kölelik taraftarı Konfederasyon’un tanınmış isimlerinin heykelleri.