Sinan Kara, Datça'lı gazeteci. Evli iki çocuklu. Kızı üç yaşında, oğlu sekiz aylık. Sinan, Datça Haber Gazetesi'nin hem sahibi, hem yazarı ve hem de muhabiri.
Datça Asliye Ceza Mahkemesi "mahalli" gazeteci Sinan hakkında mahkumiyet kararı verdi. Gazeteci, 6 Ekim 2000 günlü "Datça Haber" Gazetesi'nin iki adedini Kaymakamlığa teslim etmediği için 2 Eylül 2002 günü cezaevine girecek. Çünkü karara göre Basın Yasası'nın 12/1. maddesine aykırı davrandığından, aynı yasanın 24'üncü maddesine göre 3 ay hapis cezasına mahkum edildi. Ayrıca da 91.260.000 TL ağır para cezası var. Karar 4 Nisan 2001 tarihli. Mahkumiyet kararı temyiz edilmiş. Başsavcılık "bozma" istemiş. Yargıtay 7. Ceza Dairesi'ne Başsavcılık ne de gazetecinin temyizini dinlemiş. 28.06.2002 günlü ilamı ile gazeteci Sinan'ın mahkumiyet hükmünü onamış.
Şimdi Sinan, bugün cezaevine girecek. Böylece "Datça Haber" Gazetesi'nin iki nüshasını Kaymakam Bey'e teslim etmediği için cezasını çekecek. Böylece kamu düzeni korunmuş ve adalet yerini bulmuş olacak.
Datça Asliye Ceza Mahkemesi kararı ve Yargıtay onaması hukuka ve adalete aykırıdır. Şeklen yasaya uygundur. Gazeteci Sinan'a üç ay hapis cezası verip tecil edilebilirdi. Etmediler. Böylelikle vicdanlar rahatladı. Çünkü "vicdani kanı" gazetecinin en az bir buçuk ay hapiste kalarak ıslah olması ve cezalandırılarak kamu düzeninin sağlanmasıydı. Gazeteci Sinan'a sorarsanız, "Yaptığı haberlerle yerel yöneticileri kızdırdı. Haberlere dava açılamadı ama, hiç olmazsa Basın Yasası'na aykırılıktan davalar açılarak susturulmak isteniyor."
Sinan böyle düşünüyor, işte ilk sonuç. Kesinleşen mahkumiyet kararı ile üç aylık hapis. Bu karar "kesinleştiği" için yazılı basında yorumlanabilir. Eleştirilebilir. Yargıçların kararı yasaya uygundur. Rahat etsinler. Hukuka aykırıdır. Adaletli değildir. Rahatsız olsunlar. Çünkü "mahalli gazeteci" Sinan cezaevinden çıkınca haber yapmaya devam edeceğini söylüyor. Haberleri olsun. Gazetecinin "davalar" yoluyla susturulmayacağı anlaşılıyor. Datça çok güzel bir ilçe... Bademi ve Can Yücel'i de var. Şimdi bir de "hapiste gazetecisi" oldu. Can Şenlikleri bitti... Belki de Gazeteci Sinan'ın hapse girmesine sevinenlerin "şenliği" başlar...
Adli Sicil İstatistik Genel Müdürlüğü'nden sormak gerekiyor. Acaba Basın Yasası'nın 12. maddesine aykırılıktan dolayı kaç matbaacı, kaç "tabi" hakkında ceza davası açılarak 24. maddeye aykırılıktan en az üç ay en çok bir yıl hapis cezası alarak cezaevine girmiştir? Şimdiye kadar bu cezayı alarak hürriyeti bağlayıcı cezaları infaz edilen kaç kişidir veya kaç kişi hakkındaki bu ceza tecil edilmiştir? Veya bastığı gazetenin iki nüshasını neşri takip eden çalışma gününde çıktığı yerin Cumhuriyet Savcılığı ile en büyük mülki amirliğe vermediği için hakkında verilen mahkumiyet kararı paraya çevrilen ve hapse girmeyen kaç kişi vardır? Gazeteci Sinan Kara hapis cezası ertelenmeyen ve infaz edilen kaçıncı tabidir, kaçıncı gazetecidir?
Sinan Kara'nın kara talihine bak... İyi ki üç ay hapis cezası ile kurtuldu demek acaba daha mı doğru? Çünkü Basın Yasası'nda değişiklik yapıldı. Biliyorsunuz en son uyum yasası ile Basın Yasası'ndaki hapis cezaları kaldırıldı. 9.8.2002 günlü 4771 sayılı Yasa ile Sinan Kara'nın mahkumiyetine neden olan Basın Yasası'nın 24. maddesindeki üç aydan bir yıla kadar hapis cezası kaldırıldı. Yasanın ilk halinde yer alan "yirmi bin liradan elli bin liraya kadar" ağır para cezası da değiştirildi. Yeni yapılan değişikliğe göre, gazete veya derginin iki adedini teslim etmeyen matbaacı bundan böyle otuz milyar liradan yüz milyar liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılabilir. Uyum Yasası'nın kabul edildiği tarihten 17 gün sonra hakkındaki üç ay hapis cezasının infazı için cezaevine çağrılan Sinan Kara hakkında "yeni yasa" uygulanacak olsa; hapis cezası kalkacak. Ama bu defa da en az 30 milyardan yüz milyar liraya kadar ağır para cezası ile karşı karşıya kalacak. Tabi bu ödenemez para cezasını ödeyemeyeceğinden dolayı hakkındaki ağır para cezası hapis cezasına çevrilecek. Dolayısıyla bu kez "üç yılı" geçmemek üzere hapsedilme tehlikesi ile yeniden karşılaşacak. İşte Cumhurbaşkanı tarafından Basın Yasası'ndaki hapis cezalarını kaldıran ama para cezalarını ödenemez boyutlara çıkararak en az on milyar liradan yüz milyar liraya kadar olmak üzere artıran maddelerin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne yapılan başvuru haklıdır. Sayın Cumhurbaşkanı hem 4756 sayılı Yasa ile yapılan Basın Yasasındaki cezaların ödenemez boyutlarda para cezalarına çevrilmesini hem de 4771 sayılı yasadaki aynı değişikliklerin iptalini istemiştir. Çünkü yapılan değişiklik ifade özgürlüğünü korumuyor. Aksine ödenemez para cezaları ile "hapiste gazeteciler" sayısını arttıracak...
Gazeteci Sinan Kara hakkındaki "yasaya uygun" görülen hukuka aykırı mahkumiyet kararını içimize sindirecek olursak, ifade özgürlüğümüzü karartmış olacağız. (EÖ/BB)