Yutmak’ı Stef Smith yazmış, Çağ Çalışkur çevirmiş, İbrahim Çiçek yönetmiş. Ece Dizdar, Başak Daşman ve Merve Dizdar da oynamışlar.
İki kadın ve kadın bedeninde doğmuş bir erkek, üç tutunamayan; Rebecca, Anna ve Sam, Samanta değil!
Üç “tutunamayan”
Anna, iki yıldır evden çıkmayan bir dansçı. Hayatın ve dünyanın çok fazla acı ile dolu olduğunu düşünüyor ve o acıdan mümkün olduğunca uzak durabilmek için evden çıkmıyor, hiçbir şekilde! Asla gidemeyeceği yerleri gösteren filmleri izlemeyi seviyor.
Rebecca, Anna’nın apartman komşusu. Bir hukuk firmasında çalışıyor. Ancak eşi tarafından başka bir kadın için terk edildiğinden depresyonda, mutsuz ve umutsuz. Eşi hayatının merkezinde olduğu için başka bir şey düşünemiyor, üzgün olmak dışında başka türlü davranamıyor.
Sam, bir rehabilitasyon merkezinde çalışan, kadın vücudunda doğmuş bir erkek. İşyerinde hala ona Samantha diyorlar. O ise, Sam olmak için, kendini tekrar yaratmak için uğraşıyor.
Sahnede yan yana duran üç kişi. Sahnenin aynı anda üç mekânmış gibi kullanımı. Yan yana duruyorlar ve kendi cümleleri ile yaptıklarını anlatıyorlar.
Rebecca kocasından, ona olan özleminden bahsederken, Anna evden çıkmadan yaptığı projelerden bahsediyor, evdeki, eşyaları kırıp, farklı şekillerde birleştirmeye çalışıyor. Samantha ayna karşısında içindeki Sam’i göstermeye çalışıyor. Sigara tutuşu, pantolonun önüne sıkıştırılan çorap, bolca erkeksi duruş; işte Sam!
“Tekrar onun kollarında olduğumu hayal ediyorum. Sakalı yanağıma değmeyeli ne kadar oldu. Sadece bana geri dönsün istiyorum.”
“Kim söylemiş kırıp dökmek kötü bir şeydir diye. Bence baya özgürleştirici bir şey.”
“Cebimden sigaramı çıkarıyorum. Günlerdir uğraşıyorum doğal görünsün diye.”
Cümleler sahnede arka arkaya, bağlantısız ama ilişkili olarak sıralanıyor: Rebecca, Anna ve Sam kendilerini anlatıyorlar.
Birbirine değen hayatlar
Rebecca’nın hayata geri dönmek için gittiği barda Sam’la tanışmasını, ara ara karşılaşmalarını ve aralarında doğan yakınlığı izliyoruz sahnede. İkisi için de yeni bir deneyim gibidir. Sam gerçek bir erkek, Rebecca da uzun zaman sonra kadın gibi hisseder. Bu hislerin verdiği mutluluk özgürleşmeye giden yolun taşlarını örecek mi?
Anna bu arada hala evinden çıkmamaktadır ve evdeki eşyaları kırmaya, onlardan en son projesi olan “yuva”yı yapmaya çalışmaktadır. Ta ki Rebacca kapıya dayanıp, onunla konuşmaya çalışıncaya dek.
Yutmak, hayatı sindirmenin ne kadar zor olduğunu anlatıyor. Bunu anlatırken üç farklı karakterden yola çıkıyor. Üç farklı, hayatı sindirirken zorluk çeken karakterden. Hayatı, başımıza gelenleri sindirmediğimiz ölçüde hayat boğazınıza takılan bir yumru olup sizi yutmaya zorluyor. Tüm mesele bununla baş etmekte.
Farklı olana “tuhaf” hatta “ucube” diyebilen bir dünyada “normal” olmak yerine “kendileri” olmayı seçen üç kişinin hikâyesini izliyoruz Yutmak’ta. Her biri kendi yöntemleriyle ve birbirine değdikçe iyileşen, sindirebilen ve kendileri olabilen Rebecca, Anna ve Sam.
Hikâye üç “tutunamayan” hikayesi gibi başlıyorsa da geleceğe dair umuda eviriliyor.
Gençliğin enerjisi ve cesareti
Dot’ın Vur, Yağmala, Yeniden oyununda ilk kez, en son da Çekmeceler filminde izlediğim, bir çok oyun ve sinema filminde yer almış Ece Dizdar’ın, yine bir çok sinema filmi ve dizi yanı sıra Özel Kadınlar Listesi, III. Richard, Kilit, Beyaz gibi oyunlarda yer alan Başak Daşman’ın etkileyici performanslarına şapka çıkartmamak imkansız. Onların yanı sıra ilk kez izleme fırsatı bulduğum Merve Dizdar’ın performansının beni ne kadar etkilediğini özellikle belirtmek isterim. Samanta’dan Sam’e geçme çabasını inanılmaz bir gerçekçilikle sahnede canlandırıyor. Sahnede üçü de sürekli aynı anda bulunup, karakterlerini yaşatırken yer yer hangisine bakacağınızı şaşırıyorsunuz. Üç genç kadının performansları yüreklere dokunuyor.
Bu kadar etkileyici bir oyun ortaya çıkaran ekipten bahsederken yönetmeni İbrahim Çiçek’i atlamak istemem. Bu kadar genç bir yönetmenden/bakıştan bu kadar sade ama sadece olduğu kadar çarpıcı ve cesur bir oyun çıkması geleceğe olan umudumuzu arttırıyor.
Künye |
Yazan: Stef Smith Çeviren: Çağ Çalışkur Yöneten: İbrahim Çiçek Yardımcı Yönetmen: Güven Murat Akpınar Dekor-Işık: Cem Yılmazer Ses: Özgür Kuşakoğlu Koreografi: Gizem Erdem Mekan Yönetimi: Cansın Şenel Proje Ekibi: Göksun Büyükkahraman, Taner Kaşıkçı, Özge Çalışkan, Selahattin Paşalı, Dima Boikov Oynayanlar: Ece Dizdar, Başak Daşman, Merve Dizdar. |
(BY/AS)