Arslanköy Kadın Tiyatro Topluluğu'yla provalarını yaptıkları odunluğa giderken.
“İşi bitirmek istiyorsan önce başlaman gerek” gibi özlü bir söz vardı ben büyürken. Bize genelde böyle bir bilinç aktarılırdı. Plan, program şöyle dursun; işin nasıl yapılacağını düşünüp tartışmanın gereğinin farkında olunmamasından bahsediyorum. Aynı fikri yaklaşıma sahip daha çok bilineni var: “Kervan yolda düzülür”.
Oysa “Hayal etmek başarmanın yarısıdır” diye bir söz var; bu sözü çok yıllar sonra duydum. Theodore Roosevelt’e atfediliyormuş. Konu özlü sözler olunca başarma meselesinde neyin yarı etkisi var biraz karışık: Kimi “inanmak başarmanın yarısıdır” der; kimileri “istemek başarmanın yarısıdır”… Oraya istemli ya da istemsiz koydunuz fiil hayat görüşünüzü, ideolojinizi yansıtıyor aslında.
Ümmiye Koçak çektiği "Yün bebek" filmi ile New York Avrasya Film Festivali'nde en iyi kadın yönetmen ödülünü aldı.
İçinde yaşadığınız toplumun size “yapabilme” konusunda verdiği desteğin derecesi birçok faktöre göre değişiyor. Bu noktada cinsiyet faktörü çok ama çok büyük bir etkiye sahip.
Tuluhan Tekelioğlu, daha önce belgesel filminde yaşamlarını ve nasıl başardıklarını anlattığı kadınların, öykülerini kitaplaştırdı. Kitabın adı belgeselle aynı “Yapabilirsin”. Kitabın bir nevi alt başlığı olan iki motto var kapakta: “Kadın Varsa İmkânsız Yoktur” ve “Bir Cesaret Kitabı”.
Belgeselin ilk halk gösterimi Hatay'da yapıldı.
Toplumun size verdiği destek meselesine dönelim burada; kitabın girişinde şöyle diyor: “Sen bilmezsin. Bu işten anlamazsın. Yapamazsın. Zaten kadınsın; dendi yüzyıllardır ve denmeye de devam ediyor.” Erkek egemen düzenin tekerine çomak sokan kadınları arayıp bulmuştu Tuluhan Tekelioğlu. Belgeselin gösterimi tam bir yıl önce yapılmıştı. Çekimleri bir buçuk ay sürmüş; Adıyaman, Hatay, Kars, İstanbul, İzmir Çeşme ve Germiyan, Mersin Arslanköy’de dokuz kadınla görüşmüştü.
Bu kitap işte o çekimler yapılırken Tuluhan Tekelioğlu’nun edindiği izlenimleri de kapsayan röportajlar. Yani kitapta önce Tuluhan Tekelioğlu sonra Berna Şen, Nuran Özyılmaz, Nuran Erden, Altın Mimir, Nazmiye Muslu Muratlı, Gülsüm Kav, Aslı Elif Tanuğur, Ece Apaydın ve Ümmiye Koçak anlatıyor biz okuyoruz. Kitabın girişinde Tuluhan tekelioğlu kendi gazetecilik deneyimini de yazmış. Okuduğunuzda "Yapabilirsin"de hikayesi anlatılan kadınlardan çok farklı bir öyküsünün olmadığını göreceksiniz. İzlemediyseniz belgeseli izlemenizi, okumadıysanız kitabı okumanızı öneriririm
Ama önce nasıl hayatlara tanık olacağınızı anlatmak için Tuluhan Tekelioğlu’nun onları nasıl anlattığına bir örnek vereyim:
“Ümmiye Koçak benim için bir devrimci. Önce kendi içinde başarmış bu devrimi. Sonra köyünde, bölgesinde… İlkokul mezunu. Ama evinde yüzlerce kitabın olduğu kocaman bir kütüphanesi var. İlk okuduğu kitap Gorki’nin “Ana”sı. Köyündeki erkeklerin davranış şeklini beğenmediği için, onları değiştirmenin tek yolunun tiyatro olduğuna karar vermiş. Kadınlardan kurduğu tiyatro topluluğuyla köyündeki ilişkileri anlatmış önce. Erkekler “Ümmiye hatun sanki bu karakterler bize benziyor” demişler (…)
“Onu tiyatro da kesmedi, yaptığı ilk filmle uluslararası New York Avrasya Film Festivali’nden en iyi kadın yönetmeni ödülünü aldı. Bizim belgeselden sonra Turkcell7in reklam yüzü oldu, Ronaldo ile İspanya’da ‘Yeter ki iste’ reklamında oynadı. Ümmiye Koçak’ın hayat hikayesi ortaeğitim kitaplarına girdi. O ise şöhretin getirdiği ilgiyi pek önemsemeden ayağında şalvarı, geleneksel çarıkları, aklında yazacağı yeni oyunlarıyla insanlara dokunmaya devam ediyor.
Tuluhan Tekelioğlu kimdir?Fransa’da doğdu, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümünden mezun oldu. Aynı yıl Paris SIPA Press’te (1992) gazeteciliğe başladı. 1994’te Türkiye’ye dönerek Hürriyet Gazetesi’nde yedi yıl çalıştı. 1997’de Afrika’da Kenya Kakuma Mülteci Kampında BM Mülteciler Komiserliği adına 32 gün gönüllü çalıştı ve izlenimleri Hürriyet Gazetesinde yazı dizisi olarak yayımlandı. O tarihten itibaren gönüllülük kavramıyla ilgili insan odaklı birçok yazılı ve görsel habere imza attı. 2004-2006 yıllarında Mehmet Ali Birand yönetiminde Kanal D - Sabah haberlerini hazırladı ve sundu. Güzel Bir Gün adlı TV programında başlattığı kampanya ile köy okulları için 10 bin kitap toplanmasını sağladı. Bu kitaplarla Urfa, Van, Malatya’da Güzel Bir Gün adlı kütüphaneleri açtı. 2006-2014 yılları arasında farklı TV’lerde kuşak programları hazırladı ve sundu. Belgeselcilik kariyerine 2010 yılında, “40’nda 40 Kadın” adlı belgeseliyle adım attı. Film TOBB Kadın Kurulu katkısıyla 72 ilde gösterildi; Uluslararası Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali, Altın Portakal Film Festivali, SKYTurk ve İz TV’de gösterildi. 2012’de “50’sinde Erkek” belgeseliyle erkeklerin iç dünyasına ve yüzleşme yaşına dain bir belgesele imza attı. Bu belgesel, Altın Portakal Film Festivalinin 50. yıl özel gösterim filmi olarak gösterildi. 2014’te Antalya’da bir hastanede çektiği ölümle yaşam arasındaki çizgide yaşananları anlatan, Türkiye’nin ilk organ nakli belgeseli olan Yeni Hayat ile 1000 organ bağışçısı kazandırdı. Türkiye’de milyonda 3 olan organ bağışı, bu belgeselin birçok ildeki gösteriminden ve farkındalık konuşmalarından sonra, milyonda 5’e yükseldi. 2015 ve 2016’da, Türkiye’nin içinden geçtiği baskı dönemini ve sansürü anlattığı Persona Non Grata (İstenmeyen Kişi) ve Üvey Evlat adlı belgeselleri Strasbourg Türk Filmleri Festivali ve Paris Türk Filmleri Festivali’nde gösterildi. 2017’de “Yapabilirsin” adlı belgeseli, Uluslararası Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivalinin 20. yıl özel ödülünü aldı. Belgeseli 2018’de kitaplaştırdı. Tekelioğlu’nun 40’ında 40 Kadın (A7), Ya Bizdensin Ya Da, İstenmeyen Kişi (Kırmızı Kedi) ve Üvey Evlat (Kırmızı Kedi) adlı üç kitabı daha bulunuyor. |
(HK)