"Çerkeslerin 21. Yüzyılı: Kimlik, Anayurt, Siyaset" (çıktı) ile Ocak ayında basılacak "Çerkeslerin 21. Yüzyılı: Kültür, Toplum ve Gelecek" kitaplarımız için kapaklara karar verirken epey zorlandık.
Bizler -bugünümüz ve geleceğimiz- üzerine olan bu kitapların kapaklarında -yapılan o kadar katkıyı daha da değerli kılacak- ama kendisi de bizzat bir değer nasıl bir görsel kullanmalıydık?
TIKLAYIN- Çerkeslerin 21. Yüzyılı: Kimlik, Anayurt ve Siyaset
Artık klasikleşmiş şekilde anayurt coğrafyası mı, geleneksel giysiler içinde kadın ve erkek figürleri mi? Diaspora sanatçılarının çalışmaları mı? Anayurtlardan sanatçıların çalışmaları mı ya da Nart efsanelerini simgeleyen çalışmalar mi kullanmalıydık?
Kırkyama
Derken Emel Huşt’un sayfasında Maykop’da düzenlenen bir sergiden alınmış kırkyama (patchwork) çalışmalarıyla karşılaştım ve doğrusu çok heyecanlandım.
Çocukluğumda babaannemin gece yarılarına kadar bir türlü akıl erdiremediğim küçüklükte oldukları halde biriktirdiği, kestiği parçaları, sonra sabırla birleştirip mucizevi bir tek parçaya dönüştürmesini izlemişliğim çoktu. Hatta benim kumaş parçası birikitirmekten öteye geçmeyen teşebbüsüm de vardı.
Bu kırkyama çalışmalarını sergileyen sanatçının izini sürmeye başladık. Sağolsun Emel bize yine yardımcı oldu. Bu incelikli çalışmaları dokuyan Asiyet/Asya‘yı bir de, Covid’den geçtiğimiz Eylül ayında kaybettiğimizi öğrenince, kararımız kesinleşti.
Ailesine ulaştık ve gerekli izni aldık, öyküsünü paylaştılar.
Asiyet'in öyküsü
1966 yılında Kazakistan’da doğdu, 1977'de ailesi ile birlikte Nalçık’a göçtü. Kabardey Balkar Devlet Üniversitesi İktisat Bölümü’nde okudu, gündüzleri işine giderken, geceleri ürettiği eserlerini ilk olarak 2012'de Nalçık’da Ulusal Müze’de sergiledi.
Daha sonra bu eserleri Maykop ve St. Petersburg’da da sergilenince Rusya çapında bir üne kavuştu. Eserlerine ulusal gelenekleri, halk masallarını ve tabii hayal gücünü kattı. En üretken olduğu dönemde ise aramızdan ayrıldı.
Madina Saralp anlatıyor
Asya Savkueva'nın eserleri tekrarlanamaz! Hayatı gibi, dünyası gibi... İnanılmaz derecede ince bir kadının dünyasını yansıtan kırkyama çalışmaları izleyenlerde dokunma arzusu uyandıran, sıcak ve çok gerçek çalışmalar.
Tuvaller üzerindeki ritim ve renklerin, dokusal yapıların uygun oylumlarla birbirine bağlandığı ve bir düzleme saflık ve bilgelikle aktarılabilecek her şey...
Asya'nın eserleri, halıları, resimleri yüksek sesle söylenemeyen şarkılar gibidir. Bu büyük sanatçı sessizce ayrıldı aramızdan. Yetenekleri ve doğası söz konusu olduğunda çok alçak gönüllüydü.
Övgüleri garipser, fark edilmek bile utandırırdı onu. Asya'nın çalışmaları yeniden basılabilecek, yeniden üretilebilecek, çoğaltılabilecek çalışmalar değil. ‘Beni özlediğin zaman halıma dokun..’
Parajanov da geçenlerde vefat eden oğlu Suren’e böyle bir mesaj bırakmıştı. Herkes bırakır. Geriye, yakınlarının zihninde kendisini simgeleyen bir iz gibi ‘insan süsü’ kalır.
Arkasında parlak, güzel bir iz bırakan Asya'nınki de, içinden hikmet meyveleri veren bir ağacın filizlendiği kalp görünümünde bir süs.
Çoğalan ve/veya azalan
Sergisi ve resimleri de dahil eserleri üzerine yazan Madina’nın söyledikleri insana çok az söz bıraksa da, kapaklarımızda kullandığımız bu iki kırkyama çalışması için bizim biraz daha sözümüz var.
Onları seçtik çünkü, bizler gibi kadın, erkek, Adige, Oset, Abhaz, metropollerden, köylerden, diasporadan, anayurtlardan vb. olmak üzere kırk parçadan oluşuyorlar (belki daha çok), ama işte bir araya gelebiliyorlar ve bunu bir becerdiklerinde çok “güzeller”.
Bu güzelliği de bize anayurtlarda da diasporada da “geleneğin aktarıcısı” oldukları hep tekrarlanan, bu sorumlulukla kimlikleri “çoğalan” ve/veya “azalan”, sessiz kılınmış olmalarına rağmen bildikleri bütün “dillerde” şarkılar söyleyen kadınlardan birisi, Asiyet hatırlatıyor.
Çerkes çemberi
İlk kitabımızın kapağında dünya dans literatürüne “Çerkes çemberi” olarak da geçmiş kadın ve erkeğin kırkyamalı da olsa birlikte gerçekleştirdiği dansını görüyorsunuz.
Üzerinde durduğumuz toprakları, kökleri temsil ettiği için zemin rengini toprak rengi olarak belirledik.
Paganik kültürümüzden
İkinci kitabın kapağındaki eser ise sanki tek tanrılı dinler öncesine giden paganik kültürümüzden bu yana kutsal bilinen bir ağacın etrafında -meşe mi acaba? Anayurtları mı simgeliyor acaba?- uçuşan göçmen kuşlar -kırlangıçlar mı acaba?- yine dünyanın her yerine dağılmış ama bu kökü, onu besleyen toprağı terk edemeyen bizleri simgeliyor.
Ancak umudu ve geleceği temsil ediyor diye zemin rengini bulutsuz gök, dalgasız deniz mavisi seçtik. Biz böyle okuduk, sizler mutlaka farklı farklı okuyacaksınız, yeter ki okuyun ve anlamını çoğaltın.
Şarkı söyleyen kadınlara
Bu okumalarınızı hatta bize de yazın.
Asiyet/Asya’nın ve kırkyama gibi çalışmalarıyla, şarkı söylemeye devam eden kadınların anısına….
Bizi onunla tanıştırdığı ve Madina’nın Facebook notuyla buluşturduğu için Emel’e, eserlerinin fotoğraflarını kullanmamıza izin verdiği için ailesine teşekkürlerimizle. (SA/APK)
* Merih Cemal Taymaz-Sevda Alankuş (derleyenler), Çerkeslerin 21. Yüzyılı: Kimlik, Anayurt, Siyaset, kapak: Duysal Tuncer, Ankara, 2021
* * Sevda Alankuş-Merih Cemal Taymaz (derleyenler), Çerkeslerin 21. Yüzyılı: Kültür, Toplum ve Gelecek, Dipnot Yayınları