“Gelecek nesiller için "mezar" mı, "yeşil cennet" mi? ÇEDES Projesi'nin eğitimde yarattığı tartışma, eleştirel düşünmenin önemini vurguluyor.”
Eğitimde duygusal ve kültürel deneyimlere önem verilmesi, son yıllarda giderek daha fazla vurgulanıyor. Ancak, bu tür deneyimlerin nasıl sunulduğu ve öğrenciler üzerindeki etkileri, tartışmalara da yol açıyor. Bu bağlamda, Çocukların Eğitimde Desteklenmesi (ÇEDES) projesi kapsamında bir okulda gerçekleştirilen maket mezar başında ağıt yakma etkinliği, eleştirilere maruz kalıyor.
Sosyolojik açıdan incelendiğinde, maket mezar başında ağıt yakmanın öğrenciler üzerinde olumsuz etkilere neden olabileceği görülüyor.
Özellikle, bu tür etkinliklerin öğrencilerde korku, endişe ve kaygı gibi duyguları tetikleyebileceği ve onların duygusal sağlıklarını olumsuz yönde etkileyebileceği öne sürülmektedir. Ayrıca, ölüm ve kayıp gibi konuların bu şekilde işlenmesinin, bazı öğrencilerde travmatik etkiler bırakabileceği endişesi de bulunuyor.
Bu uygulamanın öğrenci üzerinde birçok olumsuz etkisi ve gelecekte öğrenci üzerinde yaratacağı olumsuzluklar olduğu öne sürülüyor.
Olumsuz etkileri:
Maket mezar ve ağıt yakma, özellikle küçük yaştaki çocuklarda ölüm ve yas gibi kavramlara karşı kaygı ve korku duygusu uyandırabilir. Bu durum, çocuklarda uyku problemleri, kabuslar ve anksiyete gibi sorunlara yol açabilir.
Ağıt yakma ritüeli, üzüntü, keder ve yas gibi yoğun duyguları tetikleyebilir. Bu duygular, çocuklarda uzun süreli üzüntü, depresyon ve travma gibi ruhsal sorunlara yol açabilir.
Maket mezar ve ağıt yakma, ölümün somut bir şekilde temsil edilmesine neden olur. Bu durum, çocuklarda ölümün kaçınılmaz ve korkutucu bir olgu olduğu algısını oluşturabilir.
Maket mezar ve ağıt yakma gibi somut ve katı ritüeller, çocukların yaratıcılığını ve hayal gücünü kısıtlayabilir.
Bu tür uygulamalar, öğrenciyi dersten ve eğitimden koparabilir. Ders içeriği ile alakasız ve travmatik bir deneyim yaşatabilir.
Gelecekte yaratacağı olumsuzluklar:
Maket mezar ve ağıt yakma uygulamasından kaynaklanan kaygı, korku ve üzüntü gibi duygular, çocuklarda uzun süreli travmalara neden olabilir. Bu duygular, yetişkinlik döneminde de tekrar ortaya çıkabilir ve kişinin ruhsal dengesini bozabilir.
Maket mezar ve ağıt yakma, ölümden korkma duygusunu pekiştirebilir. Bu durum, kişinin hayatını ve deneyimlerini olumsuz etkileyebilir.
Bu tür uygulamalar, sağlıklı bir yas tutma sürecini öğrenmeye engel olabilir. Bu durum, gelecekte kişinin sevdiklerinin kaybıyla başa çıkmasını zorlaştırabilir.
Maket mezar ve ağıt yakma gibi uygulamalar, çocuklarda yaratıcı ve özgür düşünmeyi engelleyebilir. Bu durum, kişinin problem çözme ve yeni fikirler üretme becerilerini olumsuz etkileyebilir.
Bunun yanı sıra, maket mezar başında ağıt yakma etkinliğinin kültürel bir deneyim olarak sunulması, bazı öğrenciler için saygısızlık veya dini inançlarına aykırı bir durum olarak algılanabilir. Bu da öğrenciler arasında anlaşmazlıklara ve gerginliklere yol açabilir.
Bazı kültürlerde, ölüm ve yas ritüelleri özel bir yere sahiptir ve bu ritüellere saygı gösterilmesi önemlidir. Maket mezar ve ağıt yakma, bazı kültürlerde saygısız ve uygunsuz bir davranış olarak görülebilir. Bu nedenle, bu etkinliğin tüm öğrenciler için uygun olduğunu varsaymak doğru değildir.
Bazı dinlerde, ölüm ve yasla ilgili belirli ritüeller ve inançlar vardır. Maket mezar ve ağıt yakma, bazı dinlerin inançlarıyla çelişebilir. Bu nedenle, bu etkinliğe katılmak bazı öğrenciler için dini inançlarına aykırı olabilir.
Etkinliğin bazı öğrenciler tarafından saygısızlık veya dini inançlarına aykırı olarak algılanması, öğrenciler arasında anlaşmazlıklara ve gerginliklere yol açabilir. Bu durum, okul ortamında hoşgörüsüzlük ve ayrımcılığa yol açabilir.
Sonuç olarak, ÇEDES projesi kapsamında yapılan maket mezar başında ağıt yakma gibi etkinliklerin, öğrencilerin duygusal ve ruhsal sağlığına zarar verebileceği ve kültürel hassasiyetlere saygı gösterilmediği için tartışmalara neden olabileceği görülüyor.
Bu tür etkinliklerin planlanması ve uygulanması aşamasında daha dikkatli olunması gerekiyor.
(AÖ/EMK)