Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ve Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) üniversitede "türban" serbestliği için planladığı yasa değişiklikleriyle ilgili olarak bugün (30 Ocak) "Askerin bu konuda tavrını bilmeyen yok. Bir şey söylememiz malumu ilandan öteye gitmez" dedi.
Büyükanıt'ın cumhurbaşkanı eşinin türbanlı olup olmamasıyla ilgili değerlendirmeleri dışında, üniversite konusu üzerinden kendisinin iddia ettiği kadar "malum" bir tutumu olmadı. Bu nedenle genel başörtüsü yorumlarından yola çıkarak yalnızca bir çıkarsama yapmak mümkün.
Yani aslında Büyükanıt bir açıklama yapsaydı "malumun ilanından öteye" geçecekti. Askerin Türkiye gündemi yorumlarına önem veriliyor olması demokrasi bağlamında düşünüldüğünde "anormal" de olsa, bu boyutu gözardı ederek Büyükanıt'ı anlama çabasını sürdürelim...
Özkök: Başörtüsü üniversiteye girmesin
Üniversitede başörtüsünün serbest bırakılmasıyla ilgili yakın dönemde en açık yorum eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ten gelmişti. Özkök, Milliyet gazetesinden Fikret Bila'ya Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) bazı konular üzerine "tercih edilmiş hareket tarzları" olduğunu vurgulamış, şunları söylemişti:
"Üniversiteyi serbest bırakınca, öbür taraftan bilmiyorum nasıl olur? Bana kalırsa, üniversiteye türban sokulmamalı. Türbana hiç karşı değilim bakın, inançlar yönünden, örf ve adetler yönünden, insan hakları yönünden. Ama, bir şeye talipseniz, oranın kurallarına uymak zorundasınız."
Özkök, söyleşide TSK'nin "tercih edilmiş hareket tarzları"ndan bahsetse de, türban konusundaki yorumun sadece kendisine ait olduğunu da vurguluyor. Dolayısıyla Büyükanıt'ın da temsil ettiği TSK'nin konu hakkında "malum bir politika"sı varsa bile, biz bilmiyoruz...
Büyükanıt'ın hayalindeki cumhurbaşkanı (ve eşi)
Büyükanıt, aynı zamanda "TSK'nin de başkomutanı olan" cumhurbaşkanı seçimleri konusunda "Cumhuriyet'in temel değerlerine sözde değil özde bağlı olan bir kişinin cumhurbaşkanı seçilecek olmasını umut ediyoruz" demişti.
Büyükanıt bu konuşmayı Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı seçilmesinden önceki süreçte yaptığı için, cumhurbaşkanı tarifi, Gül'ün eşinin başörtülü olmasına eleştiri olarak algılanmıştı. Ancak gazeteciler Büyükanıt'a Hayrinnüsa Gül'ün başörtüsü üzerinden açıkça soru yönelttiğinde Büyükanıt cevap vermemişti.
Cumhurbaşkanlarının Yüksek Askeri Şura üyeleri ve eşleri için verdiği geleneksel akşam yemeği 2007'de iptal edilmiş, buna gerekçe olarak Gül'ün askerin "türban hassasiyeti"ni dikkate alması gösterilmişti.
2003'teyse Genelkurmay Başkanlığı, Kayseri Valiliği'nin Cumhuriyet Bayramı resepsiyonunda yönetmeliğe aykırı uygulama yaptığı gerekçesiyle idari tahkikat başlatmıştı. Sorun, resepsiyona türbanlı konuk alınmasıydı.
Büyükanıt, söyleyecekleri "malum" değilken de sussun!
Büyükanıt her konuşmasında laikliğin önemini vurgulamakla birlikte, önemsediği bu laikliğin kapsamının ne olduğu konusuna hiçbir zaman açıklık getirmedi. "Askerin siyasete karışmadığı günlerin özlemi" düşünüldüğünde Büyükanıt'ın sessizliği olumlanabilse de basın mensuplarını davet edip ortalığı "telaşlandırması" hâlâ hiç anlaşılır değil.
Ne de olsa Büyükanıt'ın susuyor olmasındaki gerekçe "susması gerektiği" değil, konuşacaklarının zaten "malum" olduğunu varsaymasıydı (ki malum değildi)... (GG/TK)