Hababam Sınıfı'nın unutulmayan sahnelerinden biridir Mahmut Hoca'nın okulun "paragöz" müdürüne çıkışı: "Burası ticarethane değil müdür bey okul okul..."
Türkiye, bugünlerde tam da böyle bir olaya tanık oluyor. Bir inşaat şirketine devredilen, bir dönemin en itibarlı okullarından olan Doğa Koleji, sermaye sıkıntısını gerekçe göstererek öğretmenlerin maaşlarını ödemiyor. Öğretmenler işsizlik, öğrencilerse eğitimden yoksun kalma riskiyle karşı karşıya...
Son yıllarda velilerin devlet okullarındaki eğitimin kalitesi ve "eğitimin dinselleştirilmesi" itirazlarıyla yolunu tuttuğu özel okullar dünden bugüne nasıl geldi?
Özel okulların ilk tarihi kuruluşu -amacı bugünden çok farklı olarak- Osmanlı dönemine dayanıyor. Fakat Türkiye tarihinde dikkate değer yükselişi 1960'lardan sonra yaşanıyor.
*1961 ve 1982 anayasalarının ardından özellikle 1985′ten sonra yapılan düzenlemeler ile özel okullar devlet tarafından açıkça destekleniyor.
*1979-80 arası sayıları 90 olan özel ilkokul sayısı 1989-1990 arasında 35'i azınlık, 5'i yabancı okul olmak üzere 155'e çıktı. Aynı tarihlerde ortaokulların sayısı 15'i azınlık, 17'si yabancı olmak üzere 77'den 171'e yükseldi. Bu tarih aralığında özel liselerin sayısı ise 154'tü.
2007'de kanun değişikliğine gidildi
*1980'li yıllarda başlayan özel okullardaki artış 2000'li yıllarda da devam etti. Özel okulların artmasıyla birlikte 1965'te kabul edilen özel okulların açılmasına ilişkin mevzuatı belirleyen 625 Sayılı Kanun (özel öğretim kurumu açmak için Milli Eğitim Bakanlığından kurum açma izni alınır. Yeni açılacak özel öğretim kuramlarının; Türk Milli Eğitiminin ve kalkınma planlarının hedef ve ilkelerine uygun olup olmadığı, branşı, eğitim-öğretim seviyesi açılacak bölgeler, Milli Eğitim Bakanlığınca kararlaştırılır ve buna göre kurum açma izni verilir) 2007 yılında yürürlükten kaldırıldı.
* Bunun yerine 5580 sayılı Özel Öğretim Kanunu kabul edildi. Bu kanunla özel okulların açılma koşulları, personeli, devri, mali destekleri, yönetimi, denetimi ve gözetimi ile eğitim ve öğretim faaliyetleri yeniden düzenlendi.
Asıl artış 2014'ten sonra yaşandı
*Türkiye'de özel öğretim kurumlarının sayısal olarak artışında en önemli tarih 2014 yılı. Çünkü 2014 yılında, dershanelerin 6528 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile kapatılması veya özel okullara dönüştürülmesi ile ilgili hukuki süreç başlatıldı.
* Bu gün geldiğimiz nokta ise şöyle: Dört yıl önce; anaokulu, ilkokul, ortaokul ve lise düzeyindeki özel okul sayısı 6 bin 710 iken, Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) "Milli Eğitim İstatistikleri-Örgün Eğitim 2018-2019" verilerine göre; şu an 12 bin 809 özel okul bulunuyor.
Özel okula giden öğrenci sayısı 2012-2013: 613.064 |
*2012-2013 öğretim yılında 613 bin olan özel okulda eğitim gören öğrenci sayısı da; şu anda 1 milyon 440 bin 577 ulamış durumda. Özel okullarda görev yapan öğretmen sayısı ise; 169 bin 740.
Açık lise ya da istenilmeyen okul türü
Peki, özel okullar neden bu kadar ilgi görüyor, sayıları neden bu kadar arttı?
MEB özel okula giden öğrenci sayısının, öğrencilere verilen teşvik nedeniyle artığını açıklasa da artışın başlıca nedenleri arasında; liseye geçiş sistemindeki değişiklikler, öğrencilerin istemedikleri okul türü (meslek lisesi ya da imam hatip lisesine otomatik kayıt yapılması )ve sonunda açık liseye gitme zorunluğu yer alıyor.
Özel okul oranların eğitim kademelerine göre bakıldığında da en büyük artışın Ortaöğretim Genel Müdürlüğü'ne (OGM) bağlı özel liselerde olduğu görülüyor.
Kaynak: Eğitim Reformu Girişimi
Ayrıca, 2013-2014 öğretim yılından itibaren uygulanmaya başlanan ve 2018 yılında kaldırılan Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi (TEOG) ile birlikte özel okula giden öğrenci sayısı daha da artış gösterdi.
Ergenlik çağındaki çocuklarının örgün eğitimin dışına çıkmasını istemeyen aileler, çocuklarını ya istemedikleri okul türüne ya da özel okula göndermek zorunda kalıyor. Devlet okullarının son yıllarda oldukça tartışılan müfrefdatı da ailelerin özel okulları tercih etmesindeki bir diğer önemli faktör.
4+4+4 eğitim sistemi de talebi arttırdı
Artışın bir diğer nedeni de 4+4+4 eğitim sistemi. 4+4+4 düzenlemesi öncesi 2011-2012 eğitim öğretim yılında 4 bin 664 özel okulda 535 bin 788 öğrenci eğitim görürken bu sayı şu an da 1 milyon 440 bin 577.
Özel okullardaki artış ise; yukarıda belirttiğimiz gibi 2014'ün sonunda alınan 2015'te uygulamaya konulan dershanelerin kapatılmasıyla başladı. Bu süreçte dershanelerden bazıları özel okula, bazıları özel öğretim kursuna, bazıları ise temel liseye dönüştü. Dönüşüm okulu olarak açılan bin 463 kurumdan bin 221'i temel lise oldu.
Devlet teşviği inşaatçıları özel okullara yöneltti
Öğrencilere verilen teşvik aileleri özel okula ciddi oranda teşvik etmedi. Fakat devletin 2015'te ilk kez özel okul açacaklara iki kez yatırım teşviği vermesi özel okul sayısının artmasının başlıca nedenleri arasında. Ekonomik kriz öncesi devletin öğrenci başına 4 bin TL teşvik vermesi de özel okul sektörüne ilgiyi arttırdı.
Teşvik ile sayıları hızla artan ve çoğunluğu inşaat sektörüyle ilişkili olan özel okullar; hem inşaat sektöründe yaşanan kriz hem de devletin öğrenci başına verdiği teşviği kesmesiyle birlikte geçtiğimiz yıl itibariyle çöküş yaşadı. Son bir yıl içinde 200'e yakın özel okul ya kapısına kilit vurdu ya da devretti.
Devletin özel okullardan kurulum aşamasında teminat istemiyor olmasının faturası da özel okullarda görev yapan öğretmenlere, verdikleri parayı almak için mahkeme yolu gösterilen velilere ve dönem ortasında okul değiştirmek zorunda kalan öğrencilere kesiliyor.
Üç grupta özel okullar
Gizem Kıygı ve Selin Yazıcı, beyond.istanbul'un Mekanda Adalet ve Çocuk sayısında kaleme aldıkları yazıda özel okulların yer seçimi ile konut üretimi arasındaki ilişkiye dikkat çekerek, İstanbul özelinde bazı eğitim kurumları, zincir okullarına mercek altına alıyorlar.
Özel okulların gayrimenkul sektörüyle kurdukları ortaklık ve ilişkilerin incelendiği yazıda, İstanbul içerisinde şube sayılarıyla dikkat çeken okullar üç grupta toplanıyor:
Bunlardan birincisi dershanelerden dönüştürülen okullar. Mekansal özelliklerinde apartman tipi okullar, bu grup içerisinde bulunuyor.
İkinci gruptaki okullar, emlak sektöründe olan resmi olmayan bir yerde bulunmasa da mevcut arazilerde değer artışı yaratan ve lüks projeler.
Üçüncü gruptaki okullar ise, bağlı bulunan şirketler grubu, inşaat alanlarının projelerlerinde ortaklıklar kuran okullardır.
Doğa'yı kurtarmak sorunları çözer mi?
Bugün yaşanan tartışmaların odak noktasında yer alan Doğa Koleji, üçüncü grupta yer alıyor. 124 kampüs, 82 bin öğrenci ve 13 bin 500 personeliyle Türkiye ve Avrupa'nın en büyük, dünyanın ikinci büyük okul zinciri olan Doğa Koleji, Urfalı eski bir eğitimci ve dershaneci Fethi Şimşek, tarafından 2001 yılında kuruldu.
Şimşek, Doğa Okulları'nın yüzde 80'ini 2011 yılında yabancı sermayeden oluşan Turkven Yatırım Fonu'na sattı. 2016'ta ise Şimşek kendisine ve Turkven'e ait hisselerin yüzde 100'ünü Metal Yapı Konut markasıyla inşaat ve gayrimenkul sektöründe faaliyet gösteren Ömer Saçaklıoğlu'na sattı.
Öğretmenlerin aylardır maaş alamadığı, öğretmenlerin ve velilerin eylemler yaptığı bu nedenle eğitimin büyük ölçüde aksadığı Doğa Koleji'ndeki krizin dün itibariyle nihayete erdiği söylenebilir. İstanbul Teknik Üniversitesi Vakfı dün yaptığı bir açıklama ile Doğa Koleji ile ilgili müzakerelerin olumlu yönde devam ettiğini açıkladı.
Fakat Doğa Koleji ile tartışmaya açılan özel okullarda yaşanan sorunlar sadece bu okulun kurtarılmasıyla sona erer mi? Geçtiğimiz itibariyle kapanan ve devreden okul sayısını düşündüğümüzde özel okulların daha uzun süre Türkiye gündemini meşgul edeceğini söylemek yanlış olmaz.
* Bu haberde kaynak olarak Eğitim Reformu Girişimi, Eğitim-Sen, MEB, beyond.istanbul'un yayımladığı rapor ve makalelerden yararlanılmıştır.