Kurtuluş Savaşı sonrası Cumhuriyetin, buğday politikalarına yaklaşımı ve politikasının gereği yasal ve pratik uygulamasına kısaca bakalım.
1932'de çıkarılan yasa ile üretici lehine fiyatların belli bir düzeyin altına düşmemesi için devlet buğday alım satımına Ziraat Bankası aracılığıyla müdahale eder. Tahıl alımları için Ziraat Bankası'na 6 milyon TL kredi açılır. Ziraat Bankası'na üreticinin buğdayını satın alma yetkisi verilir. 1932'de de devlet Banka aracılığıyla en önemli ürün olan buğdayın alımına girdi. Buğday ile birlikte diğer hububat türlerinin de pazar sorunundan ötürü destekleme kapsamı içine alınmaları gereği duyulmuş, bu ürünlerin alım işleri TC Ziraat Bankası'nca yürütülemeyecek kadar kapsamlı olduğundan, 1938 yılında 3491 sayılı yasa ile TMO kurularak bu görevi devir alır.
13.07.1938 tarih 3491 Numaralı Yasa ve 30 milyon sermaye ile kurulan ve 1959 yılına doğru sermayesi 600 milyon TL' ye (260 milyon TL'si ödenmiştir) yükselen İktisadi Devlet Kuruluşu Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO), kuruluş amacı ise yasa da şöyle belirtilmiştir: Üreticilerden tahıl satın almak, alınan tahılları iç ve dış pazara sürmek, devlet tahıl yedeklerini oluşturmak, iç pazarda ürün fiyatlarını düzenlemek, tahıl standardizasyonunu izlemek un değirmenleri, ekmek fabrikaları, tahıl ambarları kurmak, sınai şirketler kurmak ve benzeri görevler TMO'ya verilmiştir.
Kuruluş amaçları doğrultusunda işletilip-işletilmediği ayrıca tartışılabilir, ama, TMO'nun kuruluşundan amaçlanan, "çiftçilerin tüccara karşı korunması, yani, çiftçinin pazar sorununun çözülmesi"ni kısmen de olsa çözüyordu.
TMO'ya ait olmak üzere, 1950 ve 1957 yılları arasında, Marshall Planı çerçevesinde Amerika'nın kredi yardımlarıyla, savaş sonrası Avrupa ülkelerinin gıda ihtiyacının karşılanması amacıyla ülkenin çeşitli yerleşim noktalarında 450 tane tahıl ambarı inşa edilmiştir. Şu an TMO depolama kapasitesi 4 milyon 425 bin 450 tona ulaşmıştır.
TMO depolarının yüzde 67.9'luk bölümü halen dünyada sağlıklı depolamaya olanak sağlayan birçok ülkede de kullanılan havalandırma sistemlerine sahiptir. Dünya ölçeğinde bu oldukça önemli bir orandır. Doğal hava ile havalandırma yapan sistemlerin yanı sıra 24 adet de mevzi soğutma cihazı bulunmaktadır.
Dünyada yıllık morfin ve türevleri ihtiyacı ortalama 240 ton civarındadır. Dünyanın ihtiyacının yüzde 25'i TMO tarafından karşılanmaktadır.
TMO'nun bu güne kadar yaptığı işler:
1- Destekleme alımları,(buğday, arpa, mısır, mercimek, fasulye, nohut, haşhaş alımları)
2- Umumi mağazacılık, (emanet alım)
3- Depolarını kiraya vermek gibi işleri,
4- Morfin üretim ve ihracatı yapmaktır.
Dünya tahıl ihracatçıları gelişmiş ülkelerdir...
Dünya tahıl üretiminin dörtte üçünden fazlasını gelişmiş ülkeler sağlamaktadır. En önemli üretim bölgeleri Asya, Kuzey Amerika, eski Sovyetler Birliği ve Avrupa Birliğidir. En büyük üretici ve tüketici Asya ülkeleridir. İhracatçı ülkeler sırasıyla Kuzey Amerika ülkeleri,Avrupa Birliği ülkeleri, Avustralya ve Yeni Zelanda'dır.
Dünya tahıl ihracatçıları olan ülkeler gelişmiş ülkelerde stoklarını eritmek için IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü aracılığıyla az gelişmiş ülkelerde yaptırımlarda bulunmaktadır. Türkiye de maalesef bu yaptırımların uygulandığı ülkeler sınıfındandır. Türkiye'de de bu yaptırımlara "hayır!" demeyecek Hükümetler nöbetleşe iktidar olmaktadırlar.
Kapitalist küreselleşme politikaları gereği, GATT - DTÖ anlaşmalarının dayatmaları sonucunda Türkiye'de devlet eliyle destekleme alımları yerine silolar kiraya verilerek amacından uzaklaştırılmıştır. 1980'den sonra uygulanan bu tarımsal politikadan dolayı çiftçilerimiz tüccara daha çok teslim edilmiştir.
Türkiye'de güdümlü hükümetler, tarımsal üretiminin başında gelen ürünlerden olan buğdayda, uyguladıkları yanlış politikalar sonucu; yeterlilik oranı 100'ün altına düşürülmüş, buğday üretiminde yeterlilikten çıkarılmış, ithalatçı ülke haline getirmişlerdir. Türkiye'nin buğday dış alım miktarı aşağıdaki çizelgedeki gibi bir seyir izlemiştir.
Çizelge-1: Türkiye'nin Buğday Dış Ticareti
Kaynak: İGEME
Her geçen yıl daha fazla buğday ithal etmek durumunda bırakıldığımız çizelgede de açıkça görülmektedir. 1994'te 495 bin 906 ton buğday ithalatı 1995'de 1 milyon 253 bin 331 tona, 1996'da da 2 milyon 214 bin 876 tona çıkmıştır (Çizelge-1) .
Tahıl tüketiminin önemli özelliği, tahıl ticaretinin önemli miktarlara vardığı ülkelerde gerek dış alımın gerekse dış satımın ya doğrudan hükümet ya da hükümet kontrolündeki kuruluşlarca yürütülmesidir. Devlet ya da onun kontrolünde bulunan kuruluşların -TMO- dışında yürütülen dış ticarette yapılan hatalar büyük yaralar açmaktadır. Bu hatalar üretimden tüketime, sonuç olarak yeterlilik oranlarına -gıda güvenliğine- olumsuz yansımaktadır.
Buğday alım satımının kuralsızlaştırılması için TMO'ların kaldırılmasını isteyen IMF' ye hükümetler tam uyum göstermektedirler!...
Şöyle ki;
57. Hükümetin aldığı kararı kaldırmak/geri çekmek yerine 58. Hükümet de ilk aşamada 57.Hükümetin kararını aldığı Gaziantep ve Bandırma, ikinci aşamada Şanlıurfa ve Samsun, son aşamada ise Afyon ve İzmir Bölge Müdürlüklerinin kapatılması kararını uygulamaya aldı. Ancak TMO Yönetim Kurulu'nun Kasım 2002'de aldığı ek bir kararla Şanlıurfa Bölge Müdürlüğü yerine Diyarbakır Bölge Müdürlüğü'nün kapatılması olarak kararını değiştirdi.
Karar siyasi mi?...
Diyarbakır Bölge Müdürlüğü 1945 yılında kuruldu. Batman, Bingöl, Elazığ, Malatya, Mardin, Siirt, Şırnak ve Tunceli'nin bağlı olduğu 4 şube, 13 ajans müdürlüğü ve alım kampanyasında açılan 5 ekip şefliği ile toplam 22 iş yeri ve 260 bin ton stok kapasitesine sahip Diyarbakır Bölge Müdürlüğü, TMO'nun 5. büyük bölgesidir.
Daha önce kapatılan; Et ve Balık Kurumu (EBK), Süt Endüstrisi Kurumu (SEK), YEM SANAYİİ (YEMSAN) sonrasında bölge hayvancılığı yok oldu. Tütün Yasası ve Şeker Yasası ile ilk kotalar Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde uygulandı, bölge insanın eli böğründe kaldı. TMO Diyarbakır Bölge Müdürlüğü' nün kapatılması ile fasulye, nohut, mercimek ve buğday üreticileri perişan olacak. Kararın sosyal ve ekonomik yanı olmadığı açık, peki; karar siyasi mi?!...(AA/BB)