Siyasi krizin sürdüğü Bulgaristan, son iki yılda ikinci kez erken genel seçime gidiyor. Seçim 5 Ekim 2014 Pazar günü yapılacak.
Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) ve üyelerinin çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) partisinin oluşturuduğu koalisyonunla kurulan 89. Hükümet, sadece bir yıl iktidarda kalabildi.
Bulgaristan'da bir yıllık toplumsal hareket ve işgal eylemleri ardından büyük koalisyon hükümeti, 23 Temmuz 2014 günü erken seçim kararını açıklayarak istifa etmişti.
Sokaklarda öğrencilerin protestolarında polisin öğrencilere sert müdahalesiyle itibarı sarsılarak 2 Şubat 2013'te istifa eden Boyko Borissov'un ardından “Bulgaristan'ın Avrupai Kalkınması için Yurttaşlar” Partisi GERB'in tek başına iktidarı sona ermiş ve 2013 Mayıs ayında erken seçime gidilmişti. Seçim takviminin açıklandığı Şubat ayından itibaren sokaklar sakinleşirken, mecliste bulunan dört partiden GERB hariç diğer üçünün (Bulgaristan Sosyalist Partisi, Haklar ve Özgürlükler Hareketi, ATAKA) zorlu bir koalisyona gitmesi üzerine siyasi arenada gergin bir ortam oluşmuş ve hükümet, görevdeki birinci ayını dolduramadan meclisin önündeki meydan işgal edilmişti.
Türkiye'de Gezi Parkı protestolarıyla neredeyse eşzamanlı olarak başlayan işgal hareketi aradan geçen bir yılda dinamizmini kaybetmeden sürekliliğini sağladı ve hükümet istifa ederek erken seçim kararı aldı. Haziran 2013'te, Bulgaristan gizli servisi olan Ulusal Güvenlikten Sorumlu Müdürlük (DANS) pozisyonuna yapılan atamalarda bir işadamı ve milletvekili olan Delyan Peevski'nin adının direktör pozisyonu için anılmasıyla birlikte yolsuzluk karşıtı gösteriler başlamış ve kısa sürede bir işgal hareketine dönüşmüştü. Yeni hükümetin, devletin eski geleneklerini devam ettirme niyetinde olduğu iddiasındaki kişiler DANS atamasının iptalini ve hükümetin istifasını talep ettiler.
Meclis DANS işgalinde
DANSetBenle hashtagiyle çevrimiçi paylaşımlarla kitle gitgide kalabalığını artırırken, bir önceki kıştan kalma öğrenci hareketini toplumsal bir harekete yaymayı başardı. Hergün onbinlerce kişi 18:30'da meclis binasının çevresine akın ederken, polis müdahalesi olmaması dikkat çekiciydi. Bir sene boyunca zaman zaman artarak ve azalarak kalabalık varlığını sürdürdü ve nihayetinde merkez sağa karşı oluşturulan büyük koalisyonun daha fazla dayanamayacağı noktaya kadar geldi.
Koalisyon ortaklarından aşırı sağ ATAKA asla bir araya gelmeyeceğini vaadettiği partiler ve siyasilerle koalisyona girerek kendi tabanını kaybetti, Bir önceki hükümet döneminden çıkarımlar elde etmemiş bir sosyalist parti, siyasetteki eski yolsuzluk geleneğini sürdürebileceğinin sinyallerini vererek toplumdaki hoşnutsuzluğu körükledi. Ve “Türk Partisi” olarak da bilinen DPS de parti içi demokrasi geleneğinin oturmaması ve lider ne kadar değişmiş olsa da parti içindeki kilit isimlerin aynı kalmasıyla birlikte değişim iddialarının altını dolduramadı.
Öte yandan, ilk çıkış iddiası yolsuzluk ve yoksullukla mücadele olan GERB'in iktidarda kaldığı süre boyunca gelişim ve iyileşmeden ziyade zümre değişimi gerçekleştirmesinden dolayı, her ne kadar partiye olan destek halen ülkedeki en yüksek olsa da GERB'i iktidara taşıyacak oranı bulamıyor. Geçtiğimiz yıl yapılan seçimlerde GERB meclis içerisindeki en büyük grup olmasına rağmen, diğer tüm partiler tarafından yalnız bırakılınca “tek başına muhalefet” olmak zorunda kalmıştı. Haftasonu yapılacak erken seçimlerde yine en yüksek oy oranını alması beklenen parti için koalisyon yine tek çıkış yolu olsa da de pek mümkün görünmüyor.
Sağ partilerin çıkışı
GERB'in tek başına iktidara gelmesinin imkansız göründüğü anketlerde, yeni yükselen sağ partilerin oy oranları çıkışta görünüyor. Meclise girmesi kesin gözüyle bakılan Sansürsüz Bulgaristan, Reform Bloğu, Yurtsever Cephe partilerinin yanı sıra Bulgaristan’a Alternatif ve daha önce de meclise girmiş olan aşırı sağ ATAKA'nın da yüzde dörtlük barajı geçebileceği öngörülüyor.
Daha önceki seçimlerde her defasında git gide düşen seçime katılım oranları, bu seçimde de geçtiğimiz yıla göre düşecek gibi görünüyor. Beklentiler bu erken genel seçimlerde de katılımın yarıdan az kalması yönünde. Katılım oranları düştükçe, daha fazla parti ideolojik bağlarına sadık olan merkezden çok öte olan sağ partilerin oy rakamları yükselmese de oranları seçim sonuçlarında artıyor.
Bir önceki erken genel seçimlerde GERB karşıtı koalisyonda yer alan ATAKA'nın oylarının erimesiyle katılımını artıran diğer sağ partilerden ikisinin GERB ile koalisyona girme ihtimali de şimdiden yükseliyor. Geçtiğimiz yıl Borisov'un “ne olursa olsun ATAKA koalisyona alınmamalı, gerekirse ben tek başıma güvenoyu verilmesine katkı verirdim” şeklindeki açıklamalarının ardından, yapılacak erken genel seçimler sonucu aşırı sağ görüşlü siyaseti ne kadar kabul edeceği merak konusu.
Partilerin oy oranları ne olacak?
Alpha Araştırma Merkezi daha önceki seçim sonuçlarına dair oldukça yakın tahminlerde bulunmuş ve güvenilir bir kaynak olduğunu kanıtlamıştı. Seçimlerden bir hafta öncesinde yaptığı araştırmanın ardından GERB için yüzde 34 oy oranı öngörülüyor, ve bu da meclis içinde 98-100 vekil anlamına geliyor. BSP'nin oy oranı yüzde 19,1 ve vekil sayısı 53-55, Türk partisi DPS yüzde 15,4 ve 44-46 vekil ile üçüncü parti olarak mecliste yer almaya devam edecek görünüyor. Daha önce yüzde 11 oy oranı alan ATAKA dördüncü parti pozisyonunu yeni yükselen Reform Bloğu ve Sansürsüz Bulgaristan'a bırakmış gibi görünüyor. Bu iki partinin de oy oranları yüzde 6 ve bu da 16-18 vekil anlamına geliyor. Meclise girmesi muhtemel bir diğer parti ise yine sağdan Yurtsever Cephe, oy oranı yüzde 4,2 ve mecliste 12 sandalye alması mümkün.
Seçimlerin sonucunda meclis içinde oldukça renkli bir atmosfer oluşacağa benzer; fakat en dikkat çekici nokta son seçimlerin üzerinden geçen bir yıl boyunca toplumsal refah seviyesinin bir türlü yukarıya doğru bir ivme kazanamamış ve yaşamdan memnuniyet anketlerinde bir yükseliş kaydedilememiş olması. Hükümet yorgunu partilerin hiçbirinin kendilerini gerçek manasıyla yenilememesi, Bulgaristan'ın yerel sorunlarına -özellikle de demografik erimeye- hitap etmeden, çözüm önermeden birbirlerini yıpratmaya dayalı söylemler geliştirmesi de şu an için siyasi dönüşüme yardımcı olmuyor. (GÖ/HK)