Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Ekim 2020’de açıkladığı verileri göre Türkiye’de 4 milyon 227 bin kişi işsiz. Üniversite mezunu gençler ve kadınlar işsiz nüfusun çoğunluğunu oluşturuyor.
Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre de koronavirüsün görüldüğü Mart ayından bugüne kadar Türkiye’de 359.784 kişi Covid-19 oldu, 9.727 kişi de Covid-19 nedeniyle yaşamını kaybetti.
Yani, sayılar, Türkiye’nin acil olarak çözülmesi gereken iki sorununu ekonomi ve pandemi olarak somut olarak ortaya koyuyor. Haliyle ülkenin yurttaşları olarak hükümet yetkililerinden bu iki soruna dair acil çözümler bekliyoruz. Ancak yetkili bakanların açıkladığına göre hükümetin gündeminde bu sorunlar yerine kadınların nafakası var.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, süresiz nafaka ile ilgili çalışmalara ilişkin yaptığı değerlendirmede nafakanın “2 veya 3 yıl ile sınırlandırabileceğini” belirtti.
Pek şaşırmadık. Çünkü hükümetin gündeminde ya kadınları şiddetten koruyan İstanbul Sözleşmesi oluyor ya da nafaka hakkının gaspı.
Türkiyeli kadınlar olarak resmen alarmdayız. Eğer bu iki konuyu gündemlerine almazlarsa, “kürtaj hakkı” ve çocukları istismarcı erkeklerle evlendirecek tasarıyı gündeme getiriyorlar. Kadınlar olarak her güne, “Acaba bugün hangi hakkımıza saldırı planlanıyor? Acaba hangi hakkımızı korumak için mücadele edeceğiz?” sorularıyla başlıyoruz.
Son olarak geçen hafta Selçuk’un “nafakanın sınırlandırabileceğine” dair açıklaması gündemdeydi. Yasada yer alan nafaka tanımını hatırlatayım, “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir."
Erkek ve kadın arasında gelir eşitsizliği var
Yani nafakayı eğer ekonomik koşulu kötü ise erkek de isteyebilir. Ama genelde erkeklerin böyle bir sorunu olmuyor. Çünkü, erkek evlendikten sonra evini temizleyen, çocuklarına bakan kadını ev işlerine hapsederken kendisi ekonomik olarak da gücünü artıyor. Ayrıca burada kadın ve erkek arasındaki ciddi gelir eşitsizliğini de hatırlamak da yarar var.
Bakan, açıklaması ile “kadınlar ömür boyu nafaka alıyor” diyen nafaka karşıtı erkeklere de aslında yanıt vermiş oluyor. Diyor ki, “zaten nafaka süresiz değil.”
Evet haklı. Kadın hakları savunucularının da ısrarla söylediği gibi eğer erkek ekonomik gelir durumunda bir değişiklik olursa nafakanın kaldırılmasını veya miktarına dair değişiklik talep edebiliyor.
Miktarı demişken, Kadın Dayanışma Vakfı’nın raporuna göre mahkemelerin kadınlara uygun gördüğü nafaka oranı aylık 370 ila 400 TL arasında değişiyor.
Tüm bu fırtına, tantana bu kadar bir para için koparılıyor. Nedense kimsenin aklına ödenmeyen nafakalar ya da eski karısına nafakasını ödememek için malını mülkünü başkasına devreden erkekler gelmiyor.
Özcesi, Türkiye’nin sorunlarını çözmekle yetkilendirilen gerçekten önemi kişiler, ekonomi, sağlık gibi hayati alanlardaki sorunları çözmek yerine, yeni sorunlarla karşımıza çıkıyorlar.
Nafaka hakkının sınırlanması için koşulları sağlanmalı!
Kadınların nafaka hakkını desteklemek, ödenmeyen nafakaları tahsil etmek için yeni destek sistemleri kurmak yerine, kadınların biricik haklarını da almak istiyorlar.
Ha, “Kadınların nafakaya ihtiyaç duymadığı bir ülke yarattık, yaratıyoruz” deseniz, durum başka. Yani, Avrupa’nın birçok ülkesinde olduğu gibi ev içi emeğini ücretlendirip kadınları ekonomik olarak desteklerseniz, kadın ve erkek arasındaki gelir dengesizliğini kadınlardan yana çözerseniz, boşanan kadınlara siz devlet olarak ekonomik destek sağlarsanız, o zaman nafakaya haliyle ihtiyaç kalmaz.
"Asıl nafaka mağduru kim?"
Nafaka hakkı gasp edilme riski olan kadınlardan Emine K.’nin cümlelerini buraya bırakıyorum. Belki onun yaşadıkları durumu daha net anlatır:
“Aylık zar zor 150 TL nafaka bağlandı. 150 TL bana yetmiyor. Eski kocam ev, araba aldı. Hayatını kurdu. Ben boşanmış bir kadın olarak hayatıma devam edemiyorum. Hayatım bitti. Kocam ise bana nafaka vermemek için değerli malları da yeni karısının üzerine yaptı.
"Böylece gelirini düşük gösteriyor. Nafaka artırım taleplerimiz kabul görmüyor. İstediğimiz oran sadece bir 150 TL daha. 150 TL nafakayı alabilmek için beş yıl mücadele ettim, bakalım minik bir artışı almak için kaç yıl daha mücadele edeceğim. Asıl nafaka mağduru kim?”
Yazının fotoğrafı
Polonya'da kürtajı neredeyse tümüyle yasaklayan mahkeme kararının ardından başkent Varşova'da kadınlar sokaklara çıktı, kararı protesto etti.
Anayasa Mahkemesi kararda, 1993'ten beri yürürlükte olan ve fetüste ciddi kusur olması durumunda kürtaja izin veren kanunun Anayasaya aykırı olduğuna hükmetti. Polonyalı kadınların eyleminden alınan bu fotoğrafın da söylediği gibi:
"Benim bedenim, benim kararım."
(EMK)
Görsel: Sosyal medya