Buğday nasıl filizini sürer de
Çıkarsa toprağın üstüne
Güzelim kırmızı elleriyle
Sessizliği burgu gibi deler de
Biz halkız, yeniden doğarız ölümlerde
Kulağımızı kasetçalara iyice yaklaşıp dinlerdik bu şarkıyı. Defalarca çoğaltılmış, üzerinde hiç yazı olmayan koyu turuncu renkli kasetten ses hayal meyal duyulurdu artık. Daha önce dinlediğim hiçbir türküye benzemiyordu. Berrak bir kadın sesiydi, biraz marşı andırıyordu ama bir yandan da türküydü.
Türkü her yerine sinmişti, zaten albümün adı Buğday'ın Türküsü, grubun adı da Yeni Türküydü. Evet, yeniydi gerçekten. Başka hiçbir şeye benzemiyordu.
Şarkının sözleri zor anlaşılıyordu, ama "Biz halkız, yeniden doğarız ölümlerde" netti.
Bir parola gibi mırıldanırdık bu mısrayı. Pablo Neruda'nın şiiri olduğunu bilmezdik. Yasaklı bir yayına sahip olmanın o yıllarda ürkütücü hazzıyla her fırsatta dinlenirdi. Ama her yerde değil, herkesle asla...
Akılda kalan diğer parça "Hava döndü, işçiden, işçiden esiyor yel"di. Can Yücel'in şiiri umut veriyordu.
Zuladaki yasak yayın
Yıl 1983'tü. Ankara'da öğrenci evlerinin, yurtların en gizili köşelerindeki zulalarda "yasak yayınlardan" biriydi o eski kaset. Yeni Türkü'nün Buğdayın Türkü albümü, şehir efsanesi gibiydi. Bir kopyasını ele geçirmek ise tam bir tesadüftü.
İkiden fazla kişinin bir araya gelip konuşmasının toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanunu uyarınca suç sayılabildiği yıllardı. Jandarmanın bir yurt baskınında az daha ele geçiyordu. Kamuflajı artırıp, içteki bantı çıkarıp başka bir kasetin içine yerleştirmiştim; çok emin değilim ama galiba bir Hüseyin Altın albümüydü yeni kılıfı.
Çok sonra öğrendim ses Zerrin Yaşar'a aitmiş. Selim Atakan'mış besteleri yapan, erkek sesi Derya Köroğlu'ymuş.
Çok Ankara'dır bu albüm benim için. Daha sonra soyadı Atakan olacak Zerrin Yaşar ve Selim Atakan'ın Hacettepe, Derya Köroğlu'nun ise ODTÜ mezunu olmasından kaynaklanıyor olabilir.
Buğdayın Türküsü, 1980 sonrası direnen simgelerden biriydi benim için. Nazım Hikmet'in, Can Yücel'in, Neruda'nın, Yaşar Miraç'ın ve Kemal Burkay'ın şiirlerini "yeni türkü" olarak dinleyebilmek o yıllarda ayrıcalıktı.
1979'da long play olarak çıkmıştı. Darbe sonrası yasaklandı ve bir türlü geniş bir dağıtım olanağı bulamadı. 32 yıl sonra Ada Müzik, albümün tıpkıbasımını yapacağını duyurdu. Yaz bitiminde Buğdayın Türküsü'yle yeniden buluşacağız. (HK)